Çörek Otu Yağının Duymadığınız Sağlık Faydaları | Dr. Berg

Bu videoda çörek otu yağının faydalarından bahsetmek istiyorum. Bu gerçekten inanılmaz bir bileşiktir. Çok küçük bir molekül olmasına rağmen astımdan alerjilere, sindirim sorunlarından kansere, cilt irtihabına kadar pek çok farklı problem üzerinde etkili olduğu için büyük tedavi etme potansiyele sahiptir. Ayrıca diabeti etkilerinden de bahsedeceğiz. Çünkü ilginç bir şekilde insülin direnci olan kişilere de yardımcı olur. Pankreasta insülini düzenleyen beta hücresini destekler. Bu sorunun giderilmesi, kilo problemlerinin iyileştirilmesiyle de doğrudan ilişkilidir.

Bağışıklık sistemi, özellikle o temmün hastalıklar konusunda birçok araştırma yapılmıştır. Bazı araştırmaların linklerini açıklamalara ekleyeceğim. Az önce belirttiğim tüm rahatsızlıkları ele aldığımızda, birçoğunun temelinde iltihaplanma yer almaktadır. İşte tam da bu noktada çörek otu devreye gidiyor. Buna önemli bir etkisi, iltihaplanmayı düzenlemeye yardımcı olmasıdır. Bu iltihap sorunu yaşayanlarda, her zaman yüksek seviyede olan bir bağışıklık faktörü, IL-6 bulunur. Çörek otu yağında bu IL-6 seviyesini düşüren bir şey bulunur.

Ayrıca enfeksiyon ve virüslere karşı mücadele eden bir bağışıklık bileşiği olan interferonun artışına da yardımcı olur. Interferon kelimesi, hücum eden virüsle mücadele etmek için müdahale anlamına gelir. Anlaşıldı mı? Ayrıca bağışıklık sisteminin T-düzenleyici hücrelerden oluşan bir başka kısmı, Bu hücreler, kontrol dışı iltihaplanmanın yaşandığı otoemmim durumlarda aşırı aktif bağışıklık sistemini yatıştırmaya yardımcı olur. Bu nedenle çörek otu yağı, bağışıklık sisteminin bu bölümünü de harekete geçirir. Peki, çörek otu yağındaki farklı bitki bazı kimyasallar arasında en önemlisi, Taymakuinon adında bir moleküldür. Bu molekül, siyah çörek otunda bulunan diğer moleküller içerisinde muhtemelen en önemli olanıdır. Üzerine yazılmış, 1700’den fazla farklı makale olmasına rağmen neden bazı insanlarda işe yararken diğerlerinde işe yaramıyor olabilir? Bunun nedeni, doğrudan semptomlar üzerinde etki eden bir bileşik olmasıdır. Aslında, semptoma neden olan sorunu düzeltmez. Yani, alımı harika etkilidir çünkü toksik değildir, nispeten ucuz ve oldukça etkilidir.

Ancak aynı zamanda, astımınıza neyin neden olduğunu, otoemmin problemlerinizin kaynağında ne olduğunu, sindirim sorunlarınızın neden oluştuğunu ve diyabete neyin neden olduğunu tespit etmeniz gerekir. Çünkü, bir kişi bu sorunların arkasında yatan nedenleri düzeltmezse ve bu tedaviyi uygularsa, işe yaramayabilir ve bu da zaman kaybı olabilir. Bununla birlikte, ben denemenizi öneririm. Kesinlikle denemeye değer, çünkü birçok kişi bununla inanılmaz sonuçlar elde ediyor. Aslında, belki de 1700 çalışmadan daha önemli olan bir diğer şey, binlerce yıldır kullanılmaktadır. Birçok insanın kullanıldığından zamanla test edilmiş olmasıdır. Kral Tut’un mezarında bile bulunduğu tespit edilmiştir. Pek çok farklı kültürde, birçok farklı amaç için kullanılmıştır. Bazı insanlar, beyin sağlığı için de kullanmaktadır. Çünkü, asetil kolin adında bir nörotransmitteri artırabilmektedir. Bu nörotransmitter, hafızanızı, öğrenme yeteneğinizi, odaklanmanızı ve konsantrasyonunuzu iyileştirebilir. Ancak çoğu insanın bunu, özellikle dermatit gibi ciltteki iltihaplı rahatsızlığıyla, için kullandığını düşünüyorum.

Hem ağız yoluyla, hem de deri yüzeyine kullanılabilir. Peki, alım miktarı ne kadar olmalıdır? Ben günde 1 ila 3 çay kaşığı arasında alınmasını öneririm. Her zaman kullanıma, az miktarla başlayın. Belki yarım çay kaşığı ile başlayıp, yavaş yavaş miktarı artırabilirsiniz. Tadı gerçekten biraz acıdır, pek güzel değildir. Eğer size faydalı olmaya başlarsa, almaya devam edersiniz. Haricen kullanımı konusunda, özellikle iltihaplı bir ekleme uygulanması yönelik, önünden bir şey belirtmek istiyorum. Eğer gerçekten çok olumlu ve güçlü bir etki görmek istiyorsanız, başka bir ürün almanızı öneririm. Bunun adı DMSO’dur. DMSO da, kendi başına bir iltihaplanma karşıtıdır. Ancak dokulara, daha derin nüfuz etmeye yardımcı olma ve cildinizdeki her türlü katmanı aşabilmektedir. Aslında sadece DMSO’yu alıp, örneğin ayağınıza uygularsanız, saniyeler içinde hafif sarımsak tadı, ağzınıza kadar ulaşabilmektedir. Çok hızlı bir şekilde vücuda yayılır. Kendi başına alındığında bile yararlıdır.

Fakat bu ikisini bir araya getirdiğinizde, yani bu muhteşem çözücüyü çörek otu yağı ile bir araya getirirseniz, ikisini 50 bölü 50 oranında birleştirerek bir karışım hazırlayabilirsiniz. Daha sonra bu karışımı, iltihaplanan ekleme, ister diz, ister parmak, ister ayak bideyi, ister bilek olsun sürebilirsiniz. Bu yöntemle, iki güçlü bileşeni birleştirmiş oluyorsunuz ve bu DMSO, karışımı doğrudan ekleme nüfuz ettirerek, iltihabı hafifletmede büyük bir etki sağlayacaktır. Bu bilgiyi WebMD adlı medikal kaynaklardan edindim. Bazen insanlar sadece DMSO’yu tek başına da kullanabilmektedir. Bazen aloe vera ekliyorlar. Vücutta farklı durumlar için uygulayabileceğiniz çeşitli tarifler var. Bu tariflerde, dikkat edilmesi gereken moleküllerin bu çözücü tarafından taşınabilecek kadar küçük olmasıdır. Çörekotu benim doğal terapiler listemde farklı açılardan da ele alınmaktadır. Bu listeye erişebilmek istiyorsanız, sizin için WhatsApp ve Telegram kanalımdan paylaşacağım. Erişebilmek için takipte kalın. Görüşmek üzere.