İMAM-I ÂZAM EBÛ HANÎFE’DEN TAVSİYELER
– Hakkı söyleme konusunda sultan dâhil hiç kimseden korkma.
– Tartışma anında korkak olma. Yoksa bildiklerini karıştırırsın, dilin tutulur kalır.
– Çok gülmekten sakın, çünkü o kalbi öldürür. Sakin ve ağırbaşlı ol, kaypak olma.
– Avamın (seviyesiz ve bilgisiz insanların) arasında, sorulmadan rastgele konuşma.
– Avam arasında ne gül, ne de tebessüm et, yılışık olma.
– Gereksiz yere çarşıya, pazara çıkma.
– Olgunluğa erişmemiş yeni yetişmelerle çok konuşma, senli benli olma.
– Şu adinin bayağısı olan dünyayı hep hakir gör, geçici olduğunu aklından çıkarma. Allah katında olanın daha hayırlı ve daha kalıcı olduğunu unutma.
– Dine dâvetin dışında hevâ ve heves ehli ile düşüp kalkma. Oyun oynama. Sövüp sayma.
– Ölümü çokça hatırla.
– Evlilik hayatının tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmedikçe evlenme. Önce ilim talep et, sonra helâl mal kazan, sonra da evlen.
– Gençliğinde hep ilimle uğraş. Çünkü gençlik, gönlün ve zihnin boş ve temiz olduğu andır.
– Gücün yettiği kadar, halktan bahsetmek suretiyle onları aleyhine döndürme. Ya zikirle sus, yahut da konuşurken malayani şeylere girme. Her fuzuli işten kendini dizginle.
– Yolda karşılaştığın her Müslüman’a selam ver. Hayır ehlini sev, şer ehlini de idare et.
– Fakir olsan bile kanaatkârlığını, gönül zenginliğini ortaya koy.
– Eşyalarını rastgele insanlara değil, güvendiğin kişilere teslim et. İşlerini de onlara gördür.
– Cimrilikten sakın. Açgözlü ve yalancı olma. Saçmalama. Her işinde mürüvvetini, insanlığını muhafaza et.
– Seninle istişare edenle sen de istişare et, ancak rastgele insanlarla değil, seni Allah’a yaklaştıracağını bildiğin kişilerle.
– Kazançsız ve azıksız on yıl da kalsan ilimden yüz çevirme. Çünkü ilimden yüz çevirdiğinde maişet derdi, geçim sıkıntısı sana musallat olur.
– Kendini kontrol et, başkalarını gözet ki, ilmin ile hem dünyan hem de ahiretinden yararlanılsın.
– İnsanların hatalarının ardına düşme, aksine onların güzelliklerini gör. Ancak dini konularda hatalarını gördüklerini diğer insanlara bildir ki ondan sakınsınlar ve ona uymasınlar. Bu konuda hiç kimseden çekinme ki, hiç kimse dini bozmaya, bid’atları hortlatmaya cesaret edemesin. Allah bu konuda senin ve dinin yardımcısıdır.
– Bilinmesine ihtiyacın olan şeylere karış cahil kalma, öğrenmek maksadıyla alimlere müracaat ederek bilinmesi gereken şeyleri öğren.
– Halis itikad ve niyetten başka, kalbinden her şeyi çıkar. Bozuk niyetleri terk et. Zira, bütün kötülükler bozuk niyetlerdendir. Allah Teâlâ kişinin doğru niyetine bile sevap verir.
– Gücün yettiğince helalden ye. Çünkü helal lokma, salih amel yaptırır. Ondan husul bulan nutfeden de salih evlat çıkar Haram lokmadan ise bozuk amel ve âsî evlat çıkar.
– İnsanlarda fitne ve fesat çoğalmıştır. Düşmandan ziyade, samimî arkadaşlarından sakın. Dostum bana düşman olabilir diye hazırlıklı ol. Çünkü düşmanların sana günahı işletemezler, günahı irtikâb yolunu gösteremezler Amma, samimî arkadaşın sana kolaylıkla günah işletebilir. Daha sonra bu günah düşmanlığınıza yol açar. Şayet dostun, düşmanın olursa, seni halkın gözünden düşürür.
– Haramdan sakınmak ve emirleri yerine getirmekten ibaret olan takvâyı sermaye yap.
– Sokaklarda, mescidlerde yiyip içme. Yol kenarlarındaki çeşme ve sulardan su içme.
– Yol ortasında oturma, yok illâ da oturacaksan hiç olmazsa mescidlerde otur.
– İpek ve ipek karışımı elbiseleri giyme, ahmaklığa yol açar.
– Her halukârda beyaz, açık renkli elbise giy.
– Her daim Allah’tan kork, emaneti edâ et, seviyeli seviyesiz tüm insanlara nasihat et.
– Hiç kimseyi küçük görme. Kendi vakarını tanıdığın gibi başkalarının vakar ve haysiyetini de tanı.
– Dünyalıklarına ve bulunduğun haline güvenme. Çünkü Allah tüm bunlardan seni hesaba çekecektir. Zahiri duygularını haramdan sakındırdığın gibi, kalbini de harama sirayet edebilecek düşünce ve vesveselerden, bozuk niyetlerden temizle.
– Ezan okunduğunda hemen mescide koş.
– İnsanların sırlarını açığa vurma.
– Allah için, hep göründüğün gibi ol.
– Tartışma kurallarına uymayanlar ve çıkar elde etmek için tartışanlarla tartışma.
– Her kim sana soru sorarsa, sadece sorusuna cevap ver. Meseleyi fazla dağıtma.
– Talebelerine, sanki onlar senin çocuklarınmış gibi eğil ki, onların ilme arzuları artsın.
– Alimleri bulunan bir yere vardığında orada sadece sen varmış havasına bürünme. Halkı etrafına toplayıp çekip çevirmeye kalkışma. Onların hocalarına dil uzatma. Lüzumsuz ve yersiz tartışmalara girme. Delilsiz, kaynaksız konuşma. Onlardan biri imiş gibi ol. Yoksa sana hased ederler.
– Yalnız kaldığında olduğu gibi insanların yanında da Allah’ı zikret.
– Namazlardan sonra kendine ait bir virdin (Allah’ı zikir, şükür, Kuran tilaveti ve duâ) olsun.
– Her ay oruç tutacağın belirli günlerin bulunsun. Bu konuda başkaları seni örnek alsın.
– Mecbur kalmadıkça alışveriş isleri ile uğraşma. Bu işlerini güvendiğin kişilere gördür.
– Kabirleri, ilmi ile amel eden zatları ve mübârek yerleri çokça ziyaret et.
– Allah Teâlânın sana vermiş olduğu mal, rızık ve makamla kanaat et, pek hırslı olma. İnsanoğlu mal, rızık ve makamından dolayı zulmeder. Sen ise bu nimetlerle zulmü ortadan kaldırmaya çalış.
– Kendini insanlardan ihtiyaçsız bırakmak ve çoluk çocuğunun nafakasını elde etmek için çalış. Doğru ve güzel alış veriş yap. Malının ayıbını gizlemek suretiyle milleti aldatma.
– Peygamber aleyhisselâma çok salavat getir. Çünkü bu, O’nun şefaatinin peşin ücretidir.
– Tövbenin en büyüğü (Seyyidü’l istiğfar) istiğfar etmektir.
– Hesapsız olarak kalbî zikir yap. Çünkü, kalbî zikir rûhun hayatıdır.
– Cehaleti terk et. Ölünceye kadar fıkıh ilmi öğren. Çünkü, fıkıh ilmini bilene hadîs-i şerîfte müjde vardır: “Allah Teâlâ kime hayır murad ederse, onu dinde fakih kılar.” Yani, helal haram ilmini güzelce anlar ve ona göre amel eder.
– Bir toplum seni öne geçirmedikçe, ne namazda ne de başka işlerde onların önüne geçme.
– Hocaların için duâ ve istiğfarda bulun.
– Dinde veya dünyada kendisine muhtaç olduğun kimseden başkasıyla arkadaşlık yapma. Muhtaç olduğun kimseye karşı da basîret üzere davran.
– Nefsinden intikam al. Nefsin için kimseden intikam alma. Yani, başkaları hakkında insafla davran. Kimsenin hakkına tecavüz etme, amma kendi hakkından feragat et. Bu, benim ahlakımdır.
– Zâlim sultan ve âmirlerin yanlarında bulunma. Belki onlar senin yanında hak, doğru ve helâl olmayan bir iş yaparlar, sen de onları bunlardan men edemezsin. Sükûtunu gören insanlar onların söz ve hareketlerinin hak, doğru olduğunu sanırlar.
– Çok gülme. Zîrâ çok gülmek kalbini öldürür. Vakarlı bir şekilde yürü. Acele acele, salına salına yürüme. İşlerinde aceleci olma. Konuşurken yüksek konuşma, bağırıp çağırma. Dâimâ kendin için sükûn ve sükûtu seç.
– Münâzara âdâbını bilmeyen ve iddiâlarını delilleri ile ispat edemeyen kimselerle söze girişmekten kaçın.
– Biri arkandan çağırınca ona kulak verme. Çünkü arkalarından ancak hayvanlar çağrılır.
– Konuşurken bağırıp çağırma. Lüzumsuz yere sesini yükseltme. Sakin ve ağırbaşlı ol.
– Allah Teâlânın sana vermiş olduğu mal, rızık ve makamla kanaat et, pek hırslı olma. İnsanoğlu mal, rızık ve makamından dolayı zulmeder. Sen ise bu nimetlerle zulmü ortadan kaldırmaya çalış.
– Her gün Kuran’dan oku. Sevabını Peygamber’e, anana, babana, üstadına ve diğer mü’minlere bağışla. Buna özen göster ve ihmal etme.
– Havf ve recâ arasında amel et. Yani, sıhhatte iken korku ile ümit arasında, vefat zamanında da “Şüphesiz, Rabbim beni affeder” diye Allah Teâlâ hakkında hüsn-ü zan et ve hüsn-ü zan (ümid) üzere ölmeye çalış.
– Malâyânîyi (faydasız iş ve boş sözleri) terket. “Kişinin malâyânîyi terk etmesi, İslâmının güzelliğindendir.” İnsan ne kadar Müslüman olursa, o ölçüde malâyânîyi terk eder.
– Elbisen temiz ve yeni olsun. Kendine iyi bir binek seç. Bol bol güzel kokular kullan. Kendine, özel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar zaman ayır.
– İnsanları hatalarından dolayı uyarırken fazla kınama. Zira bu durum onların pişmanlık duygularını yıpratıp hatalarından dönme ihtimalini azaltır. İnsanları bizzat kendin terbiye etmeye kalkışma ki onlar nezdindeki saygınlığına zarar gelmesin.
– Herhangi bir sebeple, insanlarla aynı mecliste bulunmak veya aynı mescitte bir araya gelmek durumunda kalır da kendi görüşlerine aykırı fikirlerle karşılaşırsan, onlarla tartışmayı sen başlatma. Fakat görüşlerini sorarlarsa önce onların benimsediği görüşleri beyan eder; sonra da bu konuda başka görüşler de vardır, diyerek bunları ispatlamaya çalışırsın. Eğer sana kulak verirlerse senin kadrini bilirler. Seninle aynı görüşü paylaşmayan kimselere böyle bir nebze bilgi ver ki, onun üzerinde düşünsünler. Onları daima açık bilgilere dayanarak ikna etmeye çalış, sakın akıllarının ermeyeceği derin bilgilerle onları ikna etmeye çalışma.
– Eşinin (hanımının) yanında yabancı kadınlardan konuşma. Sen başka kadınlardan bahsedince o da yabancı erkeklerden söz etmek hakkını kendinde bulur.
– Halktan veya emrin altında çalışanlardan biriyle münâkaşa etme. Çünkü böyleleri ile münâkaşa, itibârını giderir.
– Komşundan gördüğün nâhoş halleri ört. Çünkü sır sana emânettir. İnsanların gizli taraflarını açma.
– Önce ilim tahsîl et. Sonra helâlından mal ve servet edin. Ondan sonra evlen. Çünkü tahsil zamânında hayâtını da kazanmak istersen ikisini bir arada yürütemez, tahsîlini noksan bırakırsın. İlim tahsîlinden önce edineceğin servet ise seni dünyâ ile uğraşmaya, hizmetçiler tutmaya teşvik eder. Bu sûretle vaktin boşa gider. Çoluk-çocuğun olur. Nüfûsun artar, onların ihtiyâcını temine çalışırken ilmi bırakırsın. Gençliğinin kuvvetli, gönlünün âsûde, rahat, kafanın zinde zamânında ilim tahsîli ile uğraş. Sonra mal ve mülk toplamaya çalış. Zîrâ evlat ve ıyâlin bakmakla yükümlü olanların çoğalması zihni karıştırır.
– Makam peşinde koşan, halk arasındaki meselelere dalan ve bu sûretle kendilerine menfaat sağlamak isteyenlerin sözlerine ve aralarına karışma. Çünkü onlar bu hususta seni haklı bilseler dahi sözlerine de önem vermezler. Şarlatanlıkları ile seni susturmak ve utandırmak isterler.
– Bütün işlerde insanlığını koru. Güzel huylu ol. İnsanları incitmekten kaçın. Her zaman her yerde temiz elbise giy. Dünyâya rağbet ve hırsı azaltarak nefsini temizle. Dünyâ sevgisini içinden at. Kalbin temiz olsun.
– Bu öğütlerime sarıl ki, Allah’ın izni ile önünde sonunda ondan faydalanasın. Beni de duândan unutma. Ben ancak senin ve Müslümanların maslahatları, yararlanmaları için bu tavsiyeleri yaptım.
Ebû Hanîfe’nin İmam-ı Ebu Yusuf’un yazdığı “Kitabü’l Haraç”ta geçen nasihatleri.