HAK VE ADALET REHBERİ HZ. MUHAMMED(sav)*
Hamd, biz müminlere Kitab-ı Mübin’de adaletli olmayı emreden Allah’a, salat ve selam ise Kur’an’ın hak ve adalet ilkelerini mükemmel bir şekilde yaşayarak bize örnek olan Hz. Muhammed’e olsun.
Hak ve adalet insan ilişkilerinin en temel ahlaki değerlerinden biri ve kişiyi Allah’a yaklaştıran en önemli amellerin başında gelmektedir.
Adalet, özetle “bireysel ve toplumsal hayatta dirlik ve düzeni, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine uygun yaşamayı sağlayan ahlakî erdem” olarak tanımlanabilir.
Hak ve adaleti sağlayacak olan Tevhid dini İslam’dır .Allah, inanan herkese hak ve adalet üzere olmayı emretmiştir. “Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adaletli olun. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.” (Maide suresi, 8)
“Yaşayan Kur’an” olarak da adlandırılan ve bizler için her zaman “En güzel örnek“(Ahzab 21) olan Hz. Muhammed (sav) hak ve adalet konusunda da örnek alınması ve kendisine ittiba edilmesi gereken güzel bir rehberdir. Bir ismi de “Adil” olan Hz. Muhammed (sav) hak ve hukuka uygunlukta, hakkı gözetmede ve doğrulukta insanların en ileri gideni idi.
Hz. Muhammed’in (sav) bu konuda getirdiği ve yaşantısı ile bize gösterdiği apaçık belgeler hakka ve adalete susamış ve zulmün karanlıklarında kalan çağımız insanının yolunu aydınlatmaya kafidir. O (sav) sevgi ve barış peygamberi olduğu kadar hak ve adalet peygamberi idi.
Mazlumlar, ezilen mustazaflar, adalete susamış olanlar O’nun (sav) rehberliğinde insanca, adil bir düzen ve hayata kavuştular.
Allah’ın sevgili elçisi Hz. Muhammed (sav) dürüst ve güvenilir kişiliği, hoşgörülü ve merhametli yaklaşımı, cesur ve sabırlı özelliği yanında her daim hakve adalet üzere oluşu ile biz Müslümanlara örnek olmuştur.
Allah Rasûlü, hayatın her alanında daima adaleti, adil hüküm vermeyi esas almış, bizzat adaletin en güzel örneklerini sergilemiş; aile hayatında (Nisa,3), insanlar arası münasebetlerde (En’am, 152), hakim huzurunda, şahitlik esnasında (Nisa,135) adalet esasını zihinlere yerleştirmiştir.
O (sav) kimseye haksızlık etmemiş, haksızlığa da rıza göstermemiştir. Zengin-yoksul, kadın- erkek veya etnik köken ayrımı yapmadan üstünlüğün ancak takvada olduğunu ifade etmiştir.
Hz. Peygamber, adaleti ihlal konusunda aracı olmak isteyenleri çok yakını da olsa sert bir şekilde reddeder, suçluya layık olduğu cezasını vermekte en ufak bir tereddüt göstermezdi.
“Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı, onun da cezasını verirdim.”Diyerek kıyamete kadar insanlığa örneklik teşkil edecek hak ve adaletin evrensel ilkelerini bize öğretmiştir.
Hz. Muhammed’in (sav) hayatı boyunca, toplumda adaleti hakim kılmak için mücadele ettiğini görüyoruz. Çünkü O’na vahyedilen dinin özü hak ve adalettir. Kutlu Nebi (sav) bir taraftan Mekkeli ve Medineli Müslümanlar arasında en sahici bir şekilde kardeşliği tesis ederken diğer taraftan da Medine Sözleşmesi ile Müslüman, Yahudi ve müşrikler arasında hak ve adaleti sağlamaya çalışıyordu.
Hz. Peygamber (sav), hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyametin o yakıcı sıcağında, arşın ferahlatıcı gölgesinden istifade edecek yedi sınıf insandan bahsederken öncelikli olarak adaletli davranan idarecileri saymış, adil devlet başkanlarını ve yöneticilerini övgüyle vasfetmiş, ailesine ve emri altındakilere adaletle davrananlara Allah tarafından kıyamet gününde büyük mükafatlar verileceğini bildirmiştir.
Hz. Muhammed’i örnek alan adil insan merhametli, insaflı ve vicdanlıdır. Kendi hak ve hukukuna riayet ettiği gibi, başkalarının da hakkını gözeten, onlara zulmetmeyen; onların nasibine göz dikmeyendir.
Yüce Rabbimiz Hz. Muhammed (sav) şahsında “Allah adaleti, ihsanı, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”(Nahl, 90) ayetiyle de insanların idarede, yargıda ve bütün insani ilişkilerinde adalet ölçülerine göre hareket etmelerini istemiştir.
Allah Resulü (sav), “Allah’tan hakkıyla sakının!” diye başladığı uyarının hemen peşinden, “Çocuklarınız arasında adaletli davranın.” buyurmuştur. Çünkü Allah korkusu ile adalet yan yana iki komşu gibidir ve birbirinin tamamlayıcısıdır. Yine Hz. Peygamber’in verdiği müjdeye göre bu hassasiyete sahip olan ana babalara verilecek karşılık ise doğrudan cennet olacaktır.
Allah Resulü (sav) hayatı boyunca adaletin yerleşmesi için uğraşmış ve bunu da temin etmiştir. Hicretten önce Medine’den Mekke’ye gelip Allah Resulü’ne biat eden sahabilerden olan Ubade b. Samit’in, Allah Resulü’ne nerede olurlarsa olsunlar adaleti dile getirmek ve bu konuda hiç kimsenin kınamasından korkmamak üzere biat ettiklerini söylemesi, Kutlu Elçi’nin adaleti tesis etmek için harcadığı çabayı göstermektir. Nitekim Allah Teala da, “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisa 135)buyurmuştur.
Bilinçli bir Müslüman için hak, her yerde ve her zaman arzulanan, ihlali karşısında ise savunulması gereken temel bir değerdir. Peygamberimiz haksızlığa asla tahammül edemez, haksızlık karşısında susan, kendini savunamayan kişiyi dilsiz şeytan olmakla nitelendirir, onun bu halini beğenmezdi.
Allah Resulü, zalim yöneticiye karşı hakkı söylemeyi, en faziletli cihad olarak nitelemiştir. Bu yüzdendir ki hakkın muhafazası adına Müslümanlar, gerektiğinde canlarını ve mallarını ortaya koymaktan çekinmezler.
Hakkın ve adaletin hakim olması için mutlaka fedakarlık ve zorluklara katlanmak, zalimlere boyun eğmeden tavizsiz bir şekilde hakkı müdafaa etmek gerekir. Bunu yapabilmek deancak ve ancak iman, kulluk, ibadet, fedakarlık, cihad, sabır, azim ve cesaret timsali Hak ve adalet aşığı Allah Resulü Hz. Muhammed (sav) örnek almakla mümkündür.
“Ya Rabbi bize Hakk’ı hak bilip Hakk’a uymayı, batılı batıl bilip batıldan kaçmayı nasip eyle. Ümmet coğrafyasında yaşanan zulümleri bitirecek, kan ve gözyaşını dindirecekHak ve adaleti getirmeyi ve adaleti ayakta tutan bir ümmet olmayı bizlere nasip eyle! Ve hak ile adalet aşığı Hz. Peygambere cennette komşu eyle! Amin…
İdris GÖKALP
*Peygamber Sevdalılarının düzenlediği 2017 makale yarışmasında 1. olan makale