Cemaatle Namazın Huzuru
Günün telaşı içinde, insan ruhuna dinginlik veren anlar bazen ansızın çıkıverir karşımıza. Ziraat Parkı’nın içinden geçerken, kulağıma çalınan ikindi ezanı işte böyle bir andı benim için. Günün yorgunluğu, zihnin karmaşası, koşuşturma derken ezanın sesi adeta ruhumu silkeleyerek beni durdurdu. Hepimiz cemaatle namaz kılmanın ne kadar büyük bir ehemmiyet taşıdığını biliriz. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınandan yirmi yedi kat daha faziletli olduğunu müjdelemiştir. Ancak bazen hayatın yoğun akışı içinde camiye gitmek her zaman mümkün olmayabiliyor. Oysa böylesine bir fırsat geçtiğinde, onu değerlendirmek, ruhu yeniden diriltmek demek.
Bu düşüncelerle hemen şadırvana yöneldim. Şadırvanın yanında abdest almak bile insana ayrı bir manevi hava veriyor. Su, sadece bedeni değil, ruhu da temizler; insanın içindeki ağırlıkları, günün yorgunluğunu alıp götürür. Abdestin ferahlığıyla camiye adımımı attım. Ziraat Parkı’nın içinde yer alan bu cami, hem mimarisiyle hem de doğayla iç içe konumuyla ayrı bir huzur kaynağı. İçeriye girer girmez, gönlümde bir genişlik hissettim.
İkindi namazını, caminin imamı olan Bestami Hocamızın arkasında kıldım. Bestami Hoca, aynı zamanda velim ve kızımız Azra Nur’un babası. Namazdan sonra biraz oturup hasbihal ettik, muhabbet ettik. Böylesi sohbetler, insanın imanını tazeleyen, ruhuna huzur veren anlar olur. Konu yine namazın ehemmiyetine geldi. Namaz, bireysel bir ibadet olmasının ötesinde, birliğin, beraberliğin, dayanışmanın en somut şekilde yaşandığı ibadetlerden biridir. Saflarda yan yana gelen insanlar, makam, mevki, statü farkı gözetmeksizin Allah’ın huzurunda eşitlenirler. Bu birliktelik, toplumsal hayata da derin bir etki bırakır; insanı yalnızlıktan kurtarır, cemaat bilinci aşılar.
Bugün ikindi namazını camide kılmış olmanın verdiği bahtiyarlıkla eve döndüm. Bazen insanın kalbi, küçük bir ibadetin bile büyük huzur getirdiğini hatırlıyor. O an, dünyadan sıyrılıp ahireti düşündüğünüz, Rabb’in huzurunda olduğunuzu hissettiğiniz an oluyor. Ve işte o an, gerçekten yaşadığınızı anlıyorsunuz…