Bakara Suresi 7. Ayetin Tefsiri

Bakara Suresi 7. Ayetin Tefsiri

Ayetin Metni:

“Hatemallahu alâ kulûbihim ve alâ sem’ihim ve alâ ebsârihim gışâvetun ve lehum azâbun azîm.”

Meali:

“Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde de bir perde vardır. Ve onlar için büyük bir azap vardır.”

Tefsir:

1. “Hatemallahu alâ kulûbihim ve alâ sem’ihim” (Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir):

Bu ayet, inkarcıların durumunu açıklamaya devam eder. “Hatema” fiili, “mühürlemek” anlamına gelir. Burada, Allah’ın onların kalplerini ve kulaklarını mühürlediği belirtilmektedir. Bu, onların kalplerinin hidayete kapandığını ve hakikati işitme yeteneğinin ellerinden alındığını ifade eder.

  • Kalplerin Mühürlenmesi: Kalbin mühürlenmesi, bir kişinin artık hakikati kabul edemez hâle gelmesini ifade eder. İnkarcılar, Allah’ın ayetlerine ve peygamberin mesajlarına karşı kendilerini o kadar kapatmışlardır ki, artık doğru yolu görememekte ve anlamamaktadırlar. Bu mühürleme, onların sürekli inkarlarının ve hakikatten uzaklaşmalarının bir sonucu olarak Allah tarafından gerçekleştirilmiştir. Allah, kendi iradesiyle değil, onların inkarda ısrar etmeleri sonucu bu durumu yaratır.
  • Kulakların Mühürlenmesi: Aynı şekilde, kulaklarının mühürlenmesi, inkarcıların doğruyu işitmek istememelerini ve hakikate karşı kulaklarını kapamalarını ifade eder. Bu, onların Allah’ın mesajını duymaya karşı duyarsız hale geldiklerini belirtir.

2. “Ve alâ ebsârihim gışâvetun” (Gözlerinin üzerinde de bir perde vardır):

Bu kısım, inkarcıların gözlerinin üzerinde bir perde olduğunu belirtir. “Gışâve”, örtü veya perde anlamına gelir. Bu, inkarcıların hakikati görmelerine engel olan bir örtü veya perdeye sahip olduklarını ifade eder.

  • Gözlerin Perdelenmesi: Gözlerinin üzerindeki perde, onların gerçeği görme yeteneğini kaybettiklerini simgeler. Bu kişiler, Allah’ın varlığını, O’nun gönderdiği ayetleri ve peygamberin mesajlarını görmezden gelirler. Bu da onların hakikate karşı kör olduklarını ve onu algılayamadıklarını gösterir.

3. “Ve lehum azâbun azîm” (Ve onlar için büyük bir azap vardır):

Ayetin son kısmı, bu kişilerin karşılaşacakları nihai sonuç hakkında bilgi verir. Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği bu kimseler için “azâbun azîm” (büyük bir azap) hazırlanmıştır.

  • Büyük Azap: Bu ifade, inkarcıların ahirette karşılaşacakları azabın büyüklüğünü ve şiddetini anlatır. Allah’ın hidayetini reddeden, peygamberin mesajını kabul etmeyen ve inkarlarında ısrar eden kimseler, bu dünyada ve ahirette büyük bir azapla cezalandırılacaklardır. Bu azap, onların inkarlarının ve hidayetten yüz çevirmelerinin bir sonucu olarak gelir.

4. Ayetin Temel Mesajları:

  • İnkarcıların Mühürlenmesi: Bu ayet, inkarcıların kalplerinin, kulaklarının ve gözlerinin mühürlendiğini ve bu nedenle hakikati kabul edemediklerini açıklar. Bu mühürlenme, onların kendi inkarlarının bir sonucudur ve Allah’ın adaleti gereği gerçekleşir.
  • Ahiretteki Büyük Azap: İnkarcıların bu dünyada hakikati reddetmelerinin bedeli, ahirette büyük bir azap olarak karşılarına çıkacaktır. Allah, kendisine ve peygamberine inanmayanları bu büyük azapla uyarır.

5. Bağlam ve Anlam:

Bakara Suresi’nin bu yedinci ayeti, inkarcıların durumunu net bir şekilde ortaya koyar. Önceki ayetlerde, müminlerin iman, ibadet ve sosyal sorumluluk açısından özellikleri anlatılırken, bu ve bir önceki ayette ise inkarcıların kalplerinin, kulaklarının ve gözlerinin hakikate kapalı olduğu vurgulanır. Bu kişiler, kendi iradeleriyle inkarı seçtikleri için Allah da onların kalplerini mühürlemiş ve onları hidayetten mahrum bırakmıştır.

Sonuç:

Bakara Suresi 7. Ayeti, inkarcıların kalplerinin, kulaklarının ve gözlerinin hakikate kapandığını ve bu nedenle onların hidayetten mahrum kaldıklarını belirtir. Bu durum, onların inkarlarında ısrar etmelerinin ve hakikati reddetmelerinin bir sonucudur. Ayet, aynı zamanda, bu kişilerin ahirette büyük bir azapla karşılaşacaklarını bildirir. Müminler, bu ayeti okurken, inkarın sonuçlarını ve hakikate karşı duyarsız kalmanın tehlikelerini kavrarlar ve Allah’ın hidayetine sıkı sıkıya sarılmaları gerektiğini anlarlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir