İDRİS GÖKALP

Ümitsizlik Yok, Tevekkül Allah’a

Ümitsizlik Yok, Tevekkül Allah’a

İnsan hayatının karmaşıklığı içinde, umutsuzluk bazen kapıları çalar. Zorluklar, sıkıntılar, beklenmedik olaylar karşısında insanın içindeki kırılganlık, umutsuzluğa sürükleyebilir. Ancak bu noktada, hayatın derin anlamını kavrayan bir bakış açısıyla, umutsuzluğun kapısını kapatmak ve tevekkül ile Rabbe sığınmak kaçınılmaz bir gereklilik halini alır.

Her insanın hayatında, iniş çıkışlar, sevinçler ve üzüntüler bulunmaktadır. Bu kaotik döngü içinde, umutsuzluğa kapılmak bir anlık duygusal tepki olarak karşımıza çıkabilir. Ancak bir düşünce sistemi içinde, yaşanan zorlukları anlamlandırmak ve bu zorluklar karşısında tevekkülü benimsemek, insanı umutsuzluğun pençesinden kurtarabilir.

Tevekkül, İslam dininde önemli bir kavramdır. Bu kavram, zorluklar karşısında Allah’a güvenmek, O’na sığınmak ve O’nun planına teslim olmak anlamına gelir. İnsan, kendi gücüyle çözülemeyecek sorunlarla karşılaştığında, tevekkül ile Allah’a yönelir ve O’na dayanır. Bu, insanın içsel bir güç bulmasını sağlar; çünkü insan, zorlukların üstesinden gelirken sadece kendi sınırlı gücüne değil, aynı zamanda evrenin yaratıcısına da güvenir.

Umutsuzluğun karşısında duran tevekkül, insanı çaresizlik duygusundan kurtarır. Çünkü tevekkül, bir bakıma, insanın kontrolü dışındaki olayları kabullenmek ve bu olaylar karşısında teslimiyet göstermektir. Hayatın akışına karşı direnmek yerine, bu akışa teslim olmak, insanı içsel bir huzura ve kabullenmeye yönlendirir.

Ancak tevekkül, pasif bir bekleyiş anlamına gelmez. İnsan, dua ederken ve tevekkül ederken aynı zamanda gerekli çabayı da göstermelidir. Tevekkül, insanın sorumluluklarını yerine getirmesini, çözüme odaklanmasını ve ardından Allah’a güvenmesini içerir. Yani, insan çaba sarf eder, ancak sonuçlarıyla ilgili endişelenmez; çünkü son kararı Allah verir.

Umutsuzluk ve tevekkül arasındaki bu denge, insanın iç dünyasında derin bir huzur yaratır. Zorluklar karşısında yaşanan umutsuzluk duygusu, tevekkül ile birleştiğinde, insana güç kazandırır. Çünkü insan, kendi acziyetini kabul ederken, aynı zamanda bir üst güce olan güvenini pekiştirir.

Dünya, imtihan yeridir. Bu dünyada her insan, mutlaka bir takım zorluklarla karşılaşır. Bu zorluklar, kişinin imanını ve sabrını ölçmek için birer sınavdır.

İnsanın, bu zorluklar karşısında ümitsizliğe düşmemesi gerekir. Ümitsizlik, insanın acizliğini ve zayıflığını gösterir. Ümitsiz insan, Allah’a olan güvenini kaybetmiş demektir.

Tevekkül, Allah’a güvenmek ve her şeyi O’na bırakmak demektir. Tevekkül eden insan, başına gelen her şeyin Allah’ın takdiri olduğuna inanır ve bu nedenle ümitsizliğe düşmez.

Tevekkül, insanın imanını güçlendirir ve ona cesaret verir. Tevekkül eden insan, zorluklara karşı daha dayanıklı olur ve mücadeleden vazgeçmez.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ümitsizliğe düşmemeyi ve tevekküle önem vermeyi bizlere şöyle tavsiye buyurmuştur:

“Ümitsizlik şeytandandır. Ümit, Allah’tandır. Her kim şeytandan bir şey umursa, ona bir şey verecektir. Her kim de Allah’tan bir şey umarsa, ona mutlaka verecektir. Çünkü Allah, va’dini yerine getirir.” (Tirmizî, Zühd, 33)

“Allah’a tevekkül edene, Allah kâfi gelir.” (Tirmizî, Zühd, 23)

Ümitsizliğe düşmek, insanın kendi kendine zarar vermektir. Ümitsizlik, insanı çaresiz ve güçsüz yapar. Ümitsizlik, insanın aklını ve mantığını da köreltir.

Tevekkül ise insanın kendine güvenini ve cesaretini artırır. Tevekkül, insanı güçlü ve kararlı yapar. Tevekkül, insanın aklını ve mantığını da aydınlatır.

Bu nedenle, her zaman ümitli olmalıyız ve her şeyi Allah’a bırakmalıyız. Tevekkül eden insan, hiçbir zaman ümitsizliğe düşmez.

Ümitsizlikten kurtulmanın yolları

  • Allah’a olan inancımızı güçlendirmeliyiz. Allah’ın kudretinin ve rahmetinin sonsuz olduğuna inanmalıyız.
  • Allah’ın bizim için en hayırlısını istediğini bilmeliyiz. O, bizim için ne hayırlıysa, onu bize verir.
  • Dua etmeliyiz. Dua, Allah ile aramızdaki bağı güçlendirir ve bize güven verir.
  • Sabırlı olmalıyız. Allah, sabredenlerle beraberdir.

Tevekkülün faydaları

  • İmamı güçlendirir.
  • İnsana cesaret verir.
  • İnsanoğlunun aklını ve mantığını aydınlatır.
  • İnsanoğlunu güçlü ve kararlı yapar.
  • İnsanoğlunu ümitsizliğe düşmekten korur.
  • Sonuç olarak, hayatın zorlukları karşısında umutsuzluğa kapılmak doğal bir insan tepkisi olabilir. Ancak bu noktada, tevekkül ile Allah’a sığınmak, insanı umutsuzluğun karanlığından çıkarabilir. Tevekkül, güçlü bir inanç ve içsel bir güç kaynağıdır; çünkü insan, kendi sınırlı gücünün ötesinde bir güce güvenir. Bu perspektifle, hayatın karmaşıklığında umutsuzluğa yer yoktur; çünkü tevekkül, umudu yeşerten bir çiçektir ve bu çiçek, insanın kalbinde her daim açık olabilir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir