Bir zamanlar küçük bir köyde yaşlı bir adam yaşarmış. Bu yaşlı adamın birçok oğlu varmış, fakat oğulları sürekli kavga eder ve birbirleriyle anlaşamazmış. Her biri kendi işini tek başına yapmayı tercih eder, diğer kardeşlerine yardım etmezmiş. Yaşlı adam bu durumdan çok üzülüyormuş, çünkü oğullarının böyle devam etmesi halinde gelecekte zor zamanlar geçireceğini biliyormuş.
Günlerden bir gün, yaşlı adam oğullarını yanına çağırmış. Elinde bir deste çubuk tutuyormuş. Oğullarına bakıp şöyle demiş:
“Evlatlarım, sizlere bir ders vermek istiyorum. Şimdi bu çubukları alıp kırmanızı istiyorum.”
Oğullarından biri çubuk destesini almış ve tüm gücüyle kırmaya çalışmış, ama başaramamış. Sonra diğer oğlu denemiş, ama o da kırmayı başaramamış. Oğulların hepsi denemiş, fakat hiçbiri çubuk destesini kıramamış.
Yaşlı adam gülümseyerek çubuk destesini eline almış ve demiş ki:
“Şimdi bu çubukları tek tek kırmayı deneyin.”
Oğullar sırayla çubukları tek tek alıp kolayca kırmaya başlamışlar. Her biri tek çubuğu rahatlıkla kırabilmiş. Yaşlı adam bir kez daha gülümseyerek şunları söylemiş:
“Gördünüz mü? Bir arada duran çubukları kırmak imkânsızdı, fakat onları tek tek ayırdığınızda kolayca kırdınız. Sizler de böyle olmalısınız. Birlikte olduğunuzda kimse size zarar veremez, ama ayrı düştüğünüzde kolayca yenilirsiniz. Unutmayın ki birlikten kuvvet doğar!”
Oğulları babalarının bu dersini iyi anlamışlar. Artık aralarındaki kavgaları bırakıp birbirlerine destek olmuşlar, birlikte çalışıp köyde huzur içinde yaşamaya devam etmişler.
Bu hikâye, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu, insanların birlikte hareket ettiğinde ne kadar güçlü olabileceğini anlatır.