ALAK
/Düşünen bir topluma vahyin doğuşu/
Oku
Izdırab titreyişleri içindeki
Daralan kalbin sahibi ey Muhammed
Hira’da riyazetin riyadan uzak
Yüzün ay desenli
Yüreğinde derin bir ah
Kâinatta adaletin tecellisi için
Çöl kristallerinde Allah eksenli oku
Rabbin mektubuyla geldi Cibril
Hakikati içsin ve okusun diye
Yetimler öksüzler özgürlük bekleyenler adına
Zulümat sardığında dünyayı
Vahiy bir ışık seli
Kesintisiz rahmet yağmurlarında yıkan
Unutma ki
İnsan vahye muhatap olduğu kadar insan
Kalbini putlardan vahiyle arındır
Hakikat olmayan sözler mâsivâdır
Vahyin sofrasında nasibin varsa alırsın
Teslimiyetin sesi der ki
Bir şeyde Allah konuşursa sen susacaksın
Kitabın dilinden anla tüm kelimeleri ondan seç
Daldıkça tefekküre tüm benliğinden vazgeç
Oku rabbin adına
Gecenin bir kısmında
El değmemiş kuşluklarda
İçine kıvrıl ve ağla
Vahiy insanın kalbine indi
Ki hayata taşıması içindi
/Ey Rabb’im şahid ol ki
Bu kavim Kur’an’ı terk etti/
Bedbaht kılındı bu insanlar
Ruhunu, nurunu kaybetti
Vahiy cana can katan ilahi kelâm
Onunla anlam bulur söz zaman ve mekân
Vahiy varlık sancımın sükûnete ermesi
Dağların da üstünden aşan dosdoğru yolun hakikati
Vahiy Hira’dan süzülüp yeryüzünü kuşatan ses
Bu ilahi emanetin hesabını mutlaka verecek herkes
Vahiy sabırdan bir iz düşürür üstümüze
Öyle ki karıncayı konuşturur ötelerden haber verir bize
Bu ağır sözü taşıyana ne mutlu
Vahiy yeryüzüne bereket getiren bahar yağmuru
Allah bize tenezzül edip kutlu sözüyle uyardı
Yüzü pas tutmuş kâinat nuruyla aydınlandı
Bünyamin DOĞRUER