Bakara Suresi 18. Ayetin Tefsiri
Ayetin Metni:
“Summun bukmun ‘umyun fehum lâ yerci’ûn.”
Meali:
“Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; bu yüzden geri dönmezler.”
Tefsir:
1. “Summun bukmun ‘umyun” (Onlar sağır, dilsiz ve kördürler):
Bu ayet, münafıkların manevi durumlarını betimleyen güçlü bir metafor kullanır. Münafıklar, hakikati duymaktan, anlamaktan ve görüp tanımaktan acizdirler. Burada “summun” kelimesi “sağır,” “bukmun” kelimesi “dilsiz” ve “‘umyun” kelimesi “kör” anlamına gelir. Bu ifadeler, münafıkların manevi olarak hakikate karşı duyarsız, iletişimsiz ve kör olduklarını ifade eder.
- Sağır: Münafıklar, Allah’ın ayetlerini ve peygamberin çağrısını duymazlar veya duysalar da onlara karşı kalpleri kapalıdır. Bu, onların hakikati işitme ve anlama yeteneklerinden yoksun olduklarını simgeler.
- Dilsiz: Münafıklar, hakikati ifade etmekten ve savunmaktan acizdirler. Dilleriyle yalan söyler, hakikati gizlerler. Bu nedenle, doğruyu söyleme ve tebliğ etme sorumluluğundan yoksundurlar.
- Kör: Münafıklar, hakikati göremezler; doğru yolu ve Allah’ın rehberliğini fark etmezler. Onlar, kalplerinde hakikate yer vermedikleri için, manevi olarak kördürler.
2. “fehum lâ yerci’ûn” (bu yüzden geri dönmezler):
Bu ifade, münafıkların doğru yola geri dönme ihtimallerinin olmadığını belirtir. Münafıklar, manevi anlamda sağır, dilsiz ve kör oldukları için hakikate dönemezler. Onlar, hidayet yoluna geri dönme yeteneğini kaybetmişlerdir.
- Geri Dönüşün Mümkünsüzlüğü: Münafıkların manevi durumları, onların hidayet yoluna geri dönmelerine engel olur. Allah’ın ayetlerine karşı sağır, kör ve dilsiz hale gelen bu insanlar, artık doğru yola yönelme kabiliyetini yitirmişlerdir. Onlar, kendi tercihleri ve inatları nedeniyle bu hale düşmüşlerdir ve bu durumları, geri dönüşü imkânsız kılar.
3. Ayetin Temel Mesajları:
- Manevi Körlük ve Sağır Olma: Bu ayet, münafıkların hakikate karşı ne kadar duyarsız ve kör olduklarını ifade eder. Onlar, Allah’ın mesajını işitme, anlama ve ifade etme yeteneklerinden yoksundurlar. Bu manevi körlük, onların hidayetten tamamen uzaklaşmalarına neden olur.
- İnat ve Sapkınlık: Münafıkların manevi olarak sağır, dilsiz ve kör olmaları, onların inatla hidayetten uzak durduklarını ve doğru yola geri dönme ihtimallerinin olmadığını gösterir. Bu, onların kendi tercihleriyle içine düştükleri bir durumdur ve bu durum, onların dünya ve ahiret hayatında büyük bir kayba uğramalarına yol açar.
4. Bağlam ve Anlam:
Bakara Suresi’nin bu on sekizinci ayeti, münafıkların manevi durumlarını, hakikate karşı ne kadar duyarsız olduklarını ve bu nedenle doğru yoldan tamamen sapmış olduklarını açıklar. Önceki ayetlerde, münafıkların sahte imanları ve iki yüzlü davranışları ele alınmıştı; bu ayet ise onların bu sahte tavırları sonucunda manevi olarak nasıl kör, sağır ve dilsiz hale geldiklerini ve bu durumun geri dönülmez bir kayba yol açtığını vurgular.
Sonuç:
Bakara Suresi 18. Ayeti, münafıkların manevi durumunu, onların hakikate karşı duyarsızlıklarını ve bu nedenle hidayetten tamamen uzaklaştıklarını ifade eder. Münafıklar, manevi olarak sağır, dilsiz ve kör oldukları için hakikati duyamaz, göremez ve ifade edemez hale gelirler. Bu ayet, müminlere, imanlarının ne kadar değerli olduğunu ve hakikatten sapmamak için Allah’a sıkı sıkıya bağlı kalmaları gerektiğini hatırlatır. Müminler, bu ayeti okurken, manevi körlükten ve hakikate karşı duyarsızlıktan korunmak için samimiyetle ve sadakatle Allah’a yönelmeleri gerektiğini anlarlar.