İDRİS GÖKALP

Bilge Nesil Nitelikli Neşriyatla Mümkündür

Bilge Nesil Nitelikli Neşriyatla Mümkündür

Gençlerin kendi medeniyet dinamikleri ekseninde, kendi gözlükleriyle ve kendi kavramlarıyla dünyayı okuyabilme yeteneği kazanması, yardımseverlik ve vatan sevgisi gibi iyi duygularla beslenmesi önemlidir. Geçmişle bugünün, bugünle yarının bağlarını güçlendiren kitaplarla büyüyen yeni nesil; değerlerini akılla, zekâyla, doğayla, toplumla ve içinde yaşadıkları çağla irtibatlandırıp yeniden yorumlayabilir ve yenilikçi bir ruhla sürekli geliştirebilir. Okuma edimi insanın ufkunu açar, sözcük dağarcığını ve iç dünyasını zenginleştirir, belleğini kuvvetlendirir, dilsel becerilerini yetkinleştirir, öz güvenini yükseltir, görüş açısını genişletir, beğeni düzeyini yükseltir, çevresine ön yargısız ve empatiyle bakmasını sağlar.

Gençlerin okuma alışkanlığı edinmesi, kitap dostu olması ve kitaplar üzerinden kendilerine doğru davranış kalıpları ve olumlu örnekler sunulması, Seneca’nın “Kitapsız yaşamak kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.” sözündeki gerçeğin farkında olarak gençlere özgürlüğe giden yolu gösterecektir. Bugünün dünyası zihni hür olan gençlere her zamankinden daha fazla muhtaçtır. Bilgiyi hafızasında saklayan insanlar yerine bilgiyi işleyerek kullanabilen, gerçek hayatla örtüştürebilen ve de etkili düşünebilen bireyler yarını inşa edecek en önemli aktörler olacaktır. Derinlemesine soru sormak, doğru çıkarımlarda bulunabilmek, kendini denetleyebilmek, sabırlı olmak, çelişkilerin ve tutarsızlıkların farkına varabilmek, genelleme ve indirgemelerden kaçınmak ancak eleştirel düşünme becerisiyle mümkündür. Okumanın eleştirel düşünme becerisini geliştirmesi için de okuma alışkanlığı ve nitelikli yayın birleşmelidir.

Bilinen tarihin kayıtlarına göre insanoğlunun yaşadığı en derin ve sarsıcı dönüşüm süreci modernizmdir. Gençlerin yaşadıkları bölgenin ve hatta ülkenin dışındaki gelişmelerden etkilendiği, teknoloji ve internet sayesinde olup bitenler hakkında anlık bilgi sahibi olduğu günümüzde, geleneksel yapılar hızlı bir şekilde aşınmakta ve yeni formlara dönüşmektedir. Günümüzde çocuklar ve gençler gelişen teknolojinin etkisiyle bilgi bombardımanına maruz kalmakta, çevrelerini kuşatan bilgi okyanusunun içinden kitaplara dair isabetli ve nitelikli seçimler yapamama riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Okuma alışkanlığına sahip kimi okurlar, herhangi bir kitabı okumanın başka kitapları okumaya bizleri kendiliğinden davet ettiğini söyleyerek kitap listesi önerilerine karşı çıksalar da özensiz seçilmiş kitaplar, gençlere okuma alışkanlığı kazandırmadığı gibi okumanın tatsız bir şey olduğu hissine de sebebiyet verebilir. Tüm öğrencilere okuma becerilerinin kazandırılması ve kitap sevgisinin doğru stratejilerle aşılanmasında nitelikli ve etkili öğretmenin rehberliği büyük önem taşımaktadır.

Dijitalleşmenin getirdiği dönüşümden okuma kültürü de nasibini almıştır. Bir yandan dijital kitaplar sanal kütüphanelerimizi doldururken, öte yandan yeni kitap okuma ve yazma platformları da gelişmiştir. Bu platformlar, bir yandan gençlerin kitapla ilişkisini güçlendirir gibi görünse de, Wattpad örneğindeki gibi, içerikler denetlenmeyince nasıl kötü örneklerin ortaya çıkabileceğini göstermiştir. Kuşkusuz çocuklar ve gençler için okuma becerilerini geliştirmede, nitelikli yayınlar üretme ve denetlemede üniversiteler, kamu kurumları (Özellikle Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı), medya ve sivil toplum örgütlerinin yükümlülükleri ve sorumlulukları vardır.

Kitap okuma alışkanlığının geliştirilmesi, nitelikli yayınların artırılması, gençlere ve bilhassa çocuklara dönük yayınların denetlenmesi, toplumda kitap kültürünün doğru bir şekilde yerleşmesinin ana unsurlarından biridir. Zira kitap sadece okuma eyleminin bir nesnesi değil, insan kimliğinin oluşumunda hayati bir bileşendir. Söz konusu kitap ve denetim olunca konunun daha çok sansür boyutuyla ele alınması da maalesef ideolojik bir taassup olarak varlığını korumaktadır. Ancak söz konusu çocuklarımız ve gençlerimiz olunca ideolojilerin ötesinde bir uzlaşma sağlanması zorunluluktur.

Bugün nörobilimin bize söylediği şey, maruz kaldığımız her imgeyi, imajı, bilinç düzeyinde farkında olmasak dahi, bilinç dışımızın algıladığıdır. Dizilerde işlenen, reklamlara yerleştirilen, her izleyici tarafından fark edilmese bile insan psikolojisini etkilemek ve yönlendirmek için kullanılan argümanlar da bir okuma alışkanlığı içerisinde değerlendirilmelidir. Pedagojik olarak çocuğun yaşına uygun olmayan, kültürel olarak yozlaşmaya hizmet eden, şiddeti olağanlaştıran her yayın zararlı içerik olarak görülmelidir. Okunan her kitap şahsiyeti ören bir tuğla gibidir. Beden zehirli bir gıdayı istifra ederek dışarı atarken, zihin ona sunulan her bilgiyi, lüzumlu-lüzumsuz, ayırt etmeden alır, işler ve bir benlik inşa eder. Kuşkusuz çocuklarımızın ve gençlerimizin körpe zihinlerinin maruz kalacağı her olumsuz olgu onların benliklerinde kalıcı yaralar bırakacaktır.

Ticaretin ve endüstrinin bir yönlendirmesi olarak sunulan ‘çok satan kitaplar’ listelerinin yerine zamanın ötesinde, sadece yazıldığı dönemi değil geleceği de yakalayabilmiş nitelikli eserlerin oluşturduğu tavsiye okuma listelerinden yayınlar tercih edilmesi veya tercih edilmesinin sağlanması önemli bir boşluğu dolduracaktır. Bu metodu izleyen gençler, Türk ve dünya edebiyatının özgün, ödül almış, değerli eserleri ve seçkin yazarları ile tanışma fırsatı yakalayacaklardır. İyi seçilen her kitap, okurun bir sonraki seçimindeki yanılma payını azaltacaktır. Doğru kitaplarla muhatap olan gençler, kalıp yargılardan arınmış bir tutumla insana değer veren, insanı evrensel ölçülerde değerlendirebilen ve insan onurunu, şeref ve haysiyetini cesaretle koruyan bireyler olarak iyilikten, adaletten, doğruluktan, hukuktan, eşitlikten, insan haklarından ve çoğulcu demokrasiden yana olmayı öğrenme imkânına kavuşurlar. Maksim Gorki’nin ifadesiyle, “Kitaplar, kendinize ve başkalarına saygı duymayı öğretecek; yüreği ve aklı, dünya ve insanlık sevgisiyle dolduracaktır.” Gorki’nin yüzyıl önce yaptığı tespiti Farabi bundan bin yıl önce şu sözlerle dile getirmiştir: Eğitim -başka bir deyişle okumak- ahlaki erdemleri oluşturma yöntemidir, insanlarda iyi işleri yapma istek ve iradesini harekete geçirir ve bunları alışkanlığa dönüştürür.

Okumanın tüm bu olumlulukları açığa çıkarması, çocukların ve gençlerin yayınlardaki zararlı içeriklerden korunması ve nitelikli neşriyatla buluşturulmaları ile mümkün olacaktır.

Ali YALÇIN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir