HZ. MUHAMMED
İnsanlık güzeline
Ey “kalk ve korkut” emriyle tevhide çağıran
Sabır ve namazla Rabb’inden kuvvet alan
İyinin güzelin mayası oldun yeryüzü toprağında
Yasirler Bilaller doldu Mekke’de direniş saflarına
Doğdun cahiliyenin en kabarık anında
Seninle diriliş suyu yürüdü dünyanın damarlarına
Geldin şaraplar döküldü kadehler kırıldı
Yırtıldı lügatler değişti kelimelerin anlamı
Mümin gönüllere taptaze ümit oldun
Bir dünya batırıp yeni bir dünya doğurdun
Ey örtülere bürünen ayağa kaldırdın iyilikleri
Gün doğuyor çağır bütün sürgün kimlikleri
Daralan göğüsler seninle inşirah buldu
Zulümata gömülen dünya senin nurunla doldu
Vahyin tohumunu ektin kalplere
Maveradan gül muştuları sundun yüreklere
İnsanlık diriliş devriminde O’nu bekledi
Elinde tevhidin baltasıyla tüm putları devireli
Lailahe İllallah alevi sardı bedenini
Zulmü yere serip kaldırdın adaleti
Seninle anlam buldu ölüm ve yaşamak
Bütün dillerde sen, gaye seni anmak
Post başında oturup hep söz söylemedin
Sadece rahmet değil kılıç peygamberiydin
Ordunun en önünde zırhını giymiş komutandın
Bedir, Uhud, Hendek’ten önce Taif’te taşlanandın
Taşlanmak da bir sünnetti insanlara ağır geldi
Ne yazık ki anlatılmamıştı Kur’an’ın Muhammed’i
Yürüyen Kur’an değil sanki bir melektin
Öyle uçurdular ki seni buharlaşıp gitmiştin
Demiştin ki ‘Beni yüceltmeyin, ben de sizin gibi biriyim’
Taşların içinde sadece bir elmas gibiyim
Senin aşkın kalbimde alev alev yükselir
Hediye getirdiğin namaz ümmeti miraca yükseltir
Ey Rasul hicretin bir medeniyet doğurdu
Nice vahşiler seni tanıdıkça adil oldu
Senden habersiz gönüllerin zindandan farkı yok
Seni örnek almayanlarda edep yok ahlak yok
Ya Muhammed sensizlikten kırıldı bir ümmet
Kardeşler birbirine düştü kalbimiz mahzun, yok oldu merhamet
Gönlüm kırık, yaralı bir ceylan gibiyim
Sana hayran, sana âşık deli divaneyim
Veyl bize günlerimiz gafletle geçiyor
Ahlâkını ahlâk edinmeyen ümmetin dünyevileşiyor.
BÜNYAMİN DOĞRUER