İDRİS GÖKALP

Koronavirüs Karşısında Çocukların Ruh Sağlığını Korumak İçin Ne Gibi Önlemler Alınabilir?

KORONAVİRÜS KARŞISINDA  ÇOCUKLARIN RUH SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN NE GİBİ ÖNLEMLER ALINABİLİR?

 

Dünyada birçok ülkeyi etkileyen “COVID-19” adlı Corona virüsün yayılması ile ilgili her gün başta sosyal medyada ve tüm haber kanallarında yeni haberler çıkıyor. Tüm bu bilgi kirliliği de kaygıyı ve korkuyu tetikleyerek, tüm dünyada panik yaşanmasına sebep oluyor.

“Corona virüsün” çocuk dünyasında yarattığı korku bambaşka!

Peki korku, kaygı ve paniğin hüküm sürdüğü bir ortamda, çocuklarla nasıl iletişim kurmalı ve ne şekilde konuşmalıyız? Çocukları bir yandan doğru bilgilendirirken, aynı zamanda korkuya kapılmalarını önlemek için nasıl yaklaşmalıyız?

“Bu süreçte çocuğun psikolojisinin iyi analiz edilmesi gerekir. Çocuğun psikolojisinin nasıl olduğunu sorduğu sorulardan, sık sık endişeli cümleleri tekrar etmesinden, ‘Anne ben hasta mıyım, sen hasta olacak mısın, babam hastalanmayacak değil mi?’ gibi cümleleri tekrarlamasından anlayabilirsiniz” 

Öncelikle amacımız çocukları korkutmak ve kaygılandırmak değil bilinçlendirmek ve rahatlatmak olmalıdır. Bu süreçte doğru olan çocuktan bilgi saklamak değil aksine çocukla bilgi paylaşmaktır. Ancak bunu yaparken çocukların neler bildiklerini değerlendirip ardından içinde bulundukları gelişimsel seviyeleri göz önünde bulundurarak gereksiz ve fazla bilgiye maruz bırakılmadan açıklamalar yapılmalıdır.

Koronavirüsü tartışmaktan korkmayın. Çoğu çocuk virüsü duymuş veya yüz maskeleri takmış insanları görmüş olacak, bu nedenle ebeveynler bu konuda konuşmaktan kaçınmamalıdır. Bir şeyden bahsetmemek aslında çocukları daha fazla endişelendirebilir. 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, biz ebeveynler bir durum karşısında ne kadar kaygılı isek, çocuklarımızın bundan etkilenme olasılığı da o kadar artıyor. Hele ki okul öncesi dönemdeki çocuklar, bu tip durumları somut olarak anlamlandıramadıkları için, olayları ebeveynlerinin davranışlarına bakarak yorumlarlar. Ebeveyn kaygılı, endişeli ve stresli ise çocuk da benzer bir tutum içine girer.

Sakin kalmak ve doğru önlemleri almakla işe başlayabiliriz. Kendi endişelerimizi gidermekte zorlandığımız bu gibi dönemlerde, çocuklarımızdan bilgi saklamak ya da duygularımızı göstermemeye çalışmak yerine, onlara karşı samimi ve açık olabiliriz. Yaşlarına uygun bir dille, onlarla konuşmak, belirsizliğin getireceği kaygı ve korkunun önüne geçer.

Bu süreçte çocuklarla konuşmak gerekiyor. “Çocuklar konuşmaya hazır olana değin zorlanmamalı. Korkutmadan, yanlış bilgi vermeden, yaşlarına uygun konuşulmalı.

Çocukları en doğru şekilde bilgilendirmek için doğru bilgiye ulaşmak gerekir. Özellikle sosyal medyada yayılan asılsız haberlere itibar etmemek ve çocukları bu tarz haberlerden uzak tutmak gerekir. Ölen kişi sayısı gibi çocuklar tarafından bilinmesi gerekmeyen haberleri de çocukların yanında izlememek ve konuşmamak doğru olacaktır. 

Çocuğunuzun sorularını yanıtlamaya çalışın. Dürüst ve net bir şekilde cevap vermek için elinizden geleni yapın. 

“Çocuğa corona virüs adını duyup duymadığı, onun hakkında ne bildiği sorulabilir; sonrasında bunun dünyada yaygın bir virüs olduğu, insanları hasta ettiği, sağlık kuruluşu ve çalışanlarının bu hastaları iyileştirdiği, endişe etmemesi gerektiği anlatılmalı. Kendilerini her zaman koruyup kollayacak aile bireylerinin, büyüklerinin ve sağlık çalışanlarının olduğu çocuklara hissettirilmeli ve anlatılmalı”

Çocuklarınıza yaşları ve gelişim düzeylerine uygun bir dil kullanarak bilgi verin; tepkilerini ve kaygı düzeylerini değerlendirin. Cevaplayamadığınız sorularda tahmin yürütmeyin ve yalan söylemeyin. Bunun yerine beraber bilgi edineceğinizi söyleyin. İnternetteki her bilginin doğru olmayabileceğini ve uzmanlara güvenmenin en iyi yöntem olduğunu belirtin.

Anlayabilecekleri, yaş ve gelişimlerine uygun kelime ve kavramlar kullanın. Gereksiz detay vermekten kaçının. ‘Etrafta kötü mikroplar dolaşıyormuş, o yüzden okulları, marketleri ve sokakları temizliyorlar. Bu arada biz de evde kalıp daha çok eğleneceğiz!’’

Virüsün ne demek olduğunu bir resim ya da çocuğun yaşına uygun, onu korkutmayacak bir görsel ile somutlaştırarak anlatmak etkili olacaktır. Özellikle okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların sık sık grip, nezle gibi hastalıklardan geçtikleri düşünülürse bu hastalıklardan örnekler verilerek açıklamalar yapılabilir. Elleri sık sık yıkamanın, meyve ve sebzeleri yeterli bir şekilde tüketmenin önemi, ellerin ağız ve buruna götürülmemesinin gereklilikleri parmak oyunları, resimli çocuk kitapları, çocuk şarkıları vasıtasıyla ve hatta teknolojiyi işin içine katarak birkaç dakikalık kısa videolar ile anlatmak etkili bir yol olacaktır.

Evde sürekli haber kanallarının açık olmamasına dikkat edin. Çocuğunuzun bulunduğu ortamlarda, yüksek endişe ya da felaket senaryoları içeren konuşmalar yapmamaya özen gösterin. Bilgiyi nereden alacağınızı iyi değerlendirin ve güvendiğiniz haber kaynaklarını belirleyip, sınırlandırın. Emin olmadığınız hiçbir bilgiyi paylaşmamaya dikkat edin.

Çocuğunuz sosyal medya kullanıyorsa, ona da her okuduğu bilgiye inanmaması gerektiğinden ve doğru bilgiyi nasıl seçeceğinden bahsedin. Unutmayın ki, bu gibi durumlarda olayın kendisinden çok, yayılma hızı ve şekli insanları kaosa sürüklüyor. Okul öncesi dönemdeki çocuğunuza çok detaylı ve somut bilgi vermek yerine, daha basit bir dille, kısa ve net ifadeler kullanmaya çalışın.

Virüsü ve alınması gereken önlemleri çocuklara uygun bir şekilde anlatın.

Çocuklara korona virüsünün bir çeşit grip virüsü olduğunu, taze sebze, meyve, bol su ve sabun sevmediğini söyleyebilirsiniz. “Ellerini yıkarken …. şarkısını (sevdiği bir şarkı) söylemeye ne dersin? Şarkı bitene kadar ellerini sabunlarsan mikropların öldüğünden emin olabiliriz.” diyerek el yıkama süresini somutlaştırmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca virüsün temas ile bulaşması sebebiyle “Bir süre başkalarıyla selamlaşırken gözlerimizi kullanabiliriz. Böylece el sıkmak ya da sarılmak yerine birbirimizin gözlerine bakarız. Ya da elimizi havaya kaldırıp merhaba diyebiliriz.” gibi açıklamalarla alternatif iletişim yöntemlerini öğretebilirsiniz.

Corona virüsün çocuklar, ergenler ve genç yetişkinlerde hafif seyredebildiğini; çabuk yayılabilse de herkes hijyen kurallarına dikkat ettiğinde korunmanın mümkün olduğunu, büyükanne ve büyükbabasına da zarar gelmeyeceğini, güvende olacaklarını belirtebilirsiniz. 

Hijyen ve sağlığı koruma yöntemleriyle ilgili bilgi verin. Günde en az birkaç kez, en az 20 saniye süresince ellerini yıkamasını öğretin. Ellerini yıkarken bir takım duaları öğretmek bu aktiviteyi daha anlamlı hale getirebilir.

Özellikle abdest almanın virüslerden korunmada ne kadar etkili olduğu çocuklarımıza açıklayarak anlatılmalıyız. Abdest alırken temizlediğimiz organların virüs yuvası olduğunu… El, ağız, burun, ayak ve diğer uzuvlarımızın temizlenmesiyle virüsler def edildiğini…. Özellikle bol suyla çalkalanan ağız, suyla temizlenen burun, ayak parmaklarının arasına kadar giren su virüsleri darmadağın edecek güçte olduğunu… Ağız çalkalanırken gırtlağa kadar yapılan gargara, buruna su çekilirken genize kadar gitmesi, ayak parmaklarının arasına giren suyun yaptığı temizlik, sadece virüsleri değil, önemli oranda mikrop ve bakterileri de yok ettiğini anlatmalıyız.

Dinimizin temizliğe çok önem verdiğini ve temizliğin inancımızın bir emri olduğunu kavratmalıyız.

Elimizden geldiğince alınması gereken tedbirleri almamızı ve gerisini Allah’ın takdirine bırakmamızın doğru olduğunu öğretmeliyiz.

Öksürük ve hapşırıkları dirsekle kapatmak, öksürük ve hapşırığı olan insanlara fazla yaklaşmamak, sağlıklı beslenmek, düzenli uyumak, hareketsiz kalmamaya çalışmak, başkasının çatal, su bardağı, havlu gibi eşyalarını kullanmamak; bunun da hem kendisini hem çevresindekileri güvende tutmak için yeterli olacağını anlatabilirsiniz. 

Küçük yaşlarda oyunlaştırarak, oyuncaklar üzerinden anlatabilirsiniz. Mümkünse açık havada oyunlar oynayabilirsiniz. Sembolik oyunlarla hastalığı ve önlemlerini anlatabilirsiniz. Evinizde kendi önlemlerinizi (kişisel hijyeniniz, el yıkama, kıyafetlerin temizliği, hapşırma/öksürme gibi) belirleyebilir ve bunu çocuğunuzun da dahil olduğu bir aile sohbetinde konuşabilirsiniz.

Ellerini yıkamayı unutmak, bir arkadaşına sarılmak, elini ağzına götürmek gibi vermiş olduğunuz önlem kurallarına uygun davranmayı unuttuğu zaman çocuğunuza kızmayın. Bu yeni sürece adapte olmak için zamana ihtiyacı olduğunu hatırlayın ve örnek olun.

Birlikte olmak, sevgi ve paylaşım tüm aile üyeleri için iyileştirici ve güçlendiricidir. Bu dönemde çocuklarla duygusal temasa geçmek, sohbet etmek, oyun oynamak hem mevcut kaygılarını fark etmenizi hem de böyle durumlarda onlara yardımcı olmanızı sağlar. Ebeveyn tutumları çocukların dünya ile ilgili temel inanç gelişiminde oldukça önemlidir. Ebeveynlerinden sevildiğine ve korunduğuna dair mesajlar alan çocuklar kendilerini daha güvende hissedip duygularını daha stabil tutabilirler.

Çocuklar boş kaldıklarında kaygı verici düşüncelere daha kolay kapılırlar. Bu sebeple işlevsel bir meşguliyet yaratmak çocukların olumsuz duygulara kapılmasını önler. Okulda eksik kalınan konuları tamamlaması, zorlandığı derslere odaklanarak tekrarlar yapması, bir hobisi varsa onunla ilgilenmesi gibi konularda çocuklara rehberlik ederek evdeki zamanı mümkün olduğunca iyi bir şekilde değerlendirmelerine yardımcı olabilirsiniz.

Sosyal mesafe döneminde, çocuklarla birlikte evdeyken uyku ve yemek saatlerine dikkat edilerek, biraz ders yapıp biraz kitap okuyarak ya da birtakım masa ve zeka oyunlarından faydalanarak çocuklarla keyifli vakit geçirilebilir. Bazı çocuklar plan yapmaktan hoşlanabilir, birlikte haftalık bir plan oluşturulabilir. Gündelik hayattan çok fazla kopmadan hastalıktan, ölüm haberlerinden, savaştan, bilgi kirliliğinden ve birtakım diğer faaliyetlerden mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışarak gündelik rutine devam edilmeli”

Çocuğunuzla olan konuşmalarınız onun kaygı düzeyini artırmamalı. Bilgi verdikten sonra ve konuşmayı sonlandırırken çocuğunuzun kaygılı olup olmadığını değerlendirin ve kaygılıysa onu rahatlatacak birkaç sözle konuşmayı sonlandırın. Gerek kendi kaygı ve endişenizi, gerekse çocuğunuzun kaygı ve endişesini kontrol edemiyorsanız uzman yardımı almakta fayda var.

Anne ve babalar çocuklara bunun yaşanabilecek bir süreç olduğunu doğru aktarmak, arkadaşlarıyla zamanı geldiğinde iletişim kurabileceğini ve sosyal ortamlara zamanı geldiğinde girebileceğini anlatmaktır. Olabildiğince bu sürecin olumsuz taraflarını onlara yaşatmadan doğru aktarmaları çok önemli. Arkadaşları ile iletişim kurmaları konusunda teknolojiden faydalanabilirler. Herkesin evinde akıllı telefon var. Arkadaşlarıyla konuşmalarına izin verilebilir. Bu şartlarda onlara bu konularda kısıtlama getirmeyelim diyorum. Çünkü arkadaşlarını özlüyor çocuklar. Burada akran duygudaşlığı çok önemli. Çocukların halinden her zaman biz anne ve babalar olarak anlayamayabiliriz. Burada akranların onlara duygudaşlık yapması gerçekten çok önemli” dedi.

Çocuklar dünyayı bizlerden çok farklı algılamaktadır. Korona virüsünü bizim algıladığımız gibi algılamaları maalesef imkansız. Onların somut dünyasında mikrobun, virüsün, ölümün ya da hayaletin nasıl bir somut bir tarifinin olmadığını unutmamak gerekir. Bu süreçte hastalıklardan çok iyileşmeler ya da sağlıklı olmak için neler yapılabileceğinin üzerinde durmak daha etkilidir. Birçok mikrop ya da virüs olsa da kontrolün bizim elinde olduğu vurgulanmalıdır. Çünkü çocuklar en çok bunu duymak isterler.

Bir çocuğun algısı “korona virüsü öldürür” ise çocuklar bu bilgiyi geneller. Öyleyse ben de, babam da, annem de, dedem de, ninem de ölecek. Çocuklar birçok bilgiyi genellediğine göre bunu da genelleyecektir. Ardından bir süre bu korkuyu hayal dünyasında yaşatacak bazısı da büyütecek ve semptomlar ortaya çıkacak. Alt ıslatmalar, bebeksi konuşmalar, gece terörleri, kekelemeler, parmak emme, tırnak yeme, eskiden yaptığı birçok davranışını tekrarlama, öfke, korkular, ayrılık kaygısı, tek başına uyuyamama vb. Anneyi ya da babayı korumak adına onları üzmek istememe, yanlarından ayrılmak istememe, gece onlarla uyumak isteme ya da gece uyanıp kontrol etme, yan odaya dahi gittiğinde kaygılanma, işe gitmelerini istememe gibi kaygı ve kontrol davranışları da gelişebilir. Bunun sebebi tek bir bilgi “korona virüsü öldürür”…. Bu bilgiyi çocuğun dünyasında değiştirmediğiniz sürece bu semptomlar belki de isim değiştirerek devam edebilir. Bunun için çocuğunuz “korona virüs” ünü duymuşsa onların dünyasında ya da algısında ne anlama geldiğini bilmeniz en önemlisidir. Buna dair düşüncelerini, duygularını ya da bedenindeki duyumlarını mutlaka kontrol etmelisiniz.

Çocuğunuz sosyal medya kullanıyorsa, her okuduğu bilgiye inanmaması gerektiğinden ve doğru bilgiyi nasıl seçeceğinden bahsedin. Unutmayın ki, bu gibi durumlarda olayın kendisinden çok, yayılma hızı ve şekli insanları kaosa sürüklemektedir. Okul öncesi dönemdeki çocuğunuza çok detaylı ve somut bilgi vermek yerine, daha basit bir dille, kısa ve net ifadeler kullanmaya çalışın. Küçük yaşlardaki çocuklarınıza konuyu oyunlaştırarak, oyuncaklar üzerinden anlatabilirsiniz.  

Çocukları da hiç bir şey yok gibi gündemden soyutlayamayız. Çünkü çocuklar bir şekilde arkadaşından, konuşmalarınızdan, haberden, misafirinizden öğrenmiş olabilir. Hiç öğrenmemiş olsa bile bir takım değişimlerin olduğunu her çocuk fark eder. Eskiden bu kadar sık el yıkamayan bir ebeveyn daha çok yıkıyor ve detaylı yöntemleriyle… Daha önce marketten bu kadar çok alışveriş yapmadığınızı gören çocuğunuzun şaşkınlığını düşünün. Bir sürü dezenfektan ürünleri… Okula ya da dışarıdaki parka gidememek. Kısacası evde kalmak… Maskeler takılması… Bir hayat döngüsünün ya da rutininin bir anda değişimi… Gerçekten bizim için bile bu kadar zorken ve uyum sağlayamamışken çocuklar için ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu unutmayın. Belki de bu karmaşada onlara açıklama yapmayı bile unutuyoruz. Fizyolojik ihtiyaçlarımızın peşine düşüp marketlere saldırma sürecine girdik. Elbetteki ilk olarak fizyolojik ve sağlık açısından güvenlik ihtiyaçlarımızdır. Temel ihtiyaçlarımızdan güven duygusu bizim olduğu kadar çocuklarımız için de oldukça hayatidir. Bu süreçte çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şey güvende hissetmeleridir. Güven dolu bir evin ve ebeveynlerinin varlığıdır. Bu süreçte çoğunuzun kendini güvende hissetmesi iyileştiricidir. Fakat bizde olmayan bir şeyi çocuklarımıza aktarmak da imkansızdır. Bizim de süreci ne çok kaygılı ne de çok duyarsız takip etmememiz gerekir. Bir çocuk için en kötü şey “kafa karışıklığıdır.” Kafası karışık çocuklar bir çok psikolojik problemler yaşarlar. Biz psikologların görevi o kafa karışıklığını dağınık bir odayı düzenler gibi toparlamalarına yardımcı olmaktır.. Yanlış bilgileri bilişsel müdahale yaparak düzeltir ve yerli yerine koymasını sağlarız. Önemli olan bu sürecin oluşmaması için neler yapılması gerektiğidir. Öncelikle ebeveynler bu süreci kendi içlerinde değerlendirmeliler. Şu an eskiye göre neler değişti ya da değişecek bunlar belirlenmeli ve çocuğun gözünden tahmin yürütülmelidir. Korona, bir anda hayatımızı etkiledi ve hızlı bir şekilde tüm dünyadaki insanları etkisi altına aldı. Değişimler öngörülemez şekilde bir anda oluştu. Sadece bu süreçte çocuklara açıklanmamış bile olsa artık açıklanması gerektiğidir.

Çoğu çocuk sadece çocukluk yapmak ve oyun oynamak ister. Yani gündemle ve hastalıkla bizim kadar ilgilenmelerini beklememeli ve soru gelmedikçe gelişmeleri onlarla paylaşmamalıyız. Bu onları gereksiz kaygılanmaktan koruyacaktır.

Çocuğumuz özellikle de okul öncesi dönemde ise “Neden okula gidemiyorum sorusunu soracaktır…

Bizler bu soruya şöyle yanıt verebiliriz.

 “Doktorlar bu süreçte kendimize daha iyi bakmamız ya da başka arkadaşlarının daha sağlıklı olması için dinlenmemiz gerektiğini söyledi. Öksürdüğümüzde ya da hapşırdığımızda birbirimize hava yoluyla geçebilir. Her çocuk dirseğine öksürmesi gerektiğini bilmeyebilir. Bazıları yanlış olsa da avuçlarına öksürebilir. Herkesin sağlık kurallarını daha iyi öğrenebilmeleri ve ondan sonra okula dönmeleri gerekiyor. Hasta olan çocukların da birbirine bulaştırmaması için ve hepimizin sağlıklarını korumaları için bir süre evde kalacağız.”

Korona virüsü öğrenen çocuklarla nasıl konuşulmalıdır?

“Bu hayatta bir çok hastalık olabilir. Bu da onlardan birisidir. Önemli olan hastalık olması değildir. Hastalıklara karşı nasıl önlem aldığımızdır. Şu an sağlığımızı korumak için evde olacağız, bir süre evde kalacağımız için daha fazla yiyecek almamız, sağlıklı kalabilmek için eskisinden daha çok el yıkamamız ya da temizlik yapmamız gerekir. Ama hayat devam ediyor. Yine aynı saatte yemek yiyoruz, oyunlar oynuyoruz. Şanslısın ki daha çok oynama şansımız var. Bu hastalıkla ilgili de birçok çözüm bulunacak. Doktorlarımız çok çalışıyor ve iyi ilaçlar bulacaklar. Sonra eskisi gibi normal hayatımıza devam edeceğiz. Her zaman böyle olmayacağız. Bu geçici bir süreç.. Sağlığımızı koruma süreci… Bu sağlığımız için yaptığımız en güzel şeylerden bitanesi.”

Hayatta ne yaşanırsa yaşansın hepimiz için özellikle çocuklar için “hayat devam ediyor” mesajı verilmelidir. Eve kapandığımız bu günlerde hafta sonu evde olduğumuzda nasıl rutini takip ediyorsanız aynısını yapın. Unutmayın, çocuklar kaygıyı anne babalarından ya da ona bakanlarından alırlar. Bu dünya genelinde zorlu bir süreç ne dozundan fazla ne dozundan az ilgilenin. Eskisinden daha fazla korumacı davranışlar sergilemeyin. Çocuklar ne olursa olsun hayatın bir şekilde devam ettiğini görmek isterler. Siz de sağlıklı kalma temaları üzerinde konuşmalar yapın. Soru gelmedikçe bilgi yüklemeleri yapmayın. Yanlış bilgiler varsa doğru bilgilerle müdahaleler yapın. Aile içindeki kaygılı konuşmalarınıza dikkat edin. Unutmayın ne olursa olsun “hayat devam ediyor”…

Fiziksel sağlığımız kadar, psikolojik sağlığımızı korumanın da önemli olduğunu unutmayalım ve son olarak tek başımıza başa çıkamadığımızı ve ruhsal olarak iyi hissetmediğimizi hissettiğimiz anlarda profesyonel destek alabiliriz. Çünkü kendimize yaptığımız her yatırım, çocuğumuza da fayda sağlıyor.

 

Hazırlayan :  İdris GÖKALP

 

        Kaynaklar:

  1. https://www.setav.org/5-soru-koronavirus-salgininda-cocuklar/
  2. https://www.egetelgraf.com/kose_yazilari/cocuklarin-dunyasindan-korona-virusu/
  3. https://www.sabah.com.tr/bebegimvebiz/cocuk/2020/03/25/korona-virusun-cocuklar-uzerindeki-psikolojik-etkisine-dikkat
  4. https://www.dbe.com.tr/Cocukvegenc/tr/news/cocuklari-koronovirusunun-psikolojik-etkilerine-karsi-nasil-desteklemeliyiz/
  5. https://www.posta.com.tr/corona-virusu-cocuklara-anlatmanin-10-yolu-2244818
  6. https://www.yenisafak.com/gundem/salgini-korkutmadan-olumlu-bir-dille-anlatin-3531864
  7. https://www.ntv.com.tr/galeri/saglik/cocuklarincorona-virus-endisesi-nasil-giderilir,1NBWgmUsLEeJNCWqM2oMuA
  8. https://www.formsante.com.tr/corona-virus-cocuklara-nasil-anlatilmali-8-oneri/
  9. https://childmind.org/article/talking-to-kids-about-the-coronavirus/
  10. http://www.marasmanset.com/corona-virusu-ne-karsi-abdest-almak-makale,3056.html
  11. http://www.cocukgelisimi.gen.tr/index.php/saglik/334-koronavirus-covid-19-pandemisi-surecinde-cocuklarimiza-nasil-yaklasmaliyiz

 

 

 

2 thoughts on “Koronavirüs Karşısında Çocukların Ruh Sağlığını Korumak İçin Ne Gibi Önlemler Alınabilir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir