Endülüs’te kalan Müslümanlar Nasıl Zorla Hristiyanlaştırıldı ?

ENDÜLÜS’TE KALAN MÜSLÜMANLAR NASIL ZORLA HRİSTİYANLAŞTIRILDI ?

 

1492’den sonra göç etmeyip Endülüs’te kalan Müslümanlar nasıl zorla Hristiyanlaştırıldılar? Yaklaşık bir asır zahiren Hristiyan ancak gerçekte Müslüman olan bu kitle (Moriskolar) nesiller sonra neden ve nasıl gerçekten Hristiyan oldular? Bakalım:

712’de Müslümanların ayak bastığı Endülüs’te yıkılış süreci 1031 yılında III. Hişam’ın vefatından sonra ülkenin pek çok beyliklere bölünmesi ve bunların kendi aralarında savaşıyla başladı. Bu durum Hristiyanlara cesaret verdi, İspanyol “reconquista” fikri doğdu. Savunmaya geçtik.

Müslüman emirlikler birbirlerine üstün olmak için Hristiyan şövalyelerden yardım istediler. Birbirlerini zayıflattılar. Afrika’dan gelen Murabıtlar ve Muvahhidler de sürdürülebilir bir birlik sağlayamadı. Emirlikler tek tek Hristiyanlara teslim oldu.

Ayakta kalan son kale Benî Ahmer Emirliğinin 1492’de Gırnata’yı Aragon ve Kastilya Krallıklarına devretmesiyle İspanya’daki 8 asırlık İslam hâkimiyeti son buldu. Arap, Berberi, Vizigot, Latin ve Slav Müslümanların çoğu Hristiyanlara güvenmedikleri için göç ettiler.

Kral Ferdinand, kısa sürede verdiği tüm sözleri çiğnedi. Müslümanları ölüm ve Hristiyan olma arasında tercih yapmak zorunda bıraktılar. Hristiyan olduk diyenlere de güvenmediler. İşte bu kitleye kara kafalı Müslümancıklar anlamında Moriskolar ismini taktılar.

Resmi olarak Hristiyan olmuş bu kitleye Hristiyanl ahali şu isimlerle hitap ettiler: Müslümancıklar, zındıklar (Los Moriscos), kara kafalı köpekler (Perros Moros), dönme, sonradan olma, yeni Hristiyanlar (Cristiano Nuevo). Çünkü onlara güvenmiyorlardı.

Camiler kiliseye dönüştürüldü, bu yeni kitleye papazlar İncil dersleri vermeye başladı. Namaz kıldığı, domuz eti yemediği tespit edilenlere sivri uçlu kamışlarla işkence edildi. Sorguya çekilen çocukların verdiği bilgilerle Müslüman olduğu belirlenenler canlı canlı yakıldı.

Ancak bir türlü başarı sağlanamadı. Müslümanlara ne İzabella’nın günah çıkartıcısı Hernando de Talavera gibi güzellikle ne de Tuleytula Başpiskoposu Francisco Ximenez gibi zulümle yaklaşmak fayda getirmiyordu. Moriskolar gizliden İslam kimliğini sürdürüyordu.

Hristiyanlar 1526’da Arapça’yı yasakladılar ve Müslümanların çocuklarına el koyup kiliselerde eğitmeye başladılar. Müslümanlar bir süre İspanyolca’nın Arapça harflerle yazılması (aljamíado) sistemini kullandılar. Zamanla İspanyolca öğrenildi ve Arapça unutuldu.

Müslümanlar, dili unuttuktan ve çocuklarını kiliselere teslim ettikten birkaç nesil sonra Hristiyanlaştılar. Sonuna kadar Müslüman kalabilen azınlıklar da 1614’e kadar Fas, Cezayir, Tunus, İzmir, İstanbul, Bursa ve Adana’ya getirildi. 10.000 Morisko da Amerika’ya gitti.

Sonuç 1: Dinin sigortası dildir. Dilin hatta harflerin öldürülmesi bir toplumun soykırıma uğramasından daha etkili bir yöntemdir. Moriskolar, Arapça’yı kaybettikten sonra İslam’ı kaybettiler.

Sonuç 2: Çocuklar bir sonraki nesil demektir. Morisko çocukları kilisede eğitim gördü. İslam eğitimi almayan çocuklar, Müslüman kimliği taşımaz. Osmanlı’nın yetiştirdiği dinsiz subaylar, 19. yy.’da açılan seküler eğitim kurumlarında yetiştiler (hepsi Fransa’dan gelmedi).

Sonuç. 3: Avrupalı liderler için verilen sözlerin bir karşılığı yoktur. Önemli olan reelpolitiktir. Kendi aralarında da ebedi dostluklar veya ebedi düşmanlıklar olmaz. Avrupa’da bu ahlak, sadece siyasette değil ticarette de geçerlidir.

Sonuç 4: Gizliden gizliye din yaşanmaz. Kripto Müslüman olmaz. Nitekim Sabetayistlerin kendilerine bile hayrı yoktur. FETÖ takiyyecilerinin de durumu malum. Müslüman ancak Müslümanlarla birlikte Müslüman olarak yaşayabildiği yerde kalmalı.

 

HÜSEYİN GÖKALP

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir