Anlamını Bilmen Gereken Sözcükler

Anlamını Bilmen Gereken Sözcükler

  • Azımsamak: Az bulmak
  • Öykünme: Taklit etmek
  • Duyumsamak: Algılama
  • Ahde vefa: Sözünde durma
  • Avangart: Gösterişli
  • Direngen: Aksi, inat
  • Enikonu: İyiden iyiye
  • İlinti: İlişki, bağ
  • Yeğlemek: Tercih etmek
  • İntiba: Etki, izlenim
  • Secere: Soy ağacı
  • Peyderpey: Azar azar
  • Çetrefilli: Anlaşılması güç
  • Aklıselim: Doğru, akla uygun
  • Kanı: Kesin olmayan yargı
  • Basmakalıp: Özgün olmayan
  • Yeti: Yapabilme yeteneği
  • Ağdalı: Anlaşılması güç olan
  • Yazın: Edebiyat
  • Reva görmek: Uygun görmek
  • Beyanat: Açıklama, demeç
  • Günce: Günlük
  • Dejenere etmek: Yozlaştırmak
  • Devrim: Hareket
  • Salt: Mutlak, yalnızca
  • İroni: Alay etme
  • Dikte etmek: Zorlamak
  • Kanıksamak: Alışmak
  • Böbürlenmek: Kabarmak
  • Gereksinim: İhtiyaç
  • Aktüel: Günce
  • Çağrışım: Hatırlatma
  • Biçem: Üslup, dil
  • Sav: İddia, tez, atasözü
  • Payanda: Dayanak, destek
  • Dingin: Sakin
  • Fantastik: Hayali
  • Düşünsel: Fikir
  • İhtiras: Tutku
  • Zanaat: El ustalığı isteyen işler
  • Didaktik: Öğretici
  • Sağduyu: Akla uygun yargı
  • Bezgin: Yaşama isteği olmaması
  • Alaturka: Eski, geleneksel
  • İlinti: İlgi, ilişki
  • Burjuva: Ayrıcalıklı
  • Öbek: Grup
  • Göreceli: Kişiden kişiye değişen
  • Bulgu: Bilimsel sonuç
  • Varsayım: Hipotez, teorik düşünce
  • Adaptasyon: Uyarlama
  • Bağdaşmak: Uyuşmak
  • Banal: Sıradan
  • Erek: Amaç
  • Fanetik: Ses bilgisi
  • İşlev: Görev, fonksiyon
  • İvedi: Acele
  • Realite: Gerçeklik

 

One thought on “Anlamını Bilmen Gereken Sözcükler

  1. Anlamını Bilmen Gereken 100 Sözcük

    Abide – Anıt, kalıcı yapı

    Abone – Bir hizmetten düzenli yararlanan kimse

    Aciz – Gücü yetmeyen, çaresiz

    Afiş – Duyuru veya reklam ilanı

    Ağyar – Yabancılar, başkaları

    Ahbap – Dost, arkadaş

    Ahenk – Uyum

    Ahlak – Bireyin karakterini belirleyen davranış biçimleri

    Akabinde – Ardından

    Akıbet – Sonuç, son

    Aksine – Tersine

    Alaka – İlgi, ilişki

    Alenen – Herkesin gözü önünde

    Alım – Satın alma

    Amade – Hazır

    Ambar – Depo

    Armağan – Hediye

    Arz – Sunma

    Asalet – Soyluluk, yücelik

    Asgari – En az

    Azim – Kararlılık

    Badiresiz – Sorunsuz

    Bahane – Sebep, mazeret

    Baki – Sonsuz, kalıcı

    Bariz – Açık, belirgin

    Basiret – İleri görüşlülük

    Beklentisiz – Karşılık beklemeyen

    Belagat – Güzel ve etkili söz söyleme sanatı

    Beraat – Suçsuz bulunma

    Berhudar – Mutlu, nimetlere kavuşmuş

    Besbelli – Apaçık

    Beyhude – Boşuna

    Beyin – Düşünme ve yönetme organı

    Bihaber – Habersiz

    Bilakis – Tersine, aksine

    Binaen – Göre

    Binaenaleyh – Bu yüzden

    Biçim – Şekil

    Cahil – Bilgisiz

    Cazibe – Çekicilik

    Cemiyet – Topluluk, dernek

    Cephe – Yön, taraf

    Ciddiyet – Önem ve disiplin

    Cihan – Dünya

    Civar – Yakın çevre

    Cüret – Cesaret

    Çare – Çözüm

    Çaşit – Yabancı (eski Türkçe)

    Çehre – Yüz

    Çeşit – Tür

    Çıkarım – Sonuç

    Çile – Sıkıntı

    Çözümleme – Analiz

    Dakik – Dakikada olan / tam, kesin

    Dava – Amaç, gaye / mahkeme işi

    Davet – Çağrı

    Dayanışma – Birbirine destek olma

    Defa – Kez

    Deha – Üstün zekâ

    Delalet – Yol gösterme

    Derhal – Hemen

    Destek – Yardım

    Detay – Ayrıntı

    Dikkat – Özen

    Dirayet – Kararlılık, güçlü olma

    Dönem – Belirli bir zaman dilimi

    Düstur – İlke, kural

    Düşünce – Fikir

    Ecdat – Atalar

    Edebi – Edebiyatla ilgili / ahlaki

    Edim – Yapılan iş

    Efsane – Olağanüstü olayların anlatıldığı hikâye

    Ehliyet – Yeterlilik belgesi

    Ehil – Bir işte uzman

    Ekin – Tarla ürünü

    Eksik – Noksan

    Elzem – Çok gerekli

    Emel – Amaç, istek

    Empati – Kendini başkasının yerine koyma

    Engin – Çok geniş

    Ensar – Yardım eden

    Entelektüel – Düşünsel yönü gelişmiş kişi

    Eser – Yapıt

    Esir – Tutsak

    Eski – Önceki zamanlara ait

    Esnek – Kolay bükülen, uyum sağlayan

    Espri – Nükteli söz

    Etkin – Etkili

    Evham – Kuruntu

    Evlat – Çocuk

    Eyvah – Üzüntü, pişmanlık ifadesi

    Faal – Çalışkan, etkin

    Fahiş – Çok yüksek, aşırı

    Fark – Ayrım

    Fayda – Yarar

    Fırsat – Elverişli durum

    Fıtrat – Yaratılış, doğal yapı

    Fonksiyon – İşlev

    Fren – Durdurma düzeneği

    Fütursuz – Çekincesiz, umursamaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir