Şifa ve Huzurun Yolculuğu
İnsan bazen bir yürüyüşe yalnızca adımlarını değil, ruhunu da bırakır. Bugün, İskenderun’un kalbinde, doğayla iç içe, huzurun kokusunu içime çekerek uzun bir yürüyüşe çıktım. Gün, değerli hocamız Abdullah Bayrakdar’ı görmek için başladı. Altunözü’nün Karbeyaz Köyü’nden gelen bu muhterem büyüğümüzü ziyaret etmek, sadece bir buluşma değil, aynı zamanda bereketli bir sohbetin kapısını aralamak demekti.
Yolculuğum, İskenderun’un en güzel yürüyüş rotalarından biri olan Ziraat Park’tan başladı. Yollar, sessizliğin içinde yankılanan adımlarıma eşlik ediyordu. Yürüyüş denince akla sadece bedenin hareketi gelir ama aslında ruh da bu yolculuğa katılır. Üç ay önce kırılan ayağımın, her adımda biraz daha güçlendiğini hissetmek, şifanın sabırla geldiğini bir kez daha hatırlattı bana. İnşallah bu yollar, hem bedenime hem de ruhuma iyi gelecekti.
Sanayi’ye vardığımda, Abdullah Hocamızla buluşmanın sevinci içimi sardı. Onun derin bilgeliği, sohbetindeki letafet, insanın iç dünyasına ışık tutuyordu. İnsan, böyle kıymetli büyüklerini gördüğünde, onların sözlerinde bir geçmiş, bir irfan, bir hayat tecrübesi buluyor. Sohbetin tadı damağımızda kalırken, tekrar yürüyüşe koyulduk.
Ziraat Park, İskenderun’un silüetine eşsiz bir güzellik katan, tabiatın cömertçe sunduğu bir huzur bahçesi. Çam ağaçlarının arasında, denizin maviliğine göz kırpan bu park, sadece bir yürüyüş alanı değil; insanın kendisiyle baş başa kalabildiği, doğanın şifasını ruhuna işleyebildiği bir mekân. Şehirler büyüdükçe, beton binalar yükseldikçe, böyle nadir bulunan doğal alanların kıymeti daha da artıyor. Burası, gürültünün içinde bir sükûnet köşesi, modern hayatın koşuşturması içinde bir soluklanma durağı.
Yürüyüş bitip eve dönerken, geriye sadece adımlarımın izi kalmadı; zihnimde tazelenmiş düşünceler, kalbimde huzur, bedenimde hafiflik vardı. Günün sonunda anladım ki bazen en büyük şifa, doğanın içinde kaybolmak ve bir dostun sözlerinde kendini bulmaktır.
10.02.2025