Hayata Dair – 10

GÜNDEME DAİR – 11 ŞUBAT 2025

Bugün öğrencilerime çarpma işlemini öğrettim. Henüz ikinci sınıf seviyesindeki çocuklar için bu, büyük bir adım. Sayıları toplamanın ötesinde, onların bir mantık örgüsü içinde çoğaltılabileceğini anlamak… İlk başta şaşkınlık, sonra merak ve sonunda gelen o tatlı kavrayış anı… Matematik dersinin, özellikle Türkiye’de, öğrenciler için en zorlayıcı derslerden biri olduğunu biliyorum. Ancak mesele dersin zorluğundan çok, öğretilme biçiminde saklı.

Matematik, aslında sarmal bir öğrenme düzenine sahip. Yani kolaydan zora, somuttan soyuta giden bir yapısı var. Çarpma işlemi de bu yapının içinde, toplamanın kısa bir yolu olarak öğrenilmeye başlıyor. Eğer bir çocuk 2+2+2+2’nin sonucunu bulabiliyorsa, aslında 4×2’nin ne anlama geldiğini de öğrenmeye hazırdır. Bugün, işte tam da bu temeli attık. Önce çarpma işleminin ne anlama geldiğini, toplamayla nasıl bağlantılı olduğunu anlattım. Sonra kısa yollar, pratik yöntemler devreye girdi. Çocuklar, işlemleri çözerken gözlerindeki ışık, öğrenmenin en saf ve en güzel hâliydi. Sıraya girip buldukları sonuçları bana gösterirken içlerindeki coşku, matematiğin korkutucu olmadığını, doğru öğretildiğinde ne kadar keyifli olabileceğini kanıtlıyordu.

Türkiye’de öğrencilerin en çok zorlandıkları derslerin başında matematik geliyor. Oysa müfredat, sanıldığı kadar ağır değil. Asıl problem, bu dersin nasıl anlatıldığı. Ezberci bir anlayış yerine, keşfetmeye dayalı bir yöntem izlenirse, matematik zor bir labirent olmaktan çıkıp bir keşif yolculuğuna dönüşebilir. Bugün çocukların yüzlerinde gördüğüm mutluluk, bunun mümkün olduğunu gösteriyor.

Matematik eğitimi konusunda çözüm önerileri üzerine düşünmek gerek. Öncelikle, çocukların somut kavramlar üzerinden öğrenmesini sağlamak önemli. Çarpma işlemini bir hikâyeye, bir oyuna dönüştürdüğünüzde, sayılarla kurdukları bağ güçleniyor. Ayrıca öğretmenlerin, her çocuğun öğrenme hızının farklı olduğunu kabul etmesi, sabırla ve sevgiyle yaklaşması şart. Matematik, soyut olduğu kadar, öğretim süreci içinde insana dair de çok şey barındırıyor. Eğer bir çocuk matematikte başarılı olursa, problem çözme becerisi de gelişir, hayata bakışı da şekillenir. İşte bu yüzden, matematiği sadece bir ders olarak görmek yerine, onu bir düşünme biçimi olarak ele almak gerekiyor.

Bugün, 11 Şubat 2025 Salı… Bir sınıf dolusu çocuğun matematiğe olan ilk adımlarına eşlik ettim. Onların sıraya girip ellerindeki kâğıtları heyecanla göstermeleri, doğru anlatıldığında neyin mümkün olduğunu gösteren küçük ama büyük bir zaferdi. Belki de matematiği öğretirken, öğrenmemiz gereken en büyük ders buydu: Anlatma biçimimiz, sonucu belirler.

 

11.02.2025 İskenderun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir