Beyaz Dilekçe’den…
Rahman ve Rahim olan adına sığınarak,
Açtım iki elimi: Kor gibi iki yaprak.
Bir edep ölçeğinde umutlu ve utangaç,
İşte dünya önümde; benim ruhum sana aç.
Bu seğriyen ellerle, senden seni isterim,
Senden seni isterken, canımdan çıkar tenim.
Sana âşık ruhumdur, merceği yakan ışık
Gözlerim, cemalini görmeden de kamaşık
Bir mirasyediyim ben iflasın eşiğinde,
Hep sabrım ölçülüyor, ihlas bileşiğinde.
Kimim? kimlik ararken hem güler, hem ağlarım
Yükseklerden dökülen, sular gibi çağlarım.
Çok tuzlu bir denizim, her an’ım med ve cezir,
Sana âşık olalı, yüreğim kut’la esrir.
Döşeğim kara toprak, yorganım kara bulut,
Ben seninle doluyken, vurgun yapamaz kunut.
Her insan günah işler, Sen’den saklanır mı sır?
Tövbe dilekçesiyle sırttan kalkar bu nasır.
Kainatı yarattın, donattın, rızk verdin,
Kimine sonsuz körlük, kimine ışık verdin.
Yanlış adım atmayın diye indi her kitap,
Sana açılan eli, geri çevirmezsin Rab.
Ulu bir silsileden peygamberler gönderdin,
Gökyüzüne yıldızlar, yere çiçekler serdin.
Sen’den önce bir sen yok, kâinatta İLK, Sen’sin!
Bu kâinat bir meta, hepsine Malik Sen’sin!
Rabb’im seni tanıyan, bilir doluyu-boşu.
Kapına geldi işte, yorgun bir aşk sarhoşu.
Garibim, muzdaribim ama umutsuz değil,
Seninle dost olanlar, cihanda mutsuz değil,
Kulunum,kurbanınım, Rabb’im senin mülkünde,
Garip kulun ne söyler, gülümse dilekçeme.
Senin için verince, verenin feyzi artar,
Gönülden bir sadaka, dağca bir ömrü tartar.
Kainatta ne varsa, hepsinin zikrinde SEN!
Hamd ve şükür sanadır, her şey Seninle esen!
Sen ki Sana geleni, çevirmezsin eli boş,
Âşık boşa dememiş: Lütfûn da, kahrın da hoş!
Bir beyaz dilekçedir Sana her yakarışım,
İmanımla amelim, hem perdem, hem nakışım.
Çalı bile, kendine sığınan kuşu itmez,
Sen Gafur’sun, Aziz’sin, Senin keremin bitmez!
Geldim işte kapına, kul senden ırak olmaz
Sana adanmamışsa, yürek de yürek olmaz!
Her Müslüman bir kartal, vurulur da pes etmez,
Oruçtan tat alanlar kemik peşinde gitmez.
Bezm-i Elest’te Sana secde eden ruh için;
Verdiğin söze sadık, doğru giden ruh için;
Hiç kimseyi vatansız, milletimi devletsiz,
Gönülleri sevdasız, şehirleri mabetsiz;
Bayrakları rüzgârsız, ocakları ateşsiz
Bırakma ulu Rabbim, asi kul değiliz biz.
Benden önce esirge, Muhammed ümmetini,
Esen gitsin her kervan, en sona ula beni!
Kâinat bir mozaik, her şeye sahip ALLAH!
Ey gizli ve aşikâr, her derde tabip ALLAH!
Bahaettin Karakoç