İslam Tarihindeki Psikologlar
Râzî (865-925)
Ebu Bekir Muhammed bin Zekeriyya el-Râzî, İslam dünyasının en büyük hekimlerinden ve düşünürlerinden biridir. İran’ın Rey şehrinde doğmuş ve hayatı boyunca tıp, kimya, felsefe gibi birçok alanda eserler vermiştir. Psikosomatik hastalıklar (ruhsal kökenli bedensel hastalıklar) üzerine çalışarak, bu tür hastalıkların tedavisinde telkinin önemine dikkat çekmiştir. Tıp tarihinde ilk kez hayvanları deneylerde kullanmış, bu da deneysel tıp açısından çığır açan bir yöntem olmuştur. En önemli eserlerinden biri “Kitab al-Havi”dir ve bu eser asırlarca tıp dünyasında başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır.
El-Kindî (801-873)
Ebu Yusuf Yakub bin İshak el-Kindî, İslam dünyasının ilk filozoflarından biri olarak kabul edilir ve psikofizyoloji dalının öncüsüdür. Uyku ve rüyalar üzerine yazdığı eserlerle tanınır. Depresyonla başa çıkmada bilişsel stratejilere vurgu yapan “Felsefe-i Ula” adlı eseri, zihinsel sağlığı geliştirme yöntemlerine dair önemli fikirler içerir. Kindî’nin eserleri, İslam felsefesiyle Batı düşüncesi arasında bir köprü oluşturmuştur. Onun psikolojik analizlere olan katkısı, bireyin duygu ve düşünce dünyasının anlaşılmasında önemli bir kilometre taşıdır.
Gazâlî (1058-1111)
Ebu Hamid Muhammed el-Gazâlî, İslam dünyasının önde gelen filozof, kelamcı ve tasavvufçularından biridir. Gazâlî, bireyin psikolojik fenomenlerinin benlikten kaynaklandığını savunmuş ve bu bağlamda kalp, ruh, arzu ve zihin kavramlarını kullanarak benliğin doğasını açıklamıştır. Motivasyon, duygu ve psikopatoloji gibi modern psikolojinin temel konularını ele almıştır. “İhyâ-u Ulûm’id-Dîn” adlı eseri, insan psikolojisini anlamada ve bireyin içsel dünyasını açıklamada temel kaynaklardan biri olmuştur. Gazâlî’nin çalışmaları, hem dini hem de felsefi bağlamda psikolojinin temel taşlarını oluşturmuştur.
Muzaffer Şerif (1906-1988)
Türk sosyal psikoloğu ve bilim insanı olan Muzaffer Şerif, sosyal psikolojinin akademik bir disiplin olmasında önemli bir rol oynamıştır. Grup dinamikleri ve sosyal etkileşim üzerine yaptığı çalışmalar, bu alandaki birçok temel kuramın gelişmesine katkı sağlamıştır. “Davranış, çevreden bağımsız olarak açıklanamaz” düşüncesiyle sosyal bağlamın insan davranışları üzerindeki etkisini vurgulamıştır. En bilinen çalışması, “Mağara Hırsızları Deneyi”dir; bu deney, grup içi çatışmaları ve iş birliğini anlamada önemli veriler sunmuştur. Muzaffer Şerif’in fikirleri, sosyal, klinik, gelişim ve bilişsel psikolojinin temel yaklaşımlarını şekillendirmiştir.
Mazhar Osman Usman (1884-1961)
Mazhar Osman Usman, Türkiye’de modern psikiyatrinin kurucusu olarak tanınır. İstanbul’da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ni kurarak ruh sağlığı alanında çağdaş bir tedavi ortamı sunmuştur. Nöropatoloji ve deneysel psikoloji laboratuvarlarını Türkiye’de ilk kez hayata geçiren bilim insanıdır. Psikiyatrinin Türkiye’de bir bilim dalı olarak gelişmesine öncülük etmiş, insanlara modern tedavi yöntemlerini tanıtmıştır. Mazhar Osman, aynı zamanda ruh sağlığı ile ilgili halkı bilinçlendirme çalışmaları yapmış, bu konuda birçok eser ve makale kaleme almıştır.
İbn-i Sina (980-1037)
Buhara’da doğan İbn-i Sina, İslam dünyasının ve insanlık tarihinin en büyük bilim insanlarından biridir. Tıp, felsefe, matematik, astronomi ve daha birçok alanda eserler vermiştir. En bilinen eseri, “El-Kanûn fi’t-Tıb”, Batı’da “The Canon of Medicine” adıyla yüzyıllarca tıp eğitiminin temel kaynağı olmuştur. İbn-i Sina, modern psikiyatrinin temellerini atmış, akıl hastalıklarını telkin, müzik terapisi ve meşguliyet gibi yöntemlerle tedavi etmeyi önermiştir. Hasta bir genci nabzını ölçerek sevdiği bir kişinin adını anarak teşhis etmesi, onun insan psikolojisini anlama konusundaki dehasını gösterir. Avrupa’da “Avicenna” olarak bilinen İbn-i Sina, modern tıp ve psikolojinin öncülerindendir.