İbrahim Suresi 1. Ayet-i Kerime: Hidayetin Işığında Zulmetten Nura

İbrahim Suresi 1. Ayet-i Kerime: Hidayetin Işığında Zulmetten Nura

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

“Elif, Lâm, Râ. (Bu,) sana, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övgüye layık olan (Allah’ın) yoluna çıkarman için indirdiğimiz bir Kitap’tır.” (İbrahim Suresi, 14:1)

Kur’an-ı Kerim, insanın aklını, kalbini ve ruhunu inşa eden ilahi bir nurdur. İbrahim Suresi’nin bu ilk ayeti, Kur’an’ın gayesini veciz bir şekilde gözler önüne sermektedir: İnsanları zulmetten nura çıkarmak! Bu ayetin manası, kelime kelime düşünüldüğünde dahi, tevhid mücadelesinin özüyle birebir örtüşmektedir. Nitekim, Ehl-i Sünnet tefsirleri de bu ayetin, Allah’ın kullarına olan en büyük rahmeti, yani hidayeti anlatan temel naslardan biri olduğu konusunda hemfikirdir.

Zulmetten Nura: Hakikatin Yolculuğu

İnsan, fıtraten aciz ve muhtaç bir varlıktır. Kendi nefsinin, arzularının, çevresinin ve şeytanın vesveselerinin girdabında kaybolmaya meyillidir. İşte tam da bu yüzden, ilahi bir rehberlik olmadan, hakikati bulmak ve ona tabi olmak neredeyse imkânsızdır. Ayette geçen zulmetler (karanlıklar) kelimesi, çoğul bir ifade olup, sadece maddi anlamda bir karanlığı değil, aynı zamanda şirk, küfür, cehalet, ahlaki sapkınlık ve her türlü dalaleti içine alan geniş bir kavramdır. Ehl-i Sünnet müfessirleri, özellikle Fahreddin er-Râzî, Beydâvî ve İbn Kesîr gibi büyük alimler, bu karanlıkları farklı yorumlarla açıklamışlardır.

Fahreddin er-Râzî, zulmeti, insanın kalbine sinen ve onu hakikate kapatan cehalet ve batıl inanışlar olarak değerlendirirken, İbn Kesîr ise bunu, küfrün ve isyanın getirdiği manevi körlük olarak nitelendirir. Beydâvî ise bu kelimenin her türlü sapkın anlayışı temsil ettiğini ve bunların insanı ilahi hakikatten uzaklaştırdığını ifade eder. Ayetin ikinci bölümünde geçen nûr ise Allah’ın hidayetini, İslam’ı ve Kur’an’ı ifade eder. Bu, tekil olarak zikredilir çünkü hakikat birdir, tevhid tektir, doğru yol tektir.

Hidayetin Kaynağı: Allah’ın İzniyle

Ayette geçen “Rablerinin izniyle” ifadesi, hidayetin yalnızca Allah’ın iradesine bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. İnsan, kendi çabasıyla doğru yolu arasa bile, eğer Allah ona nasip etmezse hidayete erişemez. Nitekim, Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) dahi en sevdiği amcası Ebû Tâlib’i İslam’a girmeye ikna edememiş, bu konuda kendisine şu ayet nazil olmuştur:

“Şüphesiz sen sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah dilediğini hidayete erdirir.” (Kasas, 28:56)

Bu da gösteriyor ki, hidayet tamamen Allah’ın iradesine bağlıdır. Ancak bu, insanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Allah’ın nuru, ona yönelen gönülleri aydınlatır; O’nun yolunu isteyenlere, kapılar ardına kadar açılır.

Güçlü ve Övgüye Layık Olan Allah’ın Yolu

Ayette, Kur’an’ın insanları yönlendirdiği yolun, “Azîz ve Hamîd olan Allah’ın yolu” olduğu belirtilmektedir. Azîz, mutlak kudret sahibi olan, hiçbir gücün karşı koyamayacağı Allah demektir. Hamîd ise övgüye, şükre en layık olan O’dur. Bu iki isim bir arada kullanılarak, hidayet yolunun hem en güçlü hem de en şerefli yol olduğu vurgulanmıştır. İnsan, bu yola girerek kendisini her türlü zillet ve karanlıktan kurtarır, izzetin, hikmetin ve hakikatin ışığına kavuşur.

Sonuç: Hakikatin Nuruyla Aydınlanmak

İbrahim Suresi’nin bu ilk ayeti, Kur’an’ın insanlık için bir rahmet olduğunu, insanları cehaletten, sapkınlıktan, batıldan ve şirkten kurtarıp hakikate yönlendirdiğini anlatan büyük bir mesajdır. Zulmet, hakikatin üzerini örten her şeydir; nur ise hakikatin ta kendisidir. Ehl-i Sünnet müfessirleri, bu ayeti açıklarken, Kur’an’ın insanın aklını ve kalbini aydınlatan bir kandil olduğunu ve onun izinden gidenlerin ebedi kurtuluşa ereceğini beyan etmişlerdir.

Öyleyse, zulmetler içinde yolunu kaybeden insanın en büyük ihtiyacı, ilahi rehberliğe yönelmek, Kur’an’ın nuruyla aydınlanmaktır. Çünkü Kur’an, geçmişi, bugünü ve geleceği kuşatan, hayatın tüm alanlarına rehberlik eden ilahi bir ışık kaynağıdır. Yeter ki ona yönelen kalpler, bu nurla aydınlanmayı dilesin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir