ORUCUN EN TEMEL HİKMETİ NEDİR?
On bir ayın sultanına yine kavuştuk. Bu mübârek aya bizleri ulaştıran Rabbimize hamd olsun. Bu ayda oruç tutacak her müminin mutlaka cevap bulması gereken temel soru şu olmalı: “Orucun en temel hikmeti nedir?”
Âlimlerimiz orucun hikmetlerini, maslahatlarını ifade etmek için çok güzel açıklamalar yapmışlar. Ben bunların en önemlisine temas edeceğim.
Orucun farz kılındığını belirten âyet şöyle diyordu:
“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Ola ki [Allah’a karşı gelmekten] sakınırsınız.” (Bakara, 183)
Evet… Orucun farz kılınmasının en büyük hikmeti, bizi takvaya ulaştıran bir vasıta olmasıdır. Takva ise “Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmak suretiyle kişinin kendini korumaya alması, Allah ile arasını bozmaktan sakınması” anlamına geliyor.
Şimdi de şunu soralım: Oruç bizi nasıl takvaya ulaştıracak?
Oruç anında yasaklanan şeylere bakalım: Yeme-içme, ilişkide bulunmak. Bunların temel özelliği insanın kendisinin ve soyunun hayatının devam etmesi için zorunlu olan şeyler. Yeme-içme olmazsa insan yaşayamaz. Meşru ölçüde karı-koca ilişkisi olmazsa insanın soyu devam edemez.
İşte oruç zamanında en zaruri olan şeyleri kişi bir ay boyunca tan yerinin ağarmasından güneşin batışına kadar olan sürede, yani günün en cafcaflı zamanında terk etmekle sınanıyor.
Oruç gün içine yayılan bir ibadet ve dışarıdan bakıldığında tespit edilmesi mümkün olmayan bir ibadet. Evdesiniz, tek başınızasınız. Diliniz damağınıza yapıştı, karnınız açlıktan büzüldü ama daha iftara 10 saat var. Siz biliyorsunuz ki Allah (c.c.) sizi her an görüp gözetmekte.
Hiç kimsenin olmadığı anda da o sizin yanınızda. Buzdolabındaki buz gibi suya eliniz uzanamıyor, yemeğe eliniz uzanamıyor. Oruç sizde öyle bir bilinç hali oluşturuyor ki “bu bana yasak” diyorsunuz ve Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten uzak duruyor, kendinizi frenliyorsunuz. İşte takva tam da budur.
Bir ay boyunca zorunlu olan ihtiyaçlarını terk etmeye alışan insana oruç şunu diyor:
Ey insan, Sen, Rabbin istedi diye yeme-içmeyi, meşru ilişkiyi terk edebiliyorsun. Öyle ise haram olanı haydi haydi terk edebilirsin. Yemeği ve suyu terk edebiliyorsan haram yiyecekleri, içkiyi de terk edebilirsin. Helal ilişkiyi terk edebiliyorsan zinayı haydi haydi terk edebilirsin. Böylece “zorunlu / helali terk etme bilinci” gelişmiş insan “zorunlu olmayan / haram olan şeyleri terk etme” konusunda bir eğitim almış oluyor.
Bir ay boyunca helali terk etmeye alışmış insanın, bu bir aylık eğitime rağmen Ramazanda veya sonrasında haram olana gitmesi orucun mantığının / hikmetinin / felsefesinin hiç kavranmamış olduğunu gösteriyor.
İşte tam da bu gibiler için Allah Resûlü şöyle buyuruyor:
“Nice oruç tutanlar vardır ki onların oruçtan yegâne payı aç ve susuz kalmaktır. Nice kıyama duranlar [namaz kılanlar] vardır ki onların bu kıyamdan payı yorgun /uykusuz düşmektir.” (Müsned, İbn Mâce)
Rabbimiz orucun hikmetini kavrayıp bu hikmete uygun bir şekilde oruç tutmayı, Ramazan sonrasında da tüm haramlara karşı ebediyyen oruç tutmayı, âhirette de sonsuz bir bayrama kavuşmayı cümlemize nasip eylesin.
(Soner Duman/1.Ramazan.1443/02.Nisan.2022/Cumartesi)