Ramazan Medeniyeti

RAMAZAN MEDENİYETİ

Ramazan, İslam’ın insanlığa büyük armağanıdır. Ramazan, insanlığın özünü, şuurunu, anlamını ve amacını keşfetme mevsimidir. İslam, bütün insanlığı kapsayan fıtrat dinidir. İslam, bütün insanlığa açık bir din olarak tevhit hakikatini Allah’ın şerefli varlığı olan insana iletmektedir. Ramazan, insanın Allah’ın yarattığı en şerefli varlık olmayı gerçekleştirdiği dönemdir.

İslam, insanın insana hükmetmesini reddetmektedir. İslam, insanın insana yardımlaşmasının imkânlarını ve kanallarını oluşturmayı amaçlamaktadır. Ramazan, insanın insana sahip ve hâkim olmadığı, ama kardeş ve yoldaş olduğu bir aydır. İnsanın sahibinin ve hakiminin sadece ve sadece Allah olduğu gerçeğini İslam, insan bilincine ramazanda yoğun bir şekilde yerleştirmektedir.

Ramazan, insanı değiştirmelidir. Ramazanda değişmesi gereken nesneler ve yiyecekler değil, insan ilişkileridir. İnsanlığın rahmet peygamberi, ramazanda kişiye yapılan sataşma, saldırı ve kötü sözlere oruçluyum diye cevap verilmesini emretmektedir. Başka bir ifade ile insan, insana yakışmayan her türlü kırıcı, yıkıcı ve bozucu söz, duygu, düşünce ve davranıştan uzak durmalıdır. Oruç, insanlığın fıtrat hâlini koruma ve yaşama ibadetidir. Oruç, fıtrat hâli olarak bir sivil barış pozisyonu ve kötülüğe karşı direniş hâlidir. İnsan ilişkileri, ramazanda insani olgunlaşmayı ve gelişmeyi sağlayacak şekilde değişim geçirmelidir. Ramazanı bir insanlık ve medeniyet sistemi ve süreci hâline getiren dinamik, onun değiştirici ve dönüştürücü özüdür. Medeniyet dediğimiz olgu, insanın yarattığı nesnelere göre değil, insanın yaşadığı ilişkilere göre oluşmaktadır. İnsan ilişkileri, medeniyet inşa ettiği gibi, medeniyetin en büyük yıkıcısıdırlar.

Medeniyet rahmettir. Allah sürekli olarak âlemlere rahmet etmektedir. İslam peygamberi, ramazan ayında Allah’ın insanların hayırda ve insanlıkta birbiriyle yarışmasını murat ettiğini şu şekilde ifade etmektedir: “Ramazan ayı size bereketi ile geldi. Allah o ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir. Hataları yok eder. O ayda duaları kabul eder. Allah Teala sizin ramazan ayındaki ibadet ve hayır konusunda birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklere karşı sizinle övünür. O hâlde iyilik ve hayırdan yana Allah Teala’ya kendinizi gösterin.” İnsanın ramazanda af dilemeyi ve merhamet etmeyi öğrenmesi ve insanlar arası ilişkilerde uygulaması gerekmektedir. Ramazan af ve merhameti öğrenme ve uygulama ayıdır. Allah, insanı rahmetine çağırmaktadır. Ramazan, rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayıdır.

Allah’ın rahmet çağrısı insan için büyük bir fırsattır ve imkândır. İslam peygamberi, ramazanda cennet kapılarının açıldığını ve cehennem kapılarının kapandığı müjdesini şu şekilde ifade etmektedir: “Ramazan ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur. Cehennem kapıları kapanır ve hiçbiri açılmaz. Cennet kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Sonra bir melek şöyle seslenir; Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel. Ey şer isteyen günahlarından vazgeç. Allah’ın bu ayda ateşten azat ettiği nice kimseler vardır ve bu ramazan boyunca her gece böyledir.” İnsan, Allah’ın rahmet çağrısına icabet edip bu dünya hayatında insan ilişkilerinde yarattığı değişimle cennet kapılarını kendisine açıp cehenneme giden yolları ve araçları etkisiz hâle getirebilir. Kişi ramazanda cennet kapılarını kendisine açmakla sorumludur. Cennet kapıları, insanın ahlaklı insan olmasıyla mümkündür. Ramazan, ahlaklı insan olma ve Allah’ın ahlakıyla ahlaklanma sorumluluğunu yerine getirmeye insanlığı çağırmaktadır.
İbadet, medeniyettir. Medeniyet inşa etmeyen ibadet, içi boş ve işlevsiz ritüelleren başka bir şey değildir. İslam, orucu, ramazanı ve zekâtı medeniyet dinamikleri hareketleri hâline getirmiştir. İslam’ın medeniyet mekaniği ibadettir. Zekât, insanın Allah’ın yarattığı en şerefli varlık olarak yerine getirmekle yükümlü olduğu en medeni ibadettir. Zekât, insanların almadan vermelerinin ve sömürmeden paylaşmalarının ibadetidir. Zekât, sömürü ve haksızlığı ortadan kaldıran, insandan insana köprü oluşturan bir ibadettir. İslam, medeniyetin fıtrat üzerine inşa edilmesini esas almaktadır. ramazanda verilen sadaka, sadaka-yı fıtr, yani fıtratın doğruluk, saflık ve iyilik olarak nitelenmektedir.

Çocuklar, insani değerleri ve erdemleri ramazanda keşfetmelidirler. Çocukların, iyiliği, doğruluğu ve paylaşmanın insan olmanın gereği olduğunu ramazan atmosferinde öğrenmeleri gerekmektedir. İnsan olmanın erdemlerini ve ahlakını öğrenen çocuklar, ramazan çiçekleridir. Çocukların ahlak ve iman çiçekleri olması için çocuklara yönelik yoğun bir eğitim, maneviyat, ibadet ve oyun seferberliğinin ramazanda gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ramazan, kişiye başkalarının kusurlarının peşine düşmemelerini, kendilerinin eksikliklerini tanıyarak tamamlamaları gerektiğini hatırlatmaktadır. Şeytanla ve nefsimizle sürekli mücadele etmeli ve onların hayatımız üzerindeki etkilerini sınırlamalıyız. Ramazan, nefisle mücadelenin en yoğun olduğu aydır. En büyük düşmanımız olan nefsimizi, her açıdan, eğitmeli, ehilleştirmeli ve kontrol altına almalıyız. Nefsine hâkim olmayan, nefsinin kölesi olacağını unutmamalıdır. Ramazan, nefsin köleliğinden özgürleşme ayıdır.

Ramazan, insana tevhit temelinde zaman ve mekân bilinci kazandırmaktadır. Bütün mekânların ve zamanların tevhitle kuşanması gerektiğini ramazan insana hatırlatmaktadır. Kalbimizin, aklımızın ve irademizin tevhitle yani Allah’a kulluk bilinciyle güçlenerek kendimize ve varlığa olan bakışımızın tazelenmesi ve sahihleşmesi gerekmektedir.

Ramazan ve oruç, ruh ve bedeni kirlerden arındırarak insanı yeniden inşa etmektedir. İbadet, maneviyat ve ahlak, insan dediğimiz en şerefli varlık binasının temelleri, kolonları ve duvarlarıdırlar. Birey, ahlaklı ve erdemli düşünce, duygu, davranış ve sözle donandıkça, yeryüzünde iman, emniyet, adalet ve hürriyet gür bir şekilde yeşermekte ve gelişmektedir. Medeniyet, barış, iman, adalet ve hürriyetin insan hayatında kökleşmesidir.

Oruç, insanın betonlaşmasına, donmasına ve nesneleşmesine karşı en büyük koruyucudur. Oruç, insanı yumuşatmakta, selim bir ahlakla donanmasını sağlamaktadır. Oruç, modern hayatın mekanikliğine verilen doğal bir cevaptır. Oruç, Allah’la yaşanan bir hayatın rutine indirgenemeyeceğinin tecrübesidir. Oruç, hayatı sahih anlamda idrak etmektir. Tevhidi inkâr edip şirkin sapkınlıklarını ikrar etmek bataklığına saplanmak yerine tevhit hakikatini sahih anlamda idrak etmek için ramazan, büyük bir hidayet mevsimidir. İnsan, ramazan ayında hidayet yolunu bulmak ve kalbindeki hastalıkları iyileştirmek için her türlü imkâna sahip olmaktadır. Ramazan, hayatı dolu dolu yaşama ayıdır. Ramazan bir diriliş mevsimidir. İnsanın, ramazanı ölü ve atıl bir bir dönem olarak yaşaması, insanın büyük kaybıdır.

Ramazan, yaşama ve yaşatma mevsimidir. Ramazanın hayatlaşması için, insanın ramazanlaşması gerekmektedir. Ramazanlaşan insan, medeni insandır. Bugün dünya, ramazanlaşamamaktan dolayı büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Dünyanın ve insanlığın ramazanlaşması gerekmektedir. Dünyanın en büyük sorunu, ramazanlaşma açığı ve açlığıdır.
Dünya bir misafirhane ve herkes bir misafir konumundadır. Ramazan, herkesin herkesi misafir aldığı bir konukseverlik mevsimidir. Ramazan ayında iftar vakitlerinde evlerin kapıları ardına kadar açık tutulduğunu İslam medeniyet tarihi kaydetmektedir. Gelen misafir, eve bereket, hayır ve sevap getiren kişi olarak düşünülmektedir. Eve misafir olarak gelip hayır ve sevaba vesile olan kişiye diş kirası denilen hediyeler verilmektedir. İnsanın insanı yaşatması için ramazan ayında Müslüman toplumlar birçok gelenek ve kurum ihdas etmişlerdir. Darda kalanların ihtiyaçlarını gidermeleri için oluşturulan sadaka taşları geleneği, çok önemli bir kurumdur. Osmanlı toplumunda zenginler, Ramazan ayında esnafa borcu olanların borçlarını öderler ve silerlerdi. Ramazan, insanın diğer insanların hayatlarını kolaylaştırmak için seferber olduğu bir aydır.

Ramazan medeniyeti insan yetiştirme medeniyetidir. İslam, insanlığa hakikati öğreterek insanı yetiştirmektedir. Osmanlı toplumunda medrese öğrencileri, bir yıl boyunca öğrendikleri bilgileri topluma öğretmek ve yaymak için cerre çıkarlardı. Cerre çıkmak, bilginin toplumu cezbetmesi için kişinin bilgisini ve birikimini diğer insanlarla paylaşması demektir. Üniversiteler, okullar, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler, kısacası her kurum ve kişi, bilgi ve birikimini topluma ulaştırmak için ramazan ayında seferber olmalıdır. Ramazan ayı, bilginin toplumsallaşması için herkesin çaba göstermesi gereken bir ay olmalıdır.

Ramazan, yeryüzünü kir ve tozlardan temizleyen bir yaz yağmuru ve günah ve kötülükleri yakıp yok eden bir güneş ışığıdır. İnsanlığın hidayet ve şifa kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’de ay olarak sadece ramazanın adı zikredilmektedir. İnsanlığın hidayet rehberi Kur’an-ı Kerim, ramazan ayının Kadir Gecesi’nde inmiştir. İnsanlık, ramazanda Kur’an’la aydınlanmıştır. Kur’an, hidayet rehberi ve şifa kaynağı olarak insanın elindedir. İnsan, Kur’an’ı yüzünden okumakla yetinmemeli, enerjisini ve kaynaklarını Kur’an’ı anlamaya ve kavramaya yoğunlaştırmalıdır.

Ramazanın sonunda, bir ay boyunca insanın hayatını fıtratına uygun bir şekilde yaşamanın bayramı kutlanmaktadır. Oruç, sadaka, zekât, Kur’an ve ibadet, insan hayatına ferahlık, mutluluk, huzur ve neşe getirmiştir. Bayram, yaşanılan fıtri huzurun ve mutluluğun bayramıdır. Bayram, ramazan ayını bereket, zarafet, ibadet, rahmet, mağfiret, hürriyet, ibadet, takva, selam, sekinet, olgunluk ve kardeşlik olarak yaşamanın ve idrak etmenin bayramıdır. Ramazan ayında insan hayatında fıtrata uygun temiz bir sayfa açılmıştır. Ramazanın açtığı temiz sayfanın hayat boyunca korunması, insanın temel görevi ve sorumluluğudur. Ramazanın aydınlattığı hayatlarımızın kararmaması için gaflete düşülmemeli, daimi sakınma ve bilinç hâli olarak takvada sebat edilmelidir.

 

Prof. Dr. Bilal SAMBUR | Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir