ÇOCUKLARDA NAMAZ EĞİTİMİ

 ÇOCUKLARDA NAMAZ EĞİTİMİ

Namaz Manevi Bir Nimet

Taşıdığı anlamı gereği gibi uygulandığında, insanları kötülük ve çirkinliklerden uzak tutacağı ilahi buyrukla bildirilen, “Dinin direği, gözümün nuru, mü’minin miracı, kulun kıyamet gününde hesaba çekileceği ilk ameli…” olarak Peygamberimiz (s.a.s.) tarafından haber verilen, alimlerimizin “imandan sonra en büyük hakikat” olarak vasıflandırdığı “Namaz” ibadeti dinimizin en önemli ibadetlerinden biridir.

Namaz, Cenabı-ı Hakk’ın sadece müslümanlara ikram ettiği manevi bir nimetidir. Ruhun gıdası, kalplerin şifası ve dertlerin devası olup insana sıhhat, neşe ve zindelik verir.

Namaz, kulu Allah’a yaklaştıran, ruhen arındırıp yücelten bir ibadettir. Namaz, Rabbimiz ile geçirdiğimiz en değerli zamandır. 

Çocuklar, anne-babaların kapanmayan amel defterleridir. Çocuğun midesini doyurmak kadar ruhunu da doyurmanın endişesini duyan, onu imanı kuvvetli, ameli salih bir inanan olarak yetiştirmek isteyen anne-babaların yüzleştiği en önemli mesele, çocuğa namazı öğretmek ve sevdirmektir.

Çocuklarımızı namaza alıştırmak, üzerinde titizlikle durulması gereken konulardan biridir. Bu, büyükler için mühim bir görev ve sorumluluktur.

Rabbimiz, Taha Suresinin 132. ayetinde şöyle buyurur: “(Ey Muhammed) Ailene namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık veren biziz. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanındır.” Ayette de görüldüğü gibi, mukaddes kitabımız Kuran’ı Kerim, çocuklara namaz ibadetinin sevdirilmesi ve öğretilmesi için, anne babalara çok önemli görevlerin düştüğünü göstermektedir.

Çocuklara namazın, hayatın kopmaz, ihmal edilemez bir parçası olduğunu dahası namazın hayatın özü olduğunu iyi anlatmak ve öğretmek gerekmektedir. Çocukların namazla ilişkisi, anne babaların yükümlülüğündedir. Bu Allah tarafından verilmiş bir ödevdir.

Çocuklarımızın hem dini terbiyelerinde hem de ibadet anlamında gösterdikleri hassasiyet ölçüsünde üzerinde en fazla durulması gereken husus namaz ibadetidir.

Gözümüzün nuru evlatlarımızın, “Namaz” ibadetini sevmeleri, namaz kılmanın verdiği huzur duygusunu anlamaları ve kalıcı davranış haline dönüştürebilmeleri için onlarla kaliteli bir iletişim içerisinde olmalıyız.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) o güzel çocuklarını, o güzel torunlarını, namaz kılmak için mescide gidişle­rinde götürmekten hiç de kaçınmazdı. Bir defasında mübarek omuzlarında kızı Zeynep varken namaz kıl­dırmak üzere öne geçmiş ve Zeynep’i omuzlarından indirmeden namaza durmuştu. Zeynep omzundan düşmesin diye secdeyi uzatmıştı. Öyle ki, Ashab-ı Kiram vahiy geliyor zannına kapılmıştı. Bize sorarsanız, “zinhar; böyle namaz olmaz!” deriz, namazın bozulduğuna hükmederiz. Ama işte Peygamber Efendimi­zin (s.a.s.) namazı ve çocuk kalbine namazı sevdirmesi bu derecedeydi!

Çocuklarımızı Namaza Doğru Alıştırmalıyız

Çocuklarımıza yaş seviyesine göre içi doldurulacak namazın önemi, gerekliliği, farziyeti anlatılmalıdır. Bununla beraber ara ara namaz içindeki dualar ve sureler ezberletilmelidir. İlimsiz amel, amelsiz de ilim olmayacağından namaz ile ilgili bilgi verilmeli daha sonra amel etmesi için teşvik edilmelidir.

Çocuklarımızı namaza alıştırmak ve onlara namazı sevdirmek için daha küçük yaştan itibaren bazı namazları evde cemaatle kılmalıyız. Çocuklar anne ve babalarını namaz kılarken görmeli. Büyüklerinin namazda fotoğrafını çekmeli. Sevgili Peygamberimiz de nafile namazları evde kılar, bizlere de tavsiye eder. Şöyle buyurur: “Namazlarınızdan bir kısmını evinizde kılınız ve evinizi (içinde namaz kılınmayan) kabir haline koymayınız.” Başka bir hadis-i şeriflerinde ise: “Sizden biriniz namazını camide kıldığında, namazının bir kısmını da evinde kılsın. Çünkü Allah Teâlâ o namaz sayesinde o kimsenin evine hayır ve bereket ihsan eder.” 

Namaza alıştırmada sevgi ve şefkat esastır. Katı tutumlar ikiyüzlülüğe itebilir. Ancak sevginin ölçüsü kaçırılıp, otorite kaybedilmemelidir.

Çocuğun namaz için eğitilmesinde, çevresinden fazlaca etkilendiğini unutmamak gerekir. Bunun için de, çocuğun çevresinde beraber olmak istediği arkadaşlarının kimliklerine dikkat edilmelidir. Onu rahatsız etmeden, ayırma ve yeni çevre oluşturma gerekebilir.

Şu da bilinmelidir ki mesela yedi yaşındaki bir çocuk namaz kılma konusunda gevşeklik gösterip ihmal edebilir. Ya da kılmak istemediğini söyleyebilir. Anne babalar hemen pes etmeyip “Ben vicdanına bunu yerleştiremedim mi?” diye düşünmemelidir. Çünkü bu, bir günlük bir iş değildir. Sabır ister. İkna etmekte zaman alır. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da “sabır ve namaz” ile Allah’tan yardım istemek gerekmektedir.

Eskilerden bazı büyüklerimiz anlatırlar. Kendilerine “Niçin namaz kılmıyorsun?” diye sorulunca, “Ben küçükken camiye gittim. Hocam beni dövdü. Bir daha da ne camiye adım attım, ne de namaz kıldım” diye cevap verirler. Tabi ki bu bir bahane değildir. Ancak öğretici kişi nefret ettirmeden, sevdirerek namazı öğretmeye dikkat etmelidir. Çünkü birinin günahına sebebiyet vermek onu yapan kadar sebep olana da günah kazandırır. Resulullah (s.a.s.):  “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin” buyurmuyor mu? Öyleyse anne babalar veya eğitimciler bıkmadan, usanmadan, yorulmadan sabırla ve güzellikle namazı öğretmeli ve sevdirmelidirler. Yoksa ileri de kılmadığı her namazdan ebeveynin de bir payı ve günahı olacaktır. Allah muhafaza…

Namaz konusunda çocuklarımızı bilinçlendirmemiz gerekir. “Niçin namaz kılarız?”, ”Kimin için namaz kılarız?” ve “Nasıl namaz kılmalıyız?” gibi sorularının cevaplarını onlara ikna edecek şekilde açıklamamız gerekir. “Namazı kılarsak ne olur, terk edersek ne olur?”, “Namazın dünya ve ahirette kazanımları nelerdir?” gibi sorulara doyurucu ve onların seviyesine uygun cevap vererek açıklamalıyız.

Namaz Eğitiminde Sorumluluk Verilmeli

Namaz eğitiminde çocukta namaza karşı ilgi ve sevgi oluşturmakla birlikte çocukta sorumluluk bilincinin geliştirilmesi gerekmektedir. Zira namaz ibadetinde devamlılık gösterilebilmesi sorumluluk bilincine bağlıdır. Günlük hayatta herhangi bir görev üstlenmeyen çocukların namaz ibadetinin sorumluluğunu taşımaları mümkün değildir. Bu sebeple çocuklara, yaşlarına uygun vazifeler verilerek sorumluluk duyguları geliştirilmelidir. Nitekim Resulullah’ın çocukluğu yanında geçmiş olan Hz. Enes’e bazı görev ve sorumluluklar verdiği bilinmektedir.

Bugün çocuklarımızın okuldan, dershaneden, kurstan, spordan geri kalmamaları için nasıl çırpınıyorsak Yüce Yaratıcının huzuruna çıkmaları konusunda da aynı hassasiyeti göstermeliyiz. O’nun huzuruna çıkma konusunda devamsızlık yapmamalarını, yok yazılmamalarını onlara sık sık hatırlatmalıyız. Huzurdan yok yazılırsak, bunun Yüce Rabbin gücüne gideceğini onlara anlatmalıyız.

Namaz kılanları müjdeleyiniz, namazdan nefret ettirmeyiniz. Onları namaza ikna etmeliyiz. Yüce Yaratıcının huzuruna çıkmaya hazırlamalıyız. Onların anlayacağı bir dil ve üslupla. Biz yahut çocuklarımız namaz kılarlarken, onların yaptığı yaramazlıklar yüzünden asla onları dövmemeliyiz.

Gerek inanç gerekse ibadet esaslarının öğretiminde göz ardı ettiğimiz bir gerçek vardır. Çocukluk çağında insanoğlu zihninden ziyade gönlüne hitap eden bilgilerden hoşlanır. Onun kalbine sıcak gelen, gönlünü sevinçle ve ümitle dolduran her bilgi unsuru çocuk için eğitici ve öğretici olmaya adaydır. Bu cümleden olarak, çocuğa namazla ilgili hikâyeler anlatılabilir. Hikâyenin kahramanı, bazen bir peygamber, bazen bir sahabi, bazen bir Allah dostudur. Fakat her halükârda çocuk bu kahramandan etkilenerek onunla özdeşleşmeye ve onun gibi namaz kılmaya özenecektir. Hikâye, kıssa ve menkıbelerle eğitim, insanoğlunun eğitiminde önemli bir yer tuttuğu gibi, çocukların eğitiminde ise en etkileyici metotlardan biridir.

Yine namazla ilgili, bir şiir, mani, tekerleme veya ilahiler de dakikalarca konuşmaktan daha etkileyici olabilir.

Namazı en önemli ibadet olarak çocuklarımızın hayatında görmek istiyorsak devamlı olarak üzerinde durmalı, sözlü anlatımlar ve uygulamalarla bu eğitimi pekiştirmeliyiz. Sevdirmek, özendirmek şiarımız olmalıdır. Çocukların, büyüklerinin uygulamalarına ortak olmaları, onlara katılmaları çok önemlidir. Bu paylaşımları fırsat bilerek onları eğitmeliyiz. Kızmak, bağırmak yerine onları zaman zaman ödüllendirerek kazanmaya gayret etmeliyiz. 

Namaz Eğitiminde Dua Unutulmamalı

Bütün bunları yaptıktan sonra dua etmeliyiz. Salih evlat ihsan etmesi için, zürriyetimizi ıslah etmesi için, evlatlarımızı kendine yaraşır kul yapması için Rabbimize yalvarmalıyız. Bu konuda Kuran’ın dua örneklerinden yararlanabiliriz:

Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin. (Âl-i İmran, 38)

Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! (Furkan, 74)

Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben Müslümanlardanım. (Ahkaf, 15)

Rabbim! Beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut! (İbrahim, 36)

Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle. (İbrahim, 40).

Peygamberimizin (s.a.s) “Çocuklarınız yedi yaşına gelince onlara namaz kılmayı emredin.” hadisinden yola çıkarak namaz konusunda çok aşırıya gitmeden, çocukları fazla sıkboğaz etmeden ama namazı hep gündemimizde tutarak, günümüzü namaza göre planlayıp onlara doğru modeller sergileyebilmeliyiz. Yerine ve zamanına göre övgü, destek, ödül ne varsa kullanarak…

Peygamberimiz (s.a.s) ve din büyüklerinin hayatından örnekler sunarak, bol resimli renkli hikâye, masal ve boyama kitapları alarak, onlara namazla ilgili film ve çizgi filmler izleterek bulunabilirse namazla ilgili bilgisayar oyunları oynatarak namazı onların gündemine taşıyabiliriz. Ailece cemaat halinde namaz kılmak, camileri ve kutsal yerleri gezdirmek, eğer mümkünse çocuklarımızla bir umre ziyareti yapmak, uygun bir zamanını kollayarak onlara namazın dünya ve ahiret faydalarını anlatmak, mümkünse onlara namazlı bir çevre sağlamak, okumayı öğrendiklerinde onlardan bize bu konuda yazılmış kitap okumalarını istemek (denenmiş iyi bir yöntem) vb yöntemlerle onlara namazı benimseterek sevdirebiliriz. Bütün bunları yaparken onlara Allah’ı, Peygamberimizi (s.a.s) ve kendimizi sevdirmeyi ihmal etmeyelim. Çocuklar sevmediği bir anne babanın dinine tabi olmazlar.

Rabbim bizi, annemizi babamızı, çocuklarımızı, kardeşlerimizi ve bütün müminleri namazı seven, namazı özleyen, namaz sevdalısı kullarından eyle… ÂMİN

İdris GÖKALP

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir