İDRİS GÖKALP

Erikson’un psiko sosyal gelişim teorisi

Erikson’un psiko sosyal gelişim teorisi

Erik Erikson’un psiko-sosyal gelişim teorisi, bireyin yaşamı boyunca çeşitli krizler ve zorluklarla karşılaştığı sekiz gelişim evresinden oluşur. Her evre, bireyin hem kendisi hem de çevresiyle olan ilişkilerini şekillendirir. Erikson, her evrede karşılaşılan bu krizlerin çözümünün, bireyin psikolojik ve sosyal gelişimini etkilediğini savunur. Başarılı bir şekilde çözülmeyen krizler, sonraki evrelerde problemlere yol açabilir. Teori, doğumdan ölüme kadar bireyin gelişimini kapsar ve her evre, yaşamın belirli dönemlerine özgüdür.

1. Temel Güvene Karşı Güvensizlik (Doğum – 1 Yaş)

Bu evre, bebeklik dönemini kapsar ve bebeğin dünyayla ilk ilişkisini temsil eder. Bu dönemde bebeğin temel ihtiyaçları (beslenme, sevgi, güvenlik) karşılanıyorsa, bebek çevresine güvenmeyi öğrenir. Anne-babanın ya da bakıcıların tutarlı, sevgi dolu ve güvenilir olması, bebeğin dünyaya güvenle bakmasını sağlar. Aksi takdirde, bebek güvensizlik, korku ve endişe geliştirebilir.

  • Başarı: Güven duygusunun gelişimi
  • Başarısızlık: Güvensizlik ve şüphecilik

2. Özerkliğe Karşı Utanç ve Şüphe (1-3 Yaş)

Bu evre, çocukların fiziksel becerilerini ve kendi kendilerine bir şeyler yapma yeteneklerini keşfetmeye başladıkları dönemdir. Tuvalet eğitimi, bağımsız hareket etme ve kendi kararlarını verme gibi süreçler bu evrede önemlidir. Çocuklar, kendi yeteneklerini keşfetme ve özgürce hareket etme fırsatına sahip olurlarsa, özerklik duygusu geliştirirler. Ancak aşırı kontrol ya da engellenme durumunda, çocuklar utanç ve şüphe duyguları geliştirebilir.

  • Başarı: Özgüven ve bağımsızlık
  • Başarısızlık: Utanç, şüphe ve yetersizlik duygusu

3. Girişimciliğe Karşı Suçluluk (3-6 Yaş)

Bu evre, çocukların çevrelerini keşfetme ve kendi inisiyatiflerini kullanma yeteneklerini geliştirdikleri bir dönemdir. Çocuklar, oyunlar oynayarak ve yeni şeyler deneyerek kendilerini ifade ederler. Eğer çocukların girişimci ruhları desteklenirse, kendi yeteneklerine güven duyarlar. Ancak eğer bu girişimcilik cezalandırılırsa ya da engellenirse, suçluluk duyguları gelişebilir.

  • Başarı: Girişimcilik, liderlik ve kendini ifade edebilme
  • Başarısızlık: Suçluluk, çekingenlik ve pasiflik

4. Başarıya Karşı Aşağılık Duygusu (6-12 Yaş)

Okul dönemi olarak adlandırılan bu evrede, çocuklar öğrenme ve başarı elde etme konusunda kendilerini geliştirmeye başlarlar. Okul, öğretmenler ve arkadaşlar bu dönemde önemli bir rol oynar. Çocuklar bir şeyleri başardıklarında, kendilerine olan güvenleri artar. Ancak başarısızlık durumunda ya da çevrelerinden olumsuz geri bildirim aldıklarında, aşağılık duygusu geliştirebilirler.

  • Başarı: Başarı hissi ve yetkinlik
  • Başarısızlık: Aşağılık ve yetersizlik duygusu

5. Kimliğe Karşı Rol Karmaşası (12-18 Yaş)

Bu evre, ergenlik dönemiyle ilgilidir ve bireyin kimlik arayışı içinde olduğu kritik bir dönemdir. Ergenler, kim olduklarını, toplum içindeki rollerini ve hayatlarındaki hedeflerini keşfetmeye çalışırlar. Bu dönemde bireyler, kendi değerlerini, inançlarını ve gelecek planlarını oluştururlar. Sağlıklı bir kimlik gelişimi, bireyin toplumsal rolleri ve kişisel değerleri arasında denge kurabilmesiyle mümkündür. Ancak kimlik bunalımı yaşanırsa, birey rol karmaşası yaşayabilir.

  • Başarı: Güçlü bir kimlik duygusu ve toplumsal rollerin belirginleşmesi
  • Başarısızlık: Kimlik bunalımı, belirsizlik ve yabancılaşma

6. Yakınlığa Karşı İzolasyon (Genç Yetişkinlik, 18-40 Yaş)

Bu evre, yetişkinlik döneminin başlarında ortaya çıkar ve bireyin başkalarıyla anlamlı, yakın ve uzun vadeli ilişkiler kurup kuramayacağını belirler. Bu dönemde bireyler, duygusal yakınlık ve sevgi dolu ilişkiler kurma yeteneklerini geliştirirler. Başarılı ilişkiler kurulamazsa, birey yalnızlık ve izolasyon hissi yaşayabilir.

  • Başarı: Sevgi dolu, yakın ilişkiler ve bağlanma
  • Başarısızlık: Yalnızlık, izolasyon ve duygusal uzaklık

7. Üretkenliğe Karşı Durgunluk (Orta Yetişkinlik, 40-65 Yaş)

Orta yaş döneminde bireyler, yaşamlarının anlamını ve başkalarına nasıl katkıda bulunabileceklerini sorgulamaya başlarlar. Kariyer, aile ve topluma katkı bu dönemin ana temalarıdır. Üretkenlik duygusu, bireyin yaşamına anlam katmasını sağlar. Ancak bu dönemde bireyler kendilerini durgun hissedebilir, yaşamlarının anlamsız olduğunu düşünebilir ve çevrelerinden uzaklaşabilirler.

  • Başarı: Üretkenlik, topluma katkı ve başkalarına rehberlik etme
  • Başarısızlık: Durgunluk, amaçsızlık ve içsel boşluk

8. Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (Yaşlılık, 65 Yaş ve Üzeri)

Bu evre, yaşamın son dönemini kapsar ve bireyin hayatını değerlendirdiği bir dönemdir. Birey, geçmişine bakarak tatmin ve huzur bulabiliyorsa, benlik bütünlüğü duygusu gelişir. Ancak birey, hayatını pişmanlıklar ve başarısızlıklarla dolu olarak görüyorsa, umutsuzluk ve ölüm korkusu gelişebilir.

  • Başarı: Benlik bütünlüğü, huzur ve yaşamla barışık olma
  • Başarısızlık: Umutsuzluk, pişmanlık ve ölüm korkusu

Erikson’un Teorisinin Önemi

Erikson’un psiko-sosyal gelişim teorisi, bireyin sadece çocukluk dönemine değil, yaşamın her evresine odaklanan bir model sunar. Freud’un psikoseksüel gelişim teorisinin devamı olarak kabul edilse de, Erikson bireyin sadece içsel çatışmalarına değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel etkenlere de önem vermiştir. Bireyin çevresi, toplumu ve ilişkileri bu teori için kritik unsurlar olarak kabul edilir.

Her evrede başarıya ulaşmak, bireyin sağlıklı bir kişilik gelişimi için önemlidir. Ancak bazı krizlerin tam anlamıyla çözülememesi normaldir ve birey, sonraki yaşam evrelerinde bu krizlerle tekrar karşılaşabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir