Dijitalleşme ve Eğitim
Yaşadığımız dijital çağda bilgi, iletişim, üretim ve bunlara hizmet eden araçlar hayatımıza yeni rutinler ekledi. İnternet ve sayısı her geçen gün artan akıllı cihazlarla yeni boyutlar kazanan hayatımızın mekân ve zaman algısı da değişti. Mesafeler altüst oldu; uzaklar yakınlaştı, yakın olanlar uzaklaştı. İnsanlarla birlikte nesneler de birbirine bağlandı. Baudrillard’a göre ‘gerçek simülasyonla yer değiştirdi.’ Artık insanların ve toplumların sanal olarak adlandırılan soyut bir hayatı var. Hayat dijitalleştikçe, insanın anlama, kavrama, düşünme ve iş yapma kabiliyeti de yeni boyutlar kazandı.
Genelde teknolojinin özelde dijital teknolojilerin pek çok yarar ve kolaylıklarının yanı sıra, risk ve olumsuzluk barındıran yanları da vardır. Örneğin, eski kültür kodlarının silinmeye, eski alışkanlıkların ve anlayışların zayıflamaya başlamasında dijitalleşmenin etkisi büyüktür. Ayrıca, başta ‘bilgi etiği’ olmak üzere, fert ve toplum davranışlarını değiştiren yönü temel tartışma başlıklarından biridir. Sanal mecraların genel ve asıl olumsuzluğu, gerçeğin ve gerçeklik algısının değişmesidir. Hayatın, insan ilişkisine dayanan merkezi değişmiştir. Sanalın etkisiyle insan en yakınına uzak düşmekte, çevresinden yalıtılmakta, yalnızlaşmakta; bir yandan edilgen, diğer yandan sabırsız ve agresif olabilmektedir. Bu da fertleri antisosyal, kişilik ve karakter gelişimi sıkıntılı varlıklara dönüştürmektedir. Bu açıdan bakıldığında bunalımların salgın gibi yayılıp insanlığın ruhunu tüketmesinde küreselleşen dijital çağın etkisi ne yazık ki az değildir.
Yaşadığımız veya teslim olduğumuz gelişmeler değişen zekâ, anlayış, istek, dil tutumlarının ötesinde insan ontolojisini veya fıtratını bozan bir mahiyet arz etmektedir. İnsan kendi ürettiği teknolojinin dönüp kendi varlığını tüketmesine engel olamamaktadır. Tabiri caizse kendi ürettiği dijital teknolojiye bağlı, bağımlı hâle gelmiştir, adeta ona söz geçirememektedir. İnsan yabancılaşmayı kültürlenmeyle birlikte yaşamaktadır.
Sezai Karakoç’un bir dizesinde ifade edildiği gibi, “İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler.” Bütün insanlar olarak kendimizi uzun, derin bir rüyadan alamasak da sonuçta içinde yaşadığımız dünya, hayat ve toplum tüm somutluğuyla devam etmektedir. Sanal mı, gerçek mi? Bir seçime mecbur edilmemeliyiz. Daha doğrusu, bir değeri bir gelişmeye feda etmek veya bir gelişmeyi bir değerin önüne koymak durumunda değiliz. İnsana ve hayata öz niteliğini veren anlam dizgesini ihmal etmeksizin konuyu dengeli, ölçülü bir akıl ve dille tartışmalıyız. Özellikle ve öncelikle bugünün ve yarının nesillerinin ruh ve zihin dünyalarını sağlam temeller üzerinde ve ulvi amaçlar için inşa etme sorumluluğuyla yarınlara bugünden hazırlanmak durumunda olan eğitim, bu konuları derinlemesine tartışmak, dilini, tarzını, müfredatını ona göre düzenlemek zorundadır. Bilgi çağında eğitimin dijitalleşmesi, bilgi üretiminden öğretiminden paylaşımına, sınav sistemlerine kadar eğitimin birçok alanında hız, basitlik ve kolaylık sağlar. Bundan böyle hayatın sınırsız hareket ve ihtiyacına göre dijital sistemleri sürekli güncelleyerek dönüştürmek mecburiyeti olacaktır.
Dijital kültürün insanı, eskiyle bağlarını tamamen koparmış veya koparmaya doğru ilerleyen insan mıdır? Yeni süreçte hangi değerlerimiz kalacak, hangileri eriyecek, yok olacaktır? Bu noktada eğitim, çocuklarımızı yeni dünyaya hangi mantık ve programla hazırlamalıdır? Yarınlarımız, gelecek nesillerimiz gelişmelerden nasıl etkilenecektir? Dijitalleşmenin eğitim üzerindeki faydalı veya zararlı yanları nelerdir? Bu imkânlar verimli ve iyi amaçlar için nasıl kullanılır veya değere dönüştürülür? Özellikle sorumlu kişi ve kurumların bu ve benzer sorulara cevap arayıp bulmalarını, geleceğimiz adına önemsiyoruz
Dijitalleşme, eğitim sistemimizi kökten değiştiren ve dönüştüren bir güçtür. Eğitimde dijitalleşme, geleneksel eğitim yöntemlerinin yanında, çevrimiçi platformlar, sanal gerçeklik, yapay zeka ve daha fazlasını içeren yenilikçi teknolojilerin kullanımı anlamına gelir. Bu değişim, hem öğrenciler hem de eğitimciler için birçok fırsat ve zorluk sunmaktadır.
Dijitalleşmenin Eğitime Faydaları:
Erişilebilirlik: Dijital araçlar, eğitime her yerden ve her zaman erişim imkanı sağlayarak, dezavantajlı gruplar da dahil olmak üzere tüm öğrenciler için fırsat eşitliğini artırır.
Kişiselleştirilmiş Öğrenme: Dijital platformlar, her öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına ve öğrenme stillerine göre uyarlanmış içerikler ve deneyimler sunarak kişiselleştirilmiş öğrenmeyi mümkün kılar.
Etkin Katılım: Oyunlaştırma, sanal gerçeklik ve etkileşimli içerikler gibi unsurlar, öğrenmeyi daha ilgi çekici ve sürükleyici hale getirerek öğrenci katılımını artırır.
Gelişmiş İşbirliği: Çevrimiçi platformlar ve araçlar, öğrenciler ve öğretmenler arasında dünya çapında işbirliği ve bilgi paylaşımını kolaylaştırır.
Veriye Dayalı Karar Verme: Dijital araçlar, öğrenci performansı ve eğitim içeriğinin etkinliği hakkında veri toplayarak, öğretmenlerin daha bilinçli kararlar vermelerine yardımcı olur.
Dijitalleşmenin Eğitimde Yarattığı Zorluklar:
Dijital Eşitsizlik: Her öğrencinin internete ve gerekli cihazlara erişimi olmadığından, dijitalleşme eğitimde eşitsizlikleri derinleştirebilir.
Teknolojiye Bağımlılık: Aşırı ekran süresi ve dijital platformlara maruz kalma, öğrencilerde dikkat dağınıklığı, uyku problemleri ve sosyal becerilerde gerileme gibi sorunlara yol açabilir.
Bilgi Doğrulama: Dijital ortamda yanlış bilgi ve dezenformasyon yaygın olduğundan, öğrencilerin eleştirel düşünme ve doğru bilgiyi ayırt etme becerilerini geliştirmeleri önemlidir.
Öğretmen Eğitimi: Dijital araçları etkili bir şekilde kullanabilmek için öğretmenlerin yeni beceriler kazanması ve sürekli olarak kendini geliştirmesi gerekir.
Altyapı Maliyetleri: Dijitalleşme, okullar için bilgisayar, internet ve diğer altyapı yatırımları gibi önemli maliyetler anlamına gelebilir.
Dijitalleşmenin Geleceği:
Dijitalleşmenin eğitim üzerindeki etkisi önümüzdeki yıllarda artmaya devam edecektir. Yapay zeka, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi yeni teknolojilerin gelişmesi, eğitimde daha da yeni ve heyecan verici imkanlar yaratacaktır. Eğitim sistemlerinin bu değişime ayak uydurması ve tüm öğrencilere fayda sağlayacak şekilde dijitalleşmeyi benimsemesi önemlidir.
Dijitalleşmenin eğitimde yarattığı fırsatlardan ve zorluklardan en iyi şekilde yararlanabilmek için, hükümetler, eğitim kurumları, öğretmenler, ebeveynler ve öğrenciler birlikte çalışmalıdır. Bu iş birliği ile, dijitalleşme aracılığıyla daha kapsayıcı, adil ve etkili bir eğitim sistemi inşa etmek mümkündür.