Çanakkale: Bir Milletin Dirilişi ve İnsanlık Onuru
Çanakkale… Sadece bir zaferin adı değil, bir milletin yeniden dirilişinin, insanlık onurunun ve fedakârlığın simgesi. Tarihin sayfalarında, milletlerin kaderlerini değiştiren savaşlar vardır. Fakat Çanakkale, bu savaşların ötesinde, insanlığın en derin duygularını, inancını ve direnişini sembolize eden bir destandır.
1915 yılının zorlu koşullarında, dünyanın en güçlü donanmaları ve orduları, Osmanlı Devleti’ni yenilgiye uğratmak, İstanbul’a ulaşmak ve Osmanlı’nın sonunu getirmek amacıyla Çanakkale Boğazı’na yöneldi. Ancak karşılarında, vatanı uğruna canını vermeye ant içmiş, iman dolu yüreklerle donanmış Mehmetçikleri buldular. Bir milletin namusu, inancı ve varlığı bu boğazda savunuluyordu.
Çanakkale Savaşı, sadece silahların, topların çarpışması değildi. Bu savaş, aynı zamanda bir medeniyetin varoluş mücadelesiydi. Avrupalı güçler, teknolojik üstünlüklerine güvenerek, birkaç gün içinde boğazı geçip Osmanlı’yı dize getireceklerini düşündüler. Ancak, unuttukları bir şey vardı: Topraklarını korumak için cepheye koşan Mehmetçikler, inancın ve vatan sevgisinin silahlardan daha güçlü bir motivasyon olduğunu tüm dünyaya gösterecekti.
Cephede yaşananlar, insan ruhunun en yüce değerlerinin bir yansımasıydı. Bir yanda, adını tarih kitaplarına altın harflerle yazdıracak olan Seyit Onbaşı, bir bataryada tek başına koca bir top mermisini sırtlayıp İngiliz donanmasına ağır bir darbe indirirken, diğer yanda, siperlerde düşmanla omuz omuza çarpışan askerler, kanlarını bu kutsal topraklara dökmekten çekinmiyorlardı. Mehmetçiklerin gösterdiği bu azim, fedakârlık ve iman dolu mücadele, düşmanın hesaplarını alt üst etti.
Çanakkale Savaşı’nın belki de en çarpıcı yönlerinden biri, her iki tarafın askerleri arasında gelişen insanlık onuruydu. Savaşın en kanlı günlerinde bile, düşmanına su veren, yaralılarını tedavi eden Mehmetçikler, insanlığın ölmediğini, savaşın en acımasız anlarında bile vicdanın var olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
Bu savaş, sadece Osmanlı’nın değil, tüm mazlum milletlerin umut ışığı oldu. Çanakkale’de yazılan destan, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” sözüyle taçlandı. Bu cümle, bir milletin kaderini değiştiren, tarihin akışını yeniden yazan bir emirdi.
Bugün, Çanakkale’yi anarken, sadece bir zaferi değil, bir milletin dirilişini, bir medeniyetin yeniden inşasını, insanlık onurunu hatırlamalıyız. Çanakkale, tarihin bize öğrettiği en büyük derslerden biridir: Bir millet, inancına ve değerlerine bağlı kaldığı sürece, karşısında hiçbir güç duramaz.
Çanakkale Zaferi, Türk milletinin yeniden doğuşunun simgesidir. Vatan toprağına düşen her Mehmetçik, bu büyük destanın bir parçası olarak, Türk milletinin kalbinde ebediyen yaşayacaktır. Bugün, o kahramanları rahmetle ve minnetle anarken, bize bıraktıkları bu mirası koruma sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız.
Çanakkale geçilmez! Bu söz, sadece bir zaferin değil, insanlığın, fedakârlığın, inancın ve direnişin simgesi olarak ebediyen yaşayacaktır.