AİLE OLMAK –1
Aile yapısı bir binaya benzer temeli sağlam atıldımı; rüzgar binayı sarsar ama yıkamaz. Temeli zayıf olunca en ufak rüzgarda yıkılma tehlikesi yaşar ve sonunda yıkılır.
Peki ailenin temeli nedir, diye soracak olursak İslam’la bütünleşmiş, İslam’ı anlamış ve yaşayan mü’min erkek ve mü’mine kadının oluşturduğu aile yapısı diyebiliriz. Örnek-model olmalıdır. Bu aile işte âhîret yolculuğu ile cennete ulaşan ailedir. Temeli oluşturmuş, çocuklarla ve ana ve baba ile birlikte çatıyı tamamlamış güzel bir yapıdır.
Her işinde Allah’ı önceleyen, dünyayı bir araç olarak gören, dünyayı kullanan, dünyanın kendisini kullamasına izin vermeyendir.
Eşler birbirlerini tamamlayan, birbirlerine karşı hoşgörülü olan bir çift ayakkabı gibidir.
Tek ayakkabı işe yaramaz muhakkak eşi olması lazım. “Diyebilir miyiz acaba! Sağ ayakkabı mı üstün, sol ayakkabı mı üstün.”
Üstünlük takvada. Eşler birbirlerine muhtaçtır, tek ayakkabı misalı işe yaramadığı gibi.
Ey insanlar! Muhakkak ki Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye sizi kavimler ve kabileler kıldık. Elbetteki Allah nezdinde en şerefli olanınız, O’ndan en çok ittika edeninizdir. Şüphesiz ki Allah, her şeyi çok iyi bilendir ve her şeyden haberdardır. (Hucurat Suresi 13)
Kitaplarda yazılanı hayata uygulamak sanıldığı gibi kolay değil. Eşlerin daima fedakâr olması, birbirlerine tahammül göstermesi, biri kızdığı zaman diğeri karşılık vermemesi mümkün mertebe yanından uzaklaşması gerekir. Sakin iken konuşulması uygun bir davranıştır. Ne aşırı latife, ne aşırı resmi olunmalı bu husustada orta yolun takip edilmesi Kur’an’ın emridir.
Anlaşmazlıklar karşısında araya tarafsız bir aracı koymak ve aracının dediklerini kabul etmek iki taraf için de hayırlıdır. (Not: aracının ehil olması önemlidir.)
Ne erkek ne de kadın anne ve babasından etkilenecek, ancak onlardan gelen uyarılar dikkate alınır.
Anne ve babada adil olacak. Aileyi bir arada tutmak için haram olmayan her şey mübahtır. Aileyi bir arada tutmaktır önemli olan.
Anne ve babanın iki tarafın mutluluğu için adil olması ve yatıştırıcı olması ne güzeldir. Anne ve babanın tecrübelerinden faydalanmak önemlidir. Tabiki şimdilerde böyle ana ve baba varmı? Burada erkeğe büyük görev düşüyor, ne ana ve babasını ezdirecek nede hanımını, her iki tarafa adil davranacak. Bu ev hanımı içinde geçerlidir. Hanımda anne veya kızkardeşini yapıcı değilse dinlemeyecek, onlarıda azarlamayacak orta yolu tutacak. Aileyi yıkmak inanın çok kolaydır birilerinin olumsuz sözlerini dinlersin veya basit sebepleri büyütürsün ve aile dağılır.
Rabb’in emretti ki, ancak ona ibadet edin, anne ve babaya iyi davranın. Onlardan biri veya her ikisi yanında yaşlılık çağına erişirlerse, sakın onlara “öf” bile deme, onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhametle tevazu kanatlarını indir. “Rabb’im! küçükken beni (merhametle) yetiştirdikleri gibi, Sen de onlara merhamet eyle” de. (İsra Suresi 23 – 24)
Ailenin dağılmaması için iki tarafında fedâkar olması gerekir. İnanın ailenin dağılması iki tarafada mutluluk ve huzur getirmeyecektir. Pişmanlıklar had safhada olacaktır. Anne kızının evliliğini yıkar sonra kızınada sahip çıkmaz. Sıkıntılı bir hayatın içine düşer. Erkek bir nebze bu işte rahattır fakat anne ve babasına karşı sevgisi azalır.
Evliliğin bitmesi kimse için iyi olmaz. Huzur olacağına aksine huzursuzluk doğar.
Batı ve onun yerli işbirlikçileri müslüman aileyi parçalamak için elinden gelen her şeyi yapmışlardır; ve de yapmaya devam etmektedirler. Onlar da biliyor. Kapitalist düzenin iyi işlemesi için; asgari ücretle tüm aile fertleri çalışmak zorunda, düşünüp akletmeyen bir topluluk istiyorlar.
Annenin dışarıda asgari ücretle çalışması. Hem isteklerini karşılıyamaması hemde o kadar insana hizmet etmesi anneyi kimliğinden uzaklaştırır ve bunun sonucunda evde huzursuzluklar ve aile yapısında dağılma başlar.
Halbuki erkek yeterli miktarda maaş almış olsa, anne evde hizmeti yapacak hem ahirette hemde dünyada kazanmış olacak. Böylece aile sağlam temel üzerinde olacak.
Tabi ki istisnalar ayrı.
“Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.” (Tirmizî, MenAkıb, 63)
Sağlıklı nesillerin yetişmesi için ailenin bir arada olması sevgi ve merhametle kuşanmış, birbirlerine tahammül gösteren ve rol model bir aile olması önemlidir.
Çocuğun kişiliği küçük yaşlarda şekillenmeye başlar. Büyüyünce anne ve babadan ne görmüşse kişiliği o şekilde oluşur.
“Sen Hanne validemiz gibi Allah’a adarsan çocuğunu, onu güzel bir bitki gibi yetiştirsin diye, Zekeriyya’yı Rabbim onun hizmetine verir.”
Rabb’i Meryem’i güzel bir kabulle kabul etti. Ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Ve Zekeriyya’yı ona bakmaya kefil etti. Zekeriya, Meryem’in bulunduğu mihraba her girdiğinde onun yanında rızık (yiyecek) buluyordu. “Ey Meryem! Bu, sana nereden?” dedi. Meryem: “O, Allah tarafındandır” dedi. “Muhakkak ki Allah, dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır.” (Al-i İmran Suresi 37)
Toplum içinde yanlış olan bilgiler aile içinede sirayet etmiştir. Buna örnek olarak kaynana meselesidir. Ya kendi öz annesi gibi kabul eder, yada kaynana dili kaktüs çiçeğine isim olur. Kay-nana lazcada iyi, güzel, hoş anne demektir. Diğer dillerde farklı olabilir. Gelin kaynanaya bakmaya mecbur değildir. Doğrudur kendi evlatları bakmaya mecburdur, ama bakarsa ecrini kat kat alır.
Gelin mecbur değilim der İslamı kullanır ama kendisi İslam’dan bi haberdir. İşimize geldiği gibi davranmak aile içinde çatlak oluşturur tamir edilmezse çatlak büyür.
Dilimizi yumuşak tutacağız; dinimizi değil!..
Ey iman edenler! Eğer inkârı imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dostlar edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. (Tevbe Suresi 23)
Kadın ve erkeğin anlaşamadıkları konularda Kur’an’ı hakem yapmaları gerekir. Hoş görmek aileyi güçlü tutar. Hoşlanmadığımız şeyleri ön plana getirmemek kavgacı değil, barışçıl tutum göstermek düzeni sağlamak her daim bizim elimizdedir bunu unutmamak akli selim insanlar için bulunmaz bir nimettir.
Aileyi feth etmeden dışarıda başarılı olmak çok zor. İyi bir evlilik dinin yarısıdır. Dava adamı olmak, ıslahatçı olmak, tebliğ gibi islami faliyetlere ailenin engel olmaması gerekir.
Aile içerisinde düzen sağlamak ve o düzeni aile içinde uygulamak hatta ıslah etmek dışarıda başarılı olmak için gereklidir. Aile içinde başarılı olamazsak eğer maalesef ki İslam kardeşliğini oluşturmak zor olur. Evdeki olumsuzluklar camia içine taşınır ve kardeşliği tesis etmek hususunda bazı arızalar meydana getirir. Bugün kardeşlik arasındaki tahammül edemememe bu meselenin ister istemez etkisi vardır.
Hızır YILDIRIM