ADALET NEDİR?

ADALET: Eşitlik ve denklik, her şeyin yerli yerinde olması anlamına gelir.

İslam dininin temel ilkelerinden ve Müslüman ahlakının temel erdemlerinden olan adalet;

Hakka göre hüküm vermektir.
Davranış ve hükümde doğru olmaktır.
Aşırılıktan uzak düzenli ve dengeli olmaktır.
Her şeye ve herkese hakkını vermektir.
Kimseye haksızlık etmemektir.
Hak ve hukuka uygun davranmaktır.
İnsanlar arasında onların makam ve mevkilerine, ekonomik durumlarına, akrabalık ilişkilerine bakmaksızın hüküm vermektir.

Rabbimiz buyuruyor ki:

“Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
(Nisâ suresi, 135. ayet.)

Peygamberimiz buyuruyor ki:

“Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletli davrananlar, Allah katında, Rahmân’ın yanında nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklar.”
(Nesâî, Âdâbü’l-kudât, 1.)

Adalet Denilince Aklıma Gelsin:

Hak
Hukuk
Hakkaniyet
Mahkeme
Hâkim
Hikmet
İnsaf
İtidal

HİKAYE:

Halifeliği döneminde Hz. Ömer ile sahabeden Übey b. Ka’b arasında bir konuda anlaşmazlık meydana gelmiş ve bu anlaşmazlığı çözmek üzere o dönemin Medine kadısı olan Zeyd b. Sâbit’e gitmişlerdi. Kadı olan Zeyd hemen devlet başkanı olan Hz. Ömer’e karşı saygılı davranıp ona oturması için yere bir minder sermişti. Fakat adil insan Hz. Ömer bu davranış karşısında şöyle demişti:
– İşte bu davranışın, şimdi vereceğin hükümde yaptığın ilk adaletsizliktir. Ben davacımla beraber aynı yerde oturacağım.
Sonra davacı Übey b. Ka’b davasını ileri sürünce Hz. Ömer bu iddiayı kabul etmedi. Bu durum karşısında Hz. Ömer’in yemin etmesi gerekiyordu. Kadı Zeyd b. Sâbit, Übey’e şöyle dedi:
– Gel Halife’yi yemin ettirme, onu bundan muaf tut. Davacı olduğun kişi bir başkası olsaydı sana böyle bir feragatten söz etmezdim.
Bu teklifi duyan Hz. Ömer son derece kızarak böyle bir ayrıcalığı kabul etmeyip derhal yemin etti. Sonra da Zeyd b. Sâbit hakkında şöyle dedi:
– Ömer ile herhangi bir Müslüman onun yanında aynı konumda olmadıkça Zeyd b. Sâbit hâkimlik görevini hakkıyla yerine getirmiş olmaz.
(bk. Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, X, 229.)

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir