İnsan, Fıtrat ve Çevre Meselemiz
Prof. Dr. Orhan Kural
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi
Türkiye Gezginler Kulübü (Derneği) Başkanı
Evlerin önünde bol kimyasal içeren su ile dolu havuzlar, senede bir ay bile kullanılmayan yazlık evler, koylarda demirli lüks yatlar, Sürekli reklamların ışıltısı ile beslenen mücevher ve pırlantalı yüzük siparişleri…
Üretimi için onlarca masum hayvanın canlı öldürüldüğü kürkler,
Çok odalı evler, lüks otellerde havuz başında timsah gibi tembel tembel uzanılan tatiller…
Unutmayın, yıllarca kocaman misafir odalarını kapalı tuttuk.
Fonksiyonlarını bilmediğimiz ama her yıl yenilenen cep telefonları,
Çeşit çeşit havalı arabalar, kocaman jipler,
Belki de hiç kullanılmadan raflarda bekleyen boy boy mutfak robotları,
Her sene değişen mobilyalar,
Gardırop dolusu birçoğu unutulup giyilmeyen kıyafetler…
Yetmiş parçalı yemek takımları, (acaba o kadar misafirler birlikte gelir mi ki?)
Markalı altın saatler, oysaki tüm saatler aynı zamanı gösterir…
Dinimiz, gösterişe “Hayır.” der.
“Allah israf edeni sevmez.” (A’raf, 7/31)
Peygamber Efendimiz (sas) tabağını ekmekle sıyırırdı.
Medine Merkezli, her yöne 30 kilometre kurdun, kuşun, çiçeğin korunduğu milli park ilan edilmiştir.
Sonra geleneklerimiz!
Annem bana “Tabağında yemek bırakma oğlum.” derdi.
Köylümüz tarlasını ekerken sağa sola kuşlar için tohum atardı.
Yere düşen ekmeği alıp öperdik. Bulamayanlara “bir saygı” idi bu!
Acaba kıyametin işareti nedir?
Yağma yok!
Masum suçsuz hayvanları, insanlar seyretsin diye hayvanat bahçelerine attınız!
Yunus balıklarının yüzlercesini öldürüp birkaçını ufacık havuzlarda birer oyuncak yaptınız!
Sirklerde insanlar eğlensin diye hayvanları istismar ettiniz!
Ayıları şartlı refleks kazanmaları için müzik eşliğinde kızgın saçlarda yürüttünüz!
Acımasız avcılar hayvanları en son teknoloji ile aldatıp son beyaz zürafayı bile öldürüp gururlanınca, diğer yandan Avustralya’da develer vurulurken sesiniz hiç ama hiç çıkmadı!
Yağma yok!
Suudi Kralı beş özel jeti ile Tayland’a tatile gitti.
Birleşik Arap Emirleri dişleri ağrıyınca özel uçakları ile Londra’daki dişçilerine uçtu.
Fakirlere yardım edeceğinize, altı yıldızlı lüks otellerde en az yarısı çöpe giden çoğu oruç tutmayan zenginlere iftar yemekleri verip “şov” yaptınız.
Sosyal medyada küstahça “gurme ve yemek” resimlerini şımarıkça paylaştınız.
Alışveriş merkezlerinde 3 bin dolara basın eşliğinde çantalar alındı.
Yüzsüz bir adam tuzu omzundan akıtıp altın suyunda biftek kızarttı, bin dolar ödeyip bir masum hayvanın etini zevkle yediniz.
Canlı canlı ıstakozlar kaynar suya atıldı! 22 bin kişi günde açlıktan ölürken!
Doların yeşilini, doğanın yeşiline hep tercih ettiniz!
Zavallı bir boğayı adım adım işkence ile öldüren zalim matadorları ayakta alkışladınız.
Manzara ve betonlaşma adına asırlık ağaçlar bir bir kesildi!
Oscar töreninde binlerce dolara mal olan elbiseleri ile kırmızı halıda züppece yürüyenleri hayranlıkla seyrettiniz!
Reklam ve dizilerle kandırıldınız!
İçki masalarında entel takıldınız! Hep konuştunuz ama “uygulaması” olmadı.
Sonra doğa, intikam için insanlığa ceza ve bir ihtar vermek üzere harekete geçti.
Bir virüs: Covid-19 ortaya çıktı.
Tüm dünyada hareket durdu!
Korktunuz,
Aylarca evlere kapandınız.
Gençler bile korkuyor!
Binlerce tıp doktoru kesin bir çare bulamadı.
Bu virüs herkesten daha akıllı idi.
Kolonyalar, yiyecekler, maskeler, eldivenler, un ile makarnalar kapışıldı.
Uçaklar havalanamadı, oteller kapılarına kilit vurdu.
İş yerleri kapandı,
Herkes evine kapandı.
Uzaktan eğitim denendi.
Yağma yok!
Korktunuz değil mi?
Bu arada doğa kendini toparlamaya başladı, hava kirliliği azaldı, yıldızları seçebildik. Venedik kanallarında balıklar görüldü.
Virüs, sınıf ve varlık ayırımı yapmadı. Vergi vermeden milyarlar kazanan futbolcu ile ünlü aktörler, din adamları, devlet liderleri, prensler de virüs kaptı. Kasalarındaki milyarları, en nadir mücevherleri, uçsuz bucaksız arazileri bu kez işe yaramadı. On bin dolar değerindeki ayakkabılarını giyemediler. Evlerinde sadece pijama ile dolaştılar.
Futbol zengini Ronaldo hemen özel bir ada alıp oraya kaçtı.
Yağma yok!
Aşısı bulunsun diye milyarlarca doları bağışladınız.
Ama o ufacık virüs bir bakıma ekolojiyi ve masumları temsil ediyordu, teslim olmadı.
Korktunuz!
Bir süre sonra insanlar elbette virüsle yaşamayı öğrenip rutin hayatlarına dönecekler.
Maalesef, insan çabuk unutur. İki dünya savaşında milyonlarca insan hiç uğruna öldü. Ama savaşlar bugün de tüm hızı ile devam ediyor.
Yine tüketecekler, yine birer tüketim mabedi olan sağlıksız AVM’lere koşup habire gereksiz satın alacaklar, Yine günde 22 bin kişi açlıktan titreyerek ölecek!
Bir kesim hiç ama hiç akıllanmayacak. Ama belki bazıları az ile mutlu yaşamanın mümkün olacağını anlamış olacak.
Elindeki fazlalarını şimdiden paylaşacak, bol seyahat edecek, belki de karavanlarda yaşayacak.
Hz. Ömer, yamalı kıyafetle gezerdi, sarayları yoktu.
Bazıları da anlayacak ki tüm servet bir anda koca bir sıfır!
Onlarca yan yana 0 koyun, başına 1 koymadıkça bir anlam ifade etmez!
En sevdiğim hayvan sümüklü böcektir.
Çünkü “iz” bırakır.
Lütfen “iz” bırakın.
Mutluluğu ufak detaylarda bulun!