İSLAMDA ÖFKE KONTROLÜ
Normal olan öfke şu veya bu tarzda hareket ihtiyacımızın engellenmesi sonucu ortaya çıkar.
Bir bebeğin kollarını tutun, onu, bir müddet hareketsiz bırakın, çok geçmeden, onun size karşı koymaya çalıştığını, ellerini kollarını kurtarmak için çırpındığını, bunda başarılı olamazsa, kızarak çığlık attığını göreceksiniz…işte bu ”öfke” halidir…
Öfke , insanlarda savunma içgüdüsünden kaynaklanan, bir duygu olup, yaşamımızı zorlaştıran, hürriyetimizi tehdit eden engellerin kaldırılması yönünde bizi harekete geçiren bir psikolojik iticidir…
Öfke , insanın en güçlü olduğu andır, çünkü, bütün yedek kuvvetlerin harekete geçtiği an, öfke anıdır…Öfke anında bir kişi, bir grup insana saldırmaktan çekinmez..Hasta yatağında, halsiz bir şekilde yatan bir hasta, eğer öfkelenirse, şaşılacak bir enerji ile ayağa kalkabilir…
Öfke , insanların faydası için yaratılmıştır, lakin, bu duygumuzuda eğitmeye ifrat ve tefritten kurtarmaya mecmuruz..
Yüce dinimiz, müslümanların ”öfkelerini kontrol” etmelerini ister.. ve Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyururlar..
”Öfkelenmesi icabeden yerde , kızgınlığını yenen kişinin, Yüce Allah, kıyamet gününde, kalbini kendi rızası ile doldurur”
İslam dininde , Allah ve resulünün koyduğu ölçüler dahilinde, sırf Allah rızası için tezahür ederse, öfke güzeldir…Aksi halde, şahsi çıkar ve ihtiraslar için yapılan öfke gösterileri çirkindir…
İnsanoğlunun en çok ihtiyaç hissettiği şey huzur ve güvendir. “İslam” kelimesinde de bu vardır. Oysa son zamanlarda toplumumuzda şiddetin yaygınlaştığını görüyor ve de izliyoruz Bu durum hepimizi yakından üzmektedir.
Öfke doğal bir duygudur. Yaratılışımızda var olan bu duygunun tamamen yok edilmesi mümkün değildir. Ama mutlaka kontrol edilmesi gerekir.
İslam terbiyesini taşıyan bir insan, öfkesine sabretmeyi öğrenmesi gerekir. Peygamber efendimiz sav “En kuvvetli pehlivan öfkesini yenendir” buyuruyor. Yumuşak huylu hoşgörülü, affedici özür dilemeyi bilen insanlar dünyada ve ahirette kurtulanlardan olacaktır.
Aile çatışmalarının çoğu öfkenin sonucudur. Öfke öyle bir ateştir ki; ne eşler arasında ne evlad ile ana-baba arasında ne akrabalar arasında ve ne de komşular arasında huzur bırakır.
Hızla yayılan bir yangın gibi bütün ilişkileri koparır insanlar arasında bir gerginlik oluşturur ve telafisi güç zararlar açar. Atalarımız “Öfkeyle kalkan zararla oturur” diye boşuna söylememişlerdir.
Şiddeti ve öfkeyi bir kahramanlık olarak göstermek kesinlikle yanlıştır. Çünkü güçlü ve kendine güvenen insanlar sakin, acizlik içerisinde olanlar ise öfkeye meyillidir. Hasta, yorgun ve sıkıntılı zamanlarda daha çabuk öfkelenmemiz bunun kanıtıdır.
O halde ilişkilerimizi koparan, bize iki dünyada da pişman olabileceğimiz şeyleri yaptıran ve toplumda huzur bırakmayan bu hastalığa karşı ne yapmalıyız?
Her şeyden evvel bir imtihanda olduğumuzu unutmadan öfkenin panzehiri olan sabrı harekete geçirmeliyiz. Sabırlı ve olgun insanların Kur’an-ı Kerimde övülüp, cenneti kazandıklarını düşünmeliyiz.
“Her kim de sabreder ve bağışlarsa, işte bu elbette azmedilecek işlerdendir” ayeti ve bu manada ki bir çok ayet öfkesini yenmenin büyüklük ve takva olduğunu bilmeliyiz.
Hz Ömer (ra) kendisine haksız yere hakaret eden birine “Vallahi elimle de dilimle de sana karşılık verebilecek durumdayım Ama ben Müslüman oldum eskisi gibi her aklıma geleni söyleyemem her aklıma gelenide yapamam Ben Allah’a ve ahiret gününe inandım Hesap vereceğimi biliyorum böyle olmasa işler farklı olurdu” demek suretiyle, haklı bile olsa kavgadan vazgeçene cennetten köşk verileceğini müjdeleyen peygamber (sav) e uymuştur.
İslamdan önce öfkeli ve hırçın bir ahlakı olan Hz Ömer’i İslamiyet son derece sabırlı, affedici, merhametli ve adaletli bir hale getirmiştir O halde hepimiz inancımızın ahlakımıza ne derece etki ettiğini düşünmeliyiz.
Öfkenin kendisi bir kötülük ateşi olması yanında bir çok kötülüğünde sebebidir Kavga küslük, kin, intikam, gıybet, ayıplama, kötü söz ve hareketlere sebep olduğu gibi bütün insani ilişkileri de bitirir, dostluğu ve güveni yok eder.
O halde bu öfke ateşini sabırla kontrol etmeli ilimle söndürmeliyiz Dua ile devamlı kılmalıyız Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şeriflerdeki övülen ve cennetle müjdelenenlerin öfkesini yenen ve affedenler olduğunu sık sık hatırlamalıyız.
Rabbim cümlemizi öfkesini yenenlerden eylesin