Hayata Dair – 7

Medeniyetin İzinde Bir Yürüyüş

İnsan hayatında bazı dönüm noktaları vardır. Kimi zaman bir kitap, kimi zaman bir yolculuk, kimi zaman da bir dava insanın rotasını belirler. Bugün, kendi yürüdüğüm bu yolda önemli bir yılın muhasebesini yapmak istiyorum. Yaklaşık bir yıl önce, 6 Şubat 2024’te, Abdullah Bayraktar Hocamızın öncülüğünde yürütülen İskenderun Medeniyet Vakfı Şube Başkanlığı görevini devraldım. Bu bir bayrak yarışıydı ve bu bayrağın taşındığı yol, sıradan bir yol değildi; ilimle, tefekkürle, dava bilinciyle örülmüş bir medeniyet tasavvurunun yoluydu.

Medeniyet Vakfı, yalnızca bir sivil toplum kuruluşu değil, bir ruh, bir dava ve bir istikamet meselesidir. İstanbul merkezli olarak kurulan bu vakfın temelinde Mehmet Beşir Eryarsoy, Ömer Küçükağa ve Kazım Sağlam gibi kıymetli isimler var. Şu an Genel Başkanlığını Kazım Sağlam ağabeyimiz yürütüyor ve vakıf, Türkiye’nin dört bir yanında teşkilatlanmasını sürdürüyor. İşte böyle köklü bir yapının bir parçası olmak, omuzlara büyük bir sorumluluk yüklüyor ama aynı zamanda büyük bir şeref de veriyor.

Türkiye gibi dinamik ve tarihî sorumluluğu büyük olan bir ülkede, sivil toplum kuruluşlarının gücü inkâr edilemez. STK’lar, yalnızca toplum içinde aktif bir rol üstlenmekle kalmaz, aynı zamanda bireyin şahsiyetini de olgunlaştırır. İslami çalışmaların içinde yıllardır yer alan biri olarak, Medeniyet Vakfı’nın ilkeleri, duruşu, İslam’ı anlama biçimi ve ümmet bilinciyle kendimi en yakın hissettiğim yapı olduğunu söyleyebilirim. Burada, ilmin ve hikmetin ön planda tutulduğu, dengenin esas alındığı, ümmetin vasat çizgisinde yürüyen bir hareket var. Bu duruş, bizleri sığ tartışmaların ötesine taşıyor; okuyan, düşünen, araştıran ve davet çalışmalarıyla tebliği ihmal etmeyen bir nesil yetiştiriyor.

Bugün vakfımızın çatısı altında bir araya gelen kardeşlerimizle birlikte, sadece Türkiye için değil, tüm ümmet için bir sorumluluk taşıdığımızın farkındayız. Bizler, geçmişin mirasını sadece hatıralarda yaşatan değil, onu geleceğe taşıyan nesiller olmalıyız. Çünkü bir toplumun geleceği, onun yetiştirdiği insanlarla şekillenir. Ve biz inanıyoruz ki, bu davaya gönül veren kardeşlerimiz, yarın söz sahibi olacak, hakkı söyleyecek, adaleti savunacak, İslam’ın aydınlık yolunda yürüyeceklerdir.

Bize düşen, bu yolda sebat etmektir. Rabbim, bu çabalarımızı ümmetin vahdetine ve birliğine vesile kılsın. Çünkü biz, her adımımızı yalnızca bir vakfın değil, İslam medeniyetinin ihyası için atıyoruz. Ve iman ediyoruz ki, bu dava, hakkın yolunda olanların omuzlarında yükselecektir.

Amin.

10.02.2025

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir