Etkili Bir Boykot Nasıl Olmalı?

Etkili bir boykot nasıl olmalı?

Gazze’de masum insanları katleden İsrail’e karşı başlatılan küresel boykot hareketi her geçen gün daha da genişliyor. Boykot kapsamında İsrail’in saldırgan politikalarına destek veren şirketlerin ürünleri ve hizmetleri protesto ediliyor. Boykotun amacı, uluslararası hukuka uyması ve Gazze’deki katliamlarına son vermesi için İsrail hükümetine baskı yapmaktır. Bu bağlamda insanlar ve kurumlar, İsrail’le ilişkili belirli bir mal veya hizmeti satın almaktan bilinçli bir şekilde kaçınıyor. Burada İsrail’e destek sunan şirketleri bilinçli bir reddetme söz konusudur. Peki insanlar neden barışçıl direnişin bir simgesi olan boykota başvuruyor? Bu sorunun cevabı oldukça basit. Boykotların amacı bellidir. Bireylerin, toplulukların veya ülkelerin sesini duyurmak yoluyla bir duruma dikkat çekmek. İsrail 1948’den bugüne Filistinlilerin temel haklarını inkâr ediyor ve uluslararası hukuka uymayı reddediyor. Bununla birlikte İsrail, Filistin halkı üzerinde yerleşimci sömürgeciliği, apartheid ve işgal rejimini sürdürüyor. Uluslararası hukuk Doğu Kudüs, Gazze ve Suriye’nin Golan Tepeleri dahil olmak üzere Batı Şeria’nın İsrail tarafından işgal edildiğini kabul ediyor. İsrail, askeri işgalinin bir parçası olarak toprak çalıyor ve Filistinlileri kontrol noktaları, yerleşim yerleri, gözetleme kuleleri ve yasadışı bir apartheid duvarı ile çevrili gettolarda yaşamaya ya da vatanlarını terk etmeye zorluyor. Gazze, yıllardır, Orta Çağ’dan kalma bir kuşatmayla karşı karşıyadır. Bu kuşatma nedeniyle Gazze, dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak tasvir edilmektedir.

İsrail tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de masum sivillere ve sivil altyapılara, terör bahanesiyle düzenli bir şekilde saldırarak çocuk, kadın ve yaşlı demeden binlerce insanı katletmekte. Maalesef İsrail, savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil eden bu eylemlerini uluslararası destek sayesinde sürdürüyor. Hükümetler ve uluslararası örgütler İsrail’den hesap sormakta başarısız olurken, dünya çapındaki şirketler ve kurumlar İsrail’in Filistinlilere baskı yapmasına yardım ediyor. Barışı ve güvenliği korumakla mükellef kılınan Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok bölgesel ve küresel aktör, Filistinlilere yapılan insanlık dışı muameleyi durdurmak adına harekete geçemedikleri için sivil toplum kendi çapında İsrail üzerinde baskı oluşturmak amacıyla boykota başvuruyor. Boykota destek olanlar bir taraftan İsrail’e tepki gösterirken diğer taraftan Filistin’in özgürlük, adalet ve eşitlik mücadelesine destek olmaya çalışıyor. Şurası çok açıktır ki, İsrail’in Gazze’deki katliamlarından ve de Filistin genelinde tatbik ettiği apartheid rejiminden, İsrail devleti kadar İsrail’e destek veren kişi, kurum ve kuruluşlar da sorumludur. Bunlardan her biri İsrail’in suç ortağıdır. Bu yüzden şiddet içermeyen baskının bir biçimi olarak boykotun hedefi, İsrail ve onun suç ortaklarıdır. Boykot savunucuları, İsrail’e destek veren kişi, kurum ve kuruluşların, İsrail’in politikalarını destekleyerek veya sessiz kalarak bu politikalara suç ortaklığı yaptığını ve dolaylı olarak sorumlu olduklarını ifade etmektedirler.

Tam kapsamlı yaptırım

Güney Afrika örneğinde olduğu gibi boykotun etkili ve sürdürülebilir bir netice verebilmesi için İsrail’e yönelik tam kapsamlı ekonomik yaptırımların ve izolasyonların uygulanması gerekiyor. Bunun yapılabilmesi için hükümetlerin desteği şart. Güney Afrika’da uygulanan apartheid (ırk ayrımı) rejimini boykot eden hareket 1959 yılında İngiltere’de şu sözlerle başlamıştı: “İngiliz halkı, biz sizden özel bir şey istemiyoruz. Sizden sadece Güney Afrika mallarını satın almayarak ırk ayrımı rejiminden desteğinizi çekmenizi istiyoruz.” Hareketin amacı, ırk ayrımına sistematik bir şekilde maruz kalan Güney Afrika’daki beyaz olmayan halkı desteklemekti. Boykot için İngiltere’nin seçilmesinin nedeni, İngiltere ile Güney Afrika arasındaki ileri düzeydeki ticari ilişkiydi. İngiltere, Güney Afrika’ya en çok yatırım yapan ülkeydi. Örgütlü ve sistemli bir şekilde yürütülen boykot hareketi kısa zaman zarfında öyle bir noktaya vardı ki 1961 yılında Güney Afrika, İngiliz Uluslar Topluluğu’ndan ihraç edilirken 1970 yılında da olimpiyat oyunlarından çıkartıldı.

Hedef net olmalı

Güney Afrika örneğinden hareketle şu soru sorulabilir: Etkili bir boykot nasıl olmalı? Bir boykotun etkili olabilmesinin bazı şartları mevcuttur. Bunlardan birincisi, boykotun amacı ve hedefleri belirgin olmalıdır. Üzerinde baskı kurulmak istenen ürünler, şirketler ya da hükümetler açıkça tanımlanmalıdır. Bu noktada bir odak kayması yaşanmamalıdır. Boykotun hedefleri belirsiz veya genel bir kapsamda ise, başarı şansı düşebilir. Zira belirsiz veya genel hedefler, kampanyaya katılanların motivasyonunu zayıflatabilir. Hedeflerin açık olması, katılımcıların neden boykota katıldıklarını daha iyi anlamalarını sağlar. Şüphesiz hedeflerin net, ölçülebilir ve gerçekleştirilebilir olması önemlidir. İkincisi, boykotun destekçi sayısını artırmak için etkin bir kampanya başlatılmalıdır. Bu doğrultuda kitle iletişim araçları, sosyal medya, tanıtıcı broşürler ve basın bildirileri aktif bir şekilde kullanılmalıdır. Üçüncüsü, güçlü ittifaklar ya da iş birlikleri oluşturulmalıdır. Bu çerçevede ulusal ve uluslararası düzeyde sivil toplum örgütleri, partiler, üniversiteler, insan hakları grupları ve benzeri kuruluşlarla sıkı iş birliği kurulmalı ve böylece hem boykotun sınırları genişletilmeli hem de birbirinden habersiz gruplar bir araya getirilmelidir. Bilinçli tüketici rehberleri oluşturularak kişilerin tüketim alışkanlıkları değiştirilmeye çalışılmalıdır. Bu rehberlerde boykot edilen ürün veya hizmetlerin yerine kullanılabilecek alternatif ürün veya hizmetlerin tanıtımına özen gösterilmelidir.

Boykot edilen ürün veya hizmetlere alternatiflerin yetersiz olması, tüketicilerin boykota katılmasını zorlaştırabilir. Bu husus asla göz ardı edilmemelidir. Nitekim alternatif ürün veya hizmetlerin tanıtımı, etkili bir boykot kampanyasının en önemli unsurudur. Tüketicilere, boykot edilen ürün veya hizmetlerin yerine geçebilecek benzer özelliklere sahip, kaliteli, ulaşılabilir ve uygun fiyatlı ürün veya hizmetler tanıtılmalıdır. Unutulmamalı ki boykotun en etkili yanlarından birisi de tüketicilerin kolay bir şekilde alternatif ürün veya hizmetlere geçişinin sağlanmasıdır. Bu maksatla alternatif ürün veya hizmet sağlayıcıları ile iş birliği ve ortak kampanyalar yapılması, boykottan daha etkili sonuçlar elde edilmesine yol açabilir. Dördüncüsü, boykotlar için uzun vadeli stratejiler gereklidir. Azim, kararlılık, sabır ve mücadele başarılı bir boykotun en sihirli bileşenleridir. Bir anlık öfkeyle ortaya çıkan, saman alevi gibi yanıp giden boykotlardan ciddi sonuçlar beklemek büyük hayal kırıklıklarına sebebiyet verebilir.

Beşincisi, boykot yasal ve meşru bir zeminde yürütülmelidir. Boykota katılanlar bu noktada herhangi bir hukuki sorumlulukla ya da şüpheyle karşılaşmamalı. Örneğin haksız rekabet, iftira veya marka hakkı ihlali gibi hukuki sorunlar doğurabilecek kampanya, reklam, bildiri, haber ve her türlü yanıltıcı veya hileli propaganda faaliyetlerinden kaçınılmalıdır. Altıncısı, kanaat önderlerinin, medyatik kişilerin, ünlülerin, politikacıların ve kamuoyu üzerinde etki sahibi olan diğer kişilerin kampanyaya dahil edilmesi, boykotun görünürlüğünü ve çarpan etkisini artırabilir. Nihayetinde etkili bir boykot için geniş bir kamuoyu desteğine ihtiyaç duyulur. Hedeflenen şirketleri, ürünleri veya hükümetleri boykot etmeye istekli bir kamuoyu oluşturulmalıdır. Söz konusu kişiler kamuoyu oluşturmada etkin bir rol oynayabilirler. Son olarak yedincisi, boykotun bir sahibi ya da bir lideri/önderi olmalıdır. İyi bir liderlik, boykot kampanyasını yönetmek, koordine etmek, destek kazanmak ve hedeflere ulaşmak için önemlidir. Açıkçası boykotun başarıya ulaşabilmesi için iyi bir planlama, koordinasyon ve etkili bir kampanya şarttır. Düşük görünürlüğe sahip bir boykot kampanyasının başarısı şansı neredeyse imkansızdır. İyi bir liderlik, geniş bir destekçi/kamuoyu tabanı, etkili stratejiler ve doğru planlama, boykot kampanyasının başarı olasılığını daha da yukarılara çekecektir. Hatırlatmakta fayda var, İsrail’i Filistin’de katliamlar yapmaya cesaretlendiren, uluslararası toplumun sessizliğidir. Dolayısıyla boykottaki öncelikli hedef, uluslararası toplumun ilgisini Filistin meselesine çekmek ve bu sessizliği bozmak olmalıdır.

İki devletli çözüm, İsrail-Filistin çatışması için sürdürülebilir bir barışın temelidir. Uluslararası toplum, İsrail ve Filistin arasında adil, sürdürülebilir bir çözüm için diplomatik çabalarını artırmalı ve bu bağlamda iki devletli çözüm konusunda İsrail’e yeterince baskı yapmalıdır. Bununla birlikte İsrail’le güçlü siyasi ve ekonomik bağları bulunan ABD gibi devletlere de gerekli tepkiler verilmelidir. Zira İsrail ile güçlü siyasi ve ekonomik bağları bulunan devletler, bu bağları kullanarak İsrail’e çözüm için baskı yapabilirler.

Prof. Dr. İsmail Şahin/ Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi

 

How to Make an Effective Boycott

The global boycott movement against Israel, which is killing innocent people in Gaza, is growing day by day. As part of the boycott, the products and services of companies that support Israel’s aggressive policies are being protested. The goal of the boycott is to put pressure on the Israeli government to comply with international law and end its massacres in Gaza. In this context, individuals and institutions are consciously avoiding buying certain goods or services associated with Israel. Here, there is a conscious rejection of companies that support Israel.

So why do people resort to boycott, a symbol of peaceful resistance? The answer to this question is quite simple. The purpose of boycotts is clear. To draw attention to a situation through the voices of individuals, communities, or countries.

Israel has been denying the basic rights of Palestinians since 1948 and has refused to comply with international law. In addition, Israel continues to impose a settler-colonialism, apartheid, and occupation regime on the Palestinian people. International law recognizes that the West Bank, including East Jerusalem, Gaza, and Syria’s Golan Heights, is occupied by Israel. As part of its military occupation, Israel is stealing land and forcing Palestinians to live in ghettos surrounded by checkpoints, settlements, watchtowers, and an illegal apartheid wall, or to leave their homeland. Gaza has been under a medieval siege for years. Because of this siege, Gaza is described as the world’s largest open-air prison.

In addition to all this, Israel is regularly attacking innocent civilians and civilian infrastructure, claiming terrorism, killing thousands of people, regardless of age, gender, or child. Unfortunately, Israel continues these actions that constitute war crimes and crimes against humanity with the help of international support. While governments and international organizations fail to hold Israel accountable, companies and institutions around the world are helping Israel to put pressure on Palestinians. Because many regional and global actors, including the United Nations, which is responsible for maintaining peace and security, have failed to take action to stop the inhumane treatment of Palestinians, civil society is resorting to boycotts to put pressure on Israel. Those who support the boycott, on the one hand, express their reaction to Israel, and on the other hand, try to support the struggle of Palestine for freedom, justice, and equality. It is clear that Israel, as well as the individuals, institutions, and organizations that support Israel, are responsible for the massacres in Gaza and the apartheid regime it practices throughout Palestine. For this reason, the target of boycott, as a form of non-violent pressure, is Israel and its accomplices. Boycott advocates argue that individuals, institutions, and organizations that support Israel are complicit in these policies by supporting or remaining silent, and are indirectly responsible.

**Comprehensive sanctions

In order for the boycott to be effective and sustainable, as in the case of South Africa, comprehensive economic sanctions and isolations must be imposed on Israel. This requires the support of governments. The movement that boycotted the apartheid (racial segregation) regime in South Africa began in England in 1959 with the following words: “British people, we are not asking you for anything special. We just want you to withdraw your support from the apartheid regime by not buying South African goods.” The aim of the movement was to support the white-minority people in South Africa who were systematically subjected to racial segregation. The reason for choosing England for the boycott was the advanced level of trade relations between England and South Africa. England was the country that invested the most in South Africa. The organized and systematic boycott movement reached such a point in a short period of time that South Africa was expelled from the British Commonwealth in 1961 and from the Olympic Games in 1970.

The target must be clear

**Based on the example of South Africa, the following question can be asked: How to make an effective boycott? There are some conditions for a boycott to be effective. The first of these is that the purpose and objectives of the boycott must be clear. The products, companies, or governments on which pressure is to be exerted must be clearly defined. At this point, there should be no focus shift. If the objectives of the boycott are unclear or general in scope, the chances of success may decrease. Because unclear or general objectives can weaken the motivation of those participating in the campaign. The clarity of the objectives helps participants to better understand why they are participating in the boycott. Of course, it is important that the objectives be clear, measurable, and achievable. Second, an effective campaign should be launched

كيف تجعل المقاطعة فعالة؟

تتوسع حركة المقاطعة العالمية ضد إسرائيل، التي تقتل الأبرياء في غزة، يوماً بعد يوم. وتشمل المقاطعة مقاطعة منتجات وخدمات الشركات التي تدعم سياسات إسرائيل العدوانية. والغرض من المقاطعة هو الضغط على الحكومة الإسرائيلية للامتثال للقانون الدولي وإنهاء مجازرها في غزة. وفي هذا السياق، يتجنب الناس والمؤسسات شراء سلع أو خدمات معينة مرتبطة بإسرائيل بشكل واعٍ. وهنالك رفض واعي للشركات التي تدعم إسرائيل.

إذن، لماذا يلجأ الناس إلى المقاطعة، التي هي رمز للمقاومة السلمية؟ الجواب على هذا السؤال بسيط للغاية. الغرض من المقاطعات واضح. هو لفت الانتباه إلى حالة من خلال أصوات الأفراد أو المجتمعات أو البلدان.

ترفض إسرائيل منذ عام 1948 حقوق الفلسطينيين الأساسية وترفض الامتثال للقانون الدولي. بالإضافة إلى ذلك، تواصل إسرائيل فرض نظام استعماري استيطاني، وفصل عنصري، واحتلال على الشعب الفلسطيني. يقر القانون الدولي أن الضفة الغربية، بما في ذلك القدس الشرقية وغزة ومرتفعات الجولان السورية، محتلة من قبل إسرائيل. وفي إطار احتلالها العسكري، تسرق إسرائيل الأراضي وتجبر الفلسطينيين على العيش في أحياء محاطة بنقاط تفتيش ومستوطنات و أبراج مراقبة وجدار الفصل العنصري غير القانوني، أو على مغادرة وطنهم. تتعرض غزة لحصار من القرون الوسطى منذ سنوات. ولهذا السبب، توصف غزة بأنها أكبر سجن في الهواء الطلق في العالم.

بالإضافة إلى كل هذا، تهاجم إسرائيل المدنيين الأبرياء والبنية التحتية المدنية بانتظام، بحجة الإرهاب، وتقتل الآلاف من الناس، بغض النظر عن العمر أو الجنس أو السن. لسوء الحظ، تواصل إسرائيل هذه الأعمال التي تشكل جرائم حرب وجرائم ضد الإنسانية بمساعدة الدعم الدولي. وبينما يفشل الحكومات والمنظمات الدولية في محاسبة إسرائيل، تساعد الشركات والمؤسسات في جميع أنحاء العالم إسرائيل في ممارسة الضغط على الفلسطينيين. ولأن العديد من الجهات الفاعلة الإقليمية والعالمية، بما في ذلك الأمم المتحدة التي تتحمل مسؤولية حفظ السلام والأمن، فشلت في اتخاذ إجراءات لوقف المعاملة اللاإنسانية للفلسطينيين، فإن المجتمع المدني يلجأ إلى المقاطعات لممارسة الضغط على إسرائيل. أولئك الذين يدعمون المقاطعة، من ناحية، يعربون عن احتجاجهم على إسرائيل، ومن ناحية أخرى، يحاولون دعم كفاح فلسطين من أجل الحرية والعدالة والمساواة. من الواضح أن إسرائيل، وكذلك الأفراد والمؤسسات والهيئات التي تدعم إسرائيل، مسؤولة عن المجازر في غزة ونظام الفصل العنصري الذي تمارسه في جميع أنحاء فلسطين. لذلك، فإن الهدف من المقاطعة، كشكل من أشكال الضغط غير العنيف، هو إسرائيل وشركاؤها. يؤكد مؤيدو المقاطعة أن الأفراد والمؤسسات والهيئات التي تدعم إسرائيل هم شركاء في هذه السياسات عن طريق دعمها أو الصمت عنها، وبالتالي فهم مسؤولون بشكل غير مباشر.

العقوبات الشاملة

لكي تكون المقاطعة فعالة ومستدامة، مثلما حدث في جنوب إفريقيا، يجب فرض عقوبات اقتصادية وعزلة شاملة على إسرائيل. وهذا يتطلب دعم الحكومات. بدأت الحركة التي مقاطعت نظام الفصل العنصري (التمييز العنصري) الذي كان سائدًا في جنوب إفريقيا عام 1959 في إنجلترا بهذه الكلمات: “شعب إنجلترا، نحن لا نطلب منك أي شيء خاص. نريدك فقط أن تنسحبوا من دعم نظام الفصل العنصري عن طريق عدم شراء السلع الجنوب أفريقية”. كان الهدف من الحركة هو دعم الأشخاص البيض الجنوبيين الذين تعرضوا للتمييز العنصري بشكل منهجي في جنوب إفريقيا. كان سبب اختيار إنجلترا للمقاطعة هو المستوى المتقدم للعلاقات التجارية بين إنجلترا وجنوب إفريقيا. كانت إنجلترا الدولة التي استثمرت أكثر في جنوب إفريقيا. وصلت حركة المقاطعة المنظمة والنظامية إلى نقطة في وقت قصير لدرجة أن جنوب إفريقيا طردت من الكومنولث البريطاني عام 1961 ومن الألعاب الأولمبية عام 1970.

يجب أن يكون الهدف واضحًا

**بناءً على مثال جنوب إفريقيا، يمكن طرح السؤال التالي: كيف تجعل المقاطعة فعالة؟ هناك بعض الشروط التي يجب توافرها لكي تكون

Wie kann ein Boykott effektiv sein?

Die globale Boykottbewegung gegen Israel, das in Gaza unschuldige Menschen tötet, wird von Tag zu Tag größer. Im Rahmen des Boykotts werden Produkte und Dienstleistungen von Unternehmen boykottiert, die die aggressiven Politiken Israels unterstützen. Ziel des Boykotts ist es, auf Israel Druck auszuüben, damit es sich an das Völkerrecht hält und seine Massaker in Gaza beendet. In diesem Zusammenhang vermeiden Menschen und Organisationen bewusst den Kauf bestimmter Waren oder Dienstleistungen, die mit Israel in Verbindung stehen. Hier ist eine bewusste Ablehnung von Unternehmen zu sehen, die Israel unterstützen.

Warum greifen Menschen also zum Boykott, der ein Symbol für den gewaltfreien Widerstand ist? Die Antwort auf diese Frage ist sehr einfach. Das Ziel von Boykotten ist klar. Es geht darum, eine Situation durch die Stimmen von Einzelpersonen, Gemeinschaften oder Ländern auf die Welt aufmerksam zu machen.

Israel verweigert den Palästinensern seit 1948 ihre Grundrechte und weigert sich, sich an das Völkerrecht zu halten. Darüber hinaus setzt Israel weiterhin ein System der kolonialen Besatzung, des Apartheid und der Besetzung gegenüber der palästinensischen Bevölkerung um. Das Völkerrecht erkennt an, dass der Westjordanland, einschließlich Ost-Jerusalem, Gaza und der syrischen Golanhöhen, von Israel besetzt ist. Im Rahmen seiner militärischen Besatzung stiehlt Israel Land und zwingt die Palästinenser, in Ghettos zu leben, die von Kontrollpunkten, Siedlungen, Wachtürmen und einer illegalen Apartheid-Mauer umgeben sind, oder ihr Land zu verlassen. Gaza ist seit Jahren von einem mittelalterlichen Belagerungszustand betroffen. Aus diesem Grund wird Gaza als das größte Freiluftgefängnis der Welt bezeichnet.

Zusätzlich zu all dem greift Israel regelmäßig, unter dem Vorwand des Terrorismus, unschuldige Zivilisten und zivile Infrastrukturen an und tötet Tausende von Menschen, unabhängig von Alter, Geschlecht oder Alter. Leider setzt Israel diese Handlungen, die Kriegsverbrechen und Verbrechen gegen die Menschlichkeit darstellen, mit Unterstützung der internationalen Gemeinschaft fort. Während Regierungen und internationale Organisationen Israel zur Rechenschaft ziehen, helfen Unternehmen und Organisationen auf der ganzen Welt Israel, Druck auf die Palästinenser auszuüben. Da viele regionale und globale Akteure, darunter die Vereinten Nationen, die für den Frieden und die Sicherheit verantwortlich sind, nicht in der Lage waren, Maßnahmen zu ergreifen, um die unmenschliche Behandlung der Palästinenser zu stoppen, greift die Zivilgesellschaft auf Boykotte zurück, um Druck auf Israel auszuüben. Diejenigen, die den Boykott unterstützen, zeigen einerseits ihren Protest gegen Israel und versuchen andererseits, den Kampf Palästinas für Freiheit, Gerechtigkeit und Gleichheit zu unterstützen. Es ist klar, dass Israel, ebenso wie Einzelpersonen, Organisationen und Institutionen, die Israel unterstützen, für die Massaker in Gaza und das Apartheid-System verantwortlich ist, das es in ganz Palästina praktiziert. Daher ist das Ziel des Boykotts als Form des gewaltfreien Drucks Israel und seine Partner. Boykottbefürworter betonen, dass Einzelpersonen, Organisationen und Institutionen, die Israel unterstützen, durch ihre Unterstützung oder ihr Schweigen an diesen Politiken beteiligt sind und daher indirekt verantwortlich sind.

Umfassende Sanktionen

**Damit ein Boykott effektiv und nachhaltig sein kann, wie es in Südafrika der Fall war, müssen umfassende wirtschaftliche Sanktionen und Isolationen gegen Israel verhängt werden. Dies erfordert die Unterstützung der Regierungen. Die Bewegung, die das in Südafrika praktizierte Apartheid-System (Rassismus) boykottierte, begann 1959 in Großbritannien mit den Worten: „Britisches Volk, wir verlangen von Ihnen nichts Besonderes. Wir bitten Sie nur, sich durch den Verzicht auf den Kauf südafrikanischer Waren von dem Apartheid-System zu distanzieren.“ Ziel der Bewegung war es, die in Südafrika systematisch rassischer Diskriminierung ausgesetzten Weißen zu unterstützen. Der Grund für die Wahl Großbritanniens für den Boykott war das fortgeschrittene Handelsverhältnis zwischen Großbritannien und Südafrika. Großbritannien war das Land, das in Südafrika am meisten investierte. Die organisierte und systematische Boykottbewegung erreichte in kurzer Zeit einen Punkt, an dem Südafrika 1961 aus dem Commonwealth of Nations ausgeschlossen wurde und 1970 auch aus den

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir