Diyadin İlçesinin Tarihçesi
B) SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE DİYADİN
Maveraünnehir’ de kötü duruma düşen Selçuklular, Çağrı ve Tuğrul Beyler döneminde daha elverişli yerler bulmak üzere batıya yöneldiler. 1010 yılında Horasan ve Azerbaycan üzerinde ilerleyerek Doğu Anadolu’ya girdiler.
1054 yılında Sultan Tuğrul Bey Erciş, Muradiye ve çevresini zapt edince, Ağrı’yı ele geçirdi. Böylece Diyadin İlçesi de Selçukluların eline geçmiş oldu. Sonraki 100 yılda Gence’ de Şeddadiler ortaya çıkmıştı. Bunlar Selçuklulara bağlı kaldıkları halde, bir süre Doğu Anadolu’yu yönetmişlerdir. Ağrı, 100 yıl kadar Doğu Anadolu’da devlet kuran Türk Devletlerinden Sökmen Devletinin sınırları içinde kaldı.
1022 yıllarında, Moğolların önünden kaçarak daha batıya gelen Celalettin Harzemşah, Selçuklu Devletinin Doğu sınırlarında faaliyet göstermeye başladı. Ağrı’yı işgal edip İç Anadolu’ya ilerleyen Harzemşah Erzincan (Yassı Çimen 1230) Savaşında Alaeddin Keykubat ordusuna yenildi. Bu savaş Selçukluların Erzurum’a kadar yeniden uzanmasını sağladı.
C) OSMANLILAR DÖNEMİNDE DİYADİN
Şah İsmail Şiiliği yaymak amacıyla geniş propagandaya girişip ve bundan da büyük ölçüde başarı sağlarken; Şii güçleri Osmanlı İmparatorluğunun Doğu sınırını tehdit ediyor, baskınlar yapıyor , bunlardan daha kötüsü Müslüman halkı bölüp parçalıyordu. Daha Trabzon Valisi iken Yavuz bir İran seferinin yapılmasını ve bu büyük tehlikenin önlenmesini istiyordu İmparatorluğunun geleceğini tehdit eden ilk ve en önemli sorun İran sorunu olduğu için savaş kaçınılmaz hale gelmişti. Yavuz henüz Çaldıran Savaşı’nı yapmadan Ağrı’nın bazı yerleri Osmanlı topraklarına katılmış bulunuyordu.
Yavuz Çaldırana Eleşkirt, Diyadin, Doğubayazıt üzerinden giderek 23 Ağustos 1514’de Şah İsmail’ in ordusuyla karşılaşıp büyük başarı elde etmiştir. Şah İsmail buradan Tebriz’e kaçmıştır. Bundan sonra Ağrı dahil Doğu Anadolu yeniden Osmanlı Devleti eline geçmiştir.
1578 fethi ile Van Eyaletine bağlanan şimdiki Ağrı İli bölgesindeki Türkçe konuşan yerli Şii halkının çoğu Azerbaycan ve İran içlerine kaçtıklarından, 1578 yazında Osmanlılar buraları beş sancağa ayırdılar.
Bunlar: * Beyazıt Kalesi, * Diyadin, *Ovacık, *Eleşkirt, *Şelve ( Kara köse ve Tutak Bölgesi )
1828 Rus istilasında Ağrılılar Düşmana karşı koymuşlarsa da işgali önleyememişlerdir Gürcistan ve Azerbaycan’ ın bir bölümünü zapt eden Ruslar, Erivan ‘ dan ilerleyerek Beyazıt Divar Karaköse ve Eleşkirt ‘i işgal ettiler.Halkın çoğunu zorla Gümrü ve Revan’a sürdüler.
İşgal edilen bu yerlere Ruslar, Ermeni ve Yezidi gibi Müslüman olmayan azınlıklar yerleştirmeye çalıştı. 1829 da yapılan savaşta Ruslar, Erzurum ve Kars’tan geri püskürtüldü. Bu bölge kurtarıldı.
Ruslar 24 Nisan 1877 de harp ilan etmeden Doğu Anadolu ve Rumeli ‘de sınırlarımızı geçerek Osmanlı Devleti’ne saldırdı. Böylece tarihimizde doksan üç harbi olarak bilinen savaş başlamış oldu. Henüz savaş başlamadan müşir (mareşal) Gazi Ahmet Muhtar Paşa Anadolu Harp Orduları Başkumandanlığına getirilmiş, Hatunoğlu nam ile bilinen Kurt İsmail Paşa Erzurum Valisi tayin edilmişti.
Bu sırada ferik (orgeneral) Tatlıoğlu Mehmet Paşa kumandasında Karakilise Karaköse ‘ de iki tabur, Doğubayazıt ‘ta da dört tabur vardı. Doğu cephesi olarak elimizde altmış beş piyade taburu atmış top ve altı yüzer kişilik üç süvari alayımız bulunuyordu. Toplam seksen bin askerimiz vardı. Düşman kuvvetleri ise, kat kat üstün ve modern silahlarla donatılmış yüz yirmi bin kişi idi.
93 Harbi (1877 1878)
Kurt İsmail Paşa birliklerini Diyadin’de konaklatmıştır. Bu savaşta birçok muharebeler olmuş ve Osmanlı imparatorluğu birçok toprak parçası kaybetmiştir.
Ardahan, Kars, Oltu, Batum, Artvin ve Beyazıt bölgeleri (sancakları) Ruslara verildi. Ermeniler, yöre halkına çok eziyetlerde bulundular. Ermeniler, Kars, Ağrı, Van ve Muş gibi Doğu illerimiz ile Azerbaycan’ın bir kısmın içine alan bölgeye Ermenistan adını vermişlerdi. 1878 Berlin Antlaşması’nın 61. maddesi (Doğu Anadolu’da bir Ermenistan Devleti’nin varlığı.) Ermenileri iyice şımarttı.
1914 yılında Erzurum’da yapılan Taşnaksutyan kongresine göre Ermeniler ittihat ve Terakki ‘ nin siyasi programını tenkit edip muhalefet oldular ve Osmanlı Devletine karşı mücadeleye karar verdiler.
Dünya Savaşı’nın başında Erzurum, Alan ve Van Ermenileri silaha sarılıp Rusların yanında yer aldılar. Ağrı’ya yerleşip iyice çoğalmaya başladılar. Diyadin’de Karapazar, Seydo, Cucan (HeybeliyurYezdo (Akyolaç) köyleri Ermenilerin kontrolüne geçti. Bu yöredeki ahaliye çeşitli baskı ve işkenceler yaptılar. 1917 Rus ihtilaliyle geri çekilen Rus ordusu ile birlikte Ermenilerde çekilmek zorunda kaldı. Gen çekilirken ellerinde bulunan yörelerdeki birçok vatandaşımızı katlederek çeşitli eziyetlerde bulundular.
Diyadin’in Kurtuluşu:
1858 tarihinde Beyazıt Sancağına bağlanan Diyadin 1860 1876 ve 1914 yıllarında üç defa yabancı işgaline uğramış atalarından gelen büyük bir cesaretle Diyadinliler düşmanı aziz topraklarından atmak için Mehmetçikle omuz omuza çarpışmış ve bugünkü hürriyetlerine kavuşmuşlardır. Diyadin 14 Nisan 1918 ‘de düşman işgalinden kurtulmuştur, Her yıl 14 Nisan’da kurtuluşunun yıl dönümünü büyük heyecan ve şenliklerle kutlamaktadır.