İDRİS GÖKALP

İslam’ın Çocuk Eğitimine Verdiği Değer

İslam’ın Çocuk Eğitimine Verdiği Değer
Çocuk eğitimi, İslam’ın önem verdiği ve önem vermemizi istediği en öncelikli konuların başında gelmektedir; çünkü sağlıklı bir İslam neslinin yetişmesi ancak bu yolla mümkün olabilmektedir. İslam’da bir farzın yerine gelebilmesi için onu tamamlayıcı unsurlar da farz kabul edildiğinden dolayı, sağlıklı bir İslam nesli yetiştirebilmek için çocuklarımızı nasıl eğiteceğimizi bilmek, bizim en önemli görevlerimizden birisidir.
Çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır. Bunların başında tertemiz olarak bize emanet edilen çocuklarımızın fıtratlarını ve ahlaklarını korumak ve onları bozucu her türlü etkenden onları muhafaza etmektir.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
“Doğan her çocuk fıtrat üzere doğar. Neticede anne babası onu ya Yahudi, ya Hıristiyan ya da Mecusi yapar…”
Rabbimiz, kendimizi ve sorumlu olduğumuz insanları ateş azabından korumamız noktasın-da bizleri uyararak şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.” (Tahrîm Suresi, 6)
Çağımızın meşhur âlimlerinden birisi olan Mevdudî bu ayet hakkında şöyle der:
“Bu ayette, kişinin, sadece kendisini Allah’ın azabından kurtarmasının yeterli olmayacağı, gücü yettiğince ailesini Allah’ın sevdiği kullar olacakları şekilde yetiştirmesinin de kendi sorumluluğu içinde olduğu bildirilmiştir. Şayet onlar cehennem yolunu tutmuşlarsa, gücü nispetinde onlara engel olmaya çalışmalıdır. Sadece onların bu dünyadaki refahlarını değil, ahirette cehennemin yakıtı olmamalarını da düşünmelidir. Buhari’de İbn-i Ömer’den rivayet olunduğuna göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Hepiniz yöneticisiniz ve yönettiklerinizden sorumlusunuz. Hükümdar halkından, erkek ailesinden, kadın kocasının evinden ve çocuklarından sorumludur.”
Şehit Seyyid Kutub da şöyle der:
“Mü’minin hem kendisine hem de ailesine karşı olan sorumluluğu ağır ve korkunç bir sorumluluktur. İleride korkunç bir ateş… O ve ailesi bu ateşle karşı karşıyadırlar… Kendisini bekleyen bu ateşten hem kendini hem de ailesini uzak tutmak zorundadır. Evet, ateştir bu. Alev alev yanan dehşet verici bir ateş… “Yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateş…” Bir mümin kendini ve ailesini bu ateşten korumalıdır. Henüz fırsat varken, iş işten geçmeden mazeret bildirmenin işe yaramadığı gün gelmeden ailesini bu ateş-ten uzaklaştırmalıdır…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir