Albert Camus’nün “Yabancı” Romanının Özeti
Albert Camus’nün en önemli eserlerinden biri olan Yabancı (L’Étranger), varoluşçuluk ve absürdizm akımlarının en güçlü örneklerinden biri olarak kabul edilir. İlk olarak 1942’de yayımlanan bu roman, bireyin toplumdaki yerini, anlamsızlığı ve duygusuzluğu sorgulayan çarpıcı bir anlatı sunar. Kitabın ana karakteri Meursault’nun umursamazlığı ve olaylara karşı kayıtsız tavrı, okuyucuyu insan doğasının derinliklerine sürükler.
1. Romanın Konusu
Roman, Cezayir’de yaşayan Fransız asıllı Meursault’nun, annesinin ölümüyle başlayan ve bir Arap’ı öldürmesiyle devam eden hikâyesini anlatır. Meursault, toplumun beklentilerine uygun davranmayan, duygularını dışa vurmakta isteksiz, hayatı olduğu gibi kabul eden bir karakterdir. Onun bu kayıtsızlığı, toplum tarafından bir tehdit olarak görülür ve sonunda idama mahkûm edilir.
2. Romanın Bölümler Halinde Özeti
Birinci Bölüm: Meursault’nun Kayıtsızlığı
Roman, Meursault’nun annesinin ölümüyle başlar. Meursault, annesinin ölümüne karşı olağan dışı bir kayıtsızlık sergiler. Cenazeye katılmasına rağmen ağlamaz ve yas tutmaz. Hatta cenazenin hemen ardından sevgilisi Marie ile denize girer, sinemaya gider ve normal hayatına devam eder. Bu kayıtsızlığı, çevresindeki insanlar tarafından garip karşılanır.
Meursault’nun hayatındaki diğer önemli kişilerden biri de komşusu Raymond’dur. Raymond, Arap bir adamla sorun yaşamakta ve Meursault’yu bu meseleye dâhil etmektedir. Meursault, olaylara tarafsız bir şekilde yaklaşır ve Raymond’un tekliflerini sorgulamadan kabul eder.
İkinci Bölüm: Cinayet ve Yargılanma
Meursault, Raymond ve Marie ile birlikte deniz kenarındaki bir yazlıkta vakit geçirirken, Raymond’un düşmanı olan Araplarla karşılaşırlar. Başlangıçta gerginlik olsa da ciddi bir çatışma yaşanmaz. Ancak Meursault, öğle sıcağının etkisiyle bunaldığı bir anda, elindeki tabancayla bir Arap’ı öldürür. Öldürme eylemini herhangi bir nefret ya da öfke duygusuyla gerçekleştirmez; tamamen rastlantısal ve duygusuz bir şekilde hareket eder.
Cinayet sonrası Meursault tutuklanır ve yargılanır. Mahkemede en çok sorgulanan şey, cinayeti neden işlediğinden çok annesinin ölümüne karşı gösterdiği ilgisizlik olur. Meursault’nun toplumun değerlerine uygun bir şekilde yas tutmaması, onun vicdansız ve tehlikeli biri olarak algılanmasına neden olur. Sonunda idam cezasına çarptırılır.
Üçüncü Bölüm: Ölümle Yüzleşme
Meursault, hapishanede idamını beklerken hayatı ve ölümü sorgular. Önceleri af dileme fikrine sıcak bakmasa da zamanla ölümü kabullenir. Hayatın herhangi bir anlamı olmadığını ve her insanın er ya da geç öleceğini düşünerek sakinleşir. Son anlarında dünyayı olduğu gibi kabul eder ve mutlak bir özgürlüğe ulaştığını hisseder. Roman, Meursault’nun ölümü korkusuzca kabul edişiyle sona erer.
3. Romanın Temaları ve Felsefi Boyutu
- Absürdizm: Camus’nün felsefesinde, insanın evrenin anlamsızlığı karşısındaki duruşu temel bir konudur. Meursault, hayatın anlamını aramaz, sadece olduğu gibi kabul eder.
- Toplum ve Yabancılaşma: Meursault, toplumun genel kurallarına uymayan, beklentilere cevap vermeyen bir karakterdir. Bu yüzden toplum tarafından dışlanır ve bir tehdit olarak görülür.
- Ölüm ve Anlam: Romanın sonunda Meursault, ölümü korkusuzca kabul eder. Bu, Camus’nün “Saçma” felsefesinin en güçlü vurgularından biridir. İnsan, anlam aramaktan vazgeçtiğinde özgürleşir.
- Duygusal Kayıtsızlık: Meursault’nun annesinin ölümüne, sevgilisi Marie’nin evlilik teklifine veya işlediği cinayete karşı gösterdiği kayıtsızlık, onun “yabancı” olmasının temel nedenidir.
Sonuç
Albert Camus’nün Yabancı romanı, bireyin toplum içindeki rolünü, ölümle yüzleşmesini ve absürdizm felsefesini derinlemesine ele alan etkileyici bir eserdir. Meursault’nun kayıtsızlığı, okuyucunun hayatı ve toplumsal değerleri sorgulamasına neden olur. Bu eser, varoluşsal temalarıyla edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiş ve günümüzde hâlâ büyük ilgi görmektedir.