Hak, hakka yar olanların üzerine olsun…
Doğruluk, adalet ve hakkaniyet, dinimiz İslam başta olmak üzere beşeri birçok ideolojinin, fikriyatın ve ülkünün temelini oluşturan mühim evrensel değerlerdir. Bu değerleri savunan kişiler, kendi dininden, kendi ideolojisinden, kendi ülküsünden birini savunurken bile, o kişinin ayyuka çıkmış ahlaksızlığını, adaletsizliğini ve hırsızlığını görmezden gelmemelidir. Aksi takdirde bu insanlar inandıkları temel değerleri de çürütmüş olurlar.
Bir dinin, bir fikrin, bir ülkünün savunucusu olmak, aynı zamanda bunların değerlerini savunmak demektir. Bu değerlere bağlı kalmak, her zaman doğru ve adil olanı yapmak, doğru ve dürüst olanın yanında saf tutmaktır. Ancak, bu değerlerin bazen kendi yakınımızdan, kendi ideolojimizden ve kendi dinimizden olan birini savunmakla çelişmesi de mümkündür. Kendi ideolojimizden olan birini savunurken, onun ahlaksızlığını, adaletsizliğini, yalancılığını ve hırsızlığını görmezden gelmek, sahip olduğumuz ve temsil ettiğimiz fikriyatı ve ideolojiyi itibarsızlaştırır.
Suçluluğu aşikâr olan birini sırf bizimle aynı gruptan olduğu için savunmak, sadece o kişinin değil bağlı olduğumuz tüm grubun itibarını da zedeleyebilir. Aynı zamanda, suçu görmezden gelmek veya onu meşrulaştırmak anlamına gelir.
Hülasa doğru olanı yapmak, adaletli ve hakkaniyetli bir duruş sergilemek, benden olsun çamurdan olsun zihniyetini savunmaktan çok ama çok daha önemlidir.
Hak; doğruluktan, adaletten ve dürüstlükten yana olanların… Hak; hakikate ram olanların… Hak; yalandan, dolandan, iftiradan, ahlaksızlıktan uzak duranların… Hülasa Hak, Hakk’a yar olanların yardımcısı olsun…
İdris GÖKALP