Hz. Musa ve Hz. Muhammed’in İzinde: Yahudileşmek Bir İnanç Değil, Bir Sapmadır

Hz. Musa ve Hz. Muhammed’in İzinde: Yahudileşmek Bir İnanç Değil, Bir Sapmadır

Bazı söylemler sinsi bir tuzağın perdesi olur: “Musa Yahudilerin, Muhammed Müslümanların peygamberidir.” Bu ayrım, hakikati gizleyen kirli bir dildir. Hâlbuki Musa Aleyhisselam da Muhammed Aleyhisselatü Vesselam gibi bir İslam peygamberidir. Onlar farklı topluluklara gönderilmiş olsalar da davet ettikleri hakikat birdir: İslam.

Bugün “Yahudilik” dediğimiz şey, Hz. Musa’nın getirdiği hakikatin değil, onun çizgisini bozanların ürettiği bir din-kılığıdır. Firavun’un saltanatını, ayrıcalık düzenini, kutsallıklar üzerinden çıkar devşirenlerin zihniyetini temsil eder. Tevrat’ı araçsallaştırarak dini etnik üstünlük fikrine dönüştüren, imanı imtiyaza çeviren, peygamberin izini değil kavminin kibirini izleyen bir sapmadır Yahudilik. Karikatürlere indirgenmiş hakikat de budur: Musa’yı Firavun’un tahtında oturtmaya çalışmak.

Bugün Gazze’de dökülen kan, yalnızca insanlık dramı değil, bir inanç iflasının aynasıdır. İsrail, zulmünü “Musa adına” işliyormuş gibi bir perdeyle örtüyor. Oysa bu katliamlar Musa Aleyhisselam’a değil, tam aksine ona museli olamamanın bir sonucudur. Zulmün sahibi Musa’ya değil, Firavun’a tabi olandır.

Tarihten ibret almazsak aynı akıbet bizim de yakamıza yapışır. Musa’ya tabi Müslümanların dini nasıl dönüştürüldüyse, Muhammed’e tabi Müslümanların dini de Yahudileşme tehlikesiyle yüz yüzedir. Bugün hâlâ adını İslam koyuyoruz ama bu İslam’ın içinde ne kadar put, ne kadar şirk, ne kadar kutsallaştırılmış kişi, kurum, tarikat, kabile ve mezhep var? Kimin eli cebinde, kimin eli reytingde, kimin eli para kasasında?

Cübbeli cübbesiz hurafe imparatorları, dini pazarlama masasına oturtmuş, rüyasında Peygamber görenle halkı soyup sömüren arasındaki çizgi silinmiş. Mezhebini din sananlar, şeyhini ilahlaştıranlar, kendini Hızır yerine koyan mütekebbirler… Bunlar Ebu Cehil’in modern versiyonlarıdır. Yahudileşme tam da budur: Dini asli hüviyetinden uzaklaştırmak, hakikati gelenekle zehirlemek ve Musa’nın, Muhammed’in getirdiği tevhidi çürütmek.

Bir karikatürden alınacak ders şu olmalıydı: Musa ile Muhammed arasında değil, Musa’ya ve Muhammed’e gerçekten tabi olanlarla olmayanlar arasında fark vardır. Asıl çizgi iman ile imtiyaz arasındadır. Bugün Gazze’nin kanlı aynasında yalnız İsrail değil, biz de görülüyoruz. Zulüm yapan kadar, zulme susan da aynı aynada çırılçıplak. Ve bu ayna bize haykırıyor: Yahudileşme artık Yahudilerin değil, Müslümanların sorunu haline geldi.

Tarih bir hakikati fısıldar: Ne zaman Yahudileşmekten korksak, Yahudiler bizden korkar. Ama ne vakit Yahudileşmeyi içselleştirsek, Yahudiler bizi artık tehdit olarak görmez. Çünkü onlar bilir ki, Yahudileşmiş bir Müslüman, ancak onlara hizmet eder.

Bugün hâlâ “İslam” diyoruz. Ama sormamız gereken şudur: Hangi İslam?

Ve Gazze, bu sorunun cevabını gözyaşıyla yazıyor: Yahudiliğe bakan bizden değil; Museli olamayanlardan…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir