Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk Adlı Eserinin Özeti
1. Nutuk’un Yazılış Amacı ve Tarihî Önemi
Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk adlı eseri, sadece bir hatırat değil; bir milletin varoluş mücadelesinin, bir devletin kuruluşunun ve bir inkılap sürecinin belgelerle anlatılmış kronolojik tarihidir. 1919 yılında Samsun’a çıkarak başlatılan Kurtuluş Savaşı’nın sebeplerini, gelişimini ve sonucunu, ardından gelen inkılapları anlatan bu eser, aynı zamanda Atatürk’ün kendi kuşağına ve gelecek nesillere bıraktığı bir vasiyet gibidir.
Atatürk, Nutuk’u kaleme alırken yalnızca bir savaşın değil, aynı zamanda fikirlerin, ideallerin ve millet egemenliğine dayanan yeni bir rejimin inşasının da muhasebesini yapmıştır. Eser, Türk milletine hesap verme amacı taşıdığı gibi, inkılapların nedenlerini açıklama ve geleceğe ışık tutma gayesi de gütmektedir.
2. Osmanlı Devleti’nin Durumu ve Samsun’a Çıkış (1919)
Nutuk’un başında, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu hazin duruma dikkat çekilir. Atatürk, Osmanlı Devleti’nin, I. Dünya Savaşı sonrasında fiilen bitmiş, orduları dağıtılmış, toprakları işgal altına alınmış ve milletin yok olma tehlikesiyle yüz yüze kaldığını belirtir. Saray ve hükümet ise acz içindedir; halk yılgındır, çaresizdir.
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktığında, Türk milletini kurtaracak tek gücün “milletin kendisi” olduğuna inanıyordu. İstanbul Hükümeti ve Padişah, İngilizlerin güdümünde hareket etmekteydi. Mustafa Kemal, Anadolu’da milli bir direnişin örgütlenmesi gerektiğine karar verdi.
3. Amasya Genelgesi ve Millî Mücadelenin Temelleri
22 Haziran 1919’da yayımlanan Amasya Genelgesi ile kurtuluş mücadelesinin esasları açıkça ilan edildi. “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” cümlesi, milli egemenlik ilkesinin temelidir. Erzurum ve Sivas Kongreleri ile bu hareket hem halkın hem de Anadolu’nun dört bir yanından gelen temsilcilerin desteğini alarak büyümüştür.
Atatürk, İstanbul Hükümeti’nin ve işgalci devletlerin baskılarına rağmen bu kongrelerde “Manda ve himaye kabul olunamaz” ilkesini kesin biçimde savunmuş, halkın iradesine dayalı bir yönetim anlayışının yerleşmesini hedeflemiştir.
4. Temsil Heyeti ve Ankara’ya Gidiş
Sivas Kongresi sonrasında oluşturulan Temsil Heyeti, Anadolu’daki en yüksek otorite haline geldi. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Heyet, burada çalışmalara başladı. Ankara, coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle yeni yönetimin merkezi olmuştur. İstanbul’daki meclisin işlevsiz hale getirilmesinden sonra, Misak-ı Millî kararlarının kabul edilmesi üzerine Meclis-i Mebusan kapatılmış, işgal başlamış ve Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması kararlaştırılmıştır.
5. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Açılması (23 Nisan 1920)
23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılması, millet egemenliğine dayalı yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. TBMM, hem yasama hem yürütme yetkisine sahip bir meclisti ve kurtuluş mücadelesini yönetme yetkisini halktan almıştır. Atatürk, Nutuk’ta TBMM’nin kuruluşunu, halkın kendi kaderine sahip çıktığı büyük bir devrim olarak nitelendirir.
6. Sevr Antlaşması ve İşgalci Devletlerle Mücadele
Nutuk’ta Sevr Antlaşması, Türk milletine dayatılmış bir esaret belgesi olarak tanıtılır. İstanbul Hükümeti bu antlaşmayı onaylamış, ancak TBMM bu antlaşmayı reddetmiş ve yok hükmünde saymıştır. Türk milleti, Sevr’in uygulanmasına izin vermeyecek bir irade göstermiştir. Bu bağlamda Nutuk, Sevr Antlaşması’nı bir “yıkım projesi” olarak tanımlarken, milletin bunu topyekûn reddetmesini özgürlük bilincinin uyanışı olarak yorumlar.
7. Düzenli Ordu Kurulması ve İç İsyanlar
Milli Mücadele’nin en çetin safhalarından biri, iç isyanlarla uğraşıldığı dönemdir. Kuvayı Milliye başlangıçta halkın silahlı direnişini temsil etmişse de, zamanla düzensizlik ve disiplinsizlik sorunları yaşanmış; TBMM’nin otoritesine karşı çıkan isyanlar patlak vermiştir. Çerkez Ethem, Anzavur Ayaklanması gibi olaylar Nutuk’ta ayrıntılı olarak ele alınır. Atatürk, bu isyanların arkasında İngiliz parmağı olduğunu ve merkezi otoriteyi zayıflatmak için çıkarıldıklarını belirtir.
Bu dönemde düzenli ordunun kurulması zorunlu hale gelmiş ve bu ordu, iç isyanları bastırmakla birlikte dış düşmanlara karşı da mücadele etmiştir.
8. İnönü, Sakarya ve Büyük Taarruz Zaferleri
Nutuk’ta askeri safha, detaylı şekilde yer almaktadır. I. ve II. İnönü Savaşları, Türk ordusunun moral bulduğu savaşlardır. Ardından gelen Sakarya Meydan Muharebesi, 22 gün süren ve düşmanın ilerlemesini durduran bir zafer olmuştur. Atatürk, bu zaferin ardından “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır.” emrini vererek yeni bir stratejik anlayışı benimsetmiştir.
1922’de başlayan Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Yunan kuvvetleri kesin olarak mağlup edilmiş, Türk toprakları düşmandan temizlenmiştir. Bu zafer, Misak-ı Millî hedeflerinin hayata geçirileceği Lozan sürecinin önünü açmıştır.
9. Saltanatın Kaldırılması ve Cumhuriyetin İlanı
Nutuk’un önemli bölümlerinden biri, 1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılmasına ayrılmıştır. Atatürk, hilafetle saltanatın birbirinden ayrılmasını savunmuş, böylece İstanbul’daki saray otoritesine son verilmiştir. 29 Ekim 1923’te ise Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiş, halkın kendi yöneticilerini seçtiği yeni bir rejim kurulmuştur.
10. Halifeliğin Kaldırılması ve Laiklik Yolunda Reformlar
Mustafa Kemal, halifeliği de bir egemenlik kurumu olarak görmüş ve bu makamın meclis iradesine aykırı olduğunu savunmuştur. 3 Mart 1924’te halifelik kaldırılmış, Osmanlı hanedanı yurt dışına çıkarılmıştır. Ardından gelen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim birleştirilmiş, Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırılmış, çağdaşlaşma yönünde dev adımlar atılmıştır.
Nutuk, bu reformları, çağdaş ve bağımsız bir devletin temel taşları olarak sunar.
11. Atatürk’ün Eleştirdiği İsimler ve Parti İçi Muhalefet
Nutuk’un belki de en çok dikkat çeken kısmı, Atatürk’ün bazı şahıslara yönelttiği sert eleştirilerdir. Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Refet Bele gibi Milli Mücadele kahramanları; Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurarak Atatürk’ün inkılaplarına karşı bir tehdit oluşturmuşlardır. Atatürk, bu kişileri “gerici unsurlar” olarak nitelendirir.
Nutuk’ta Şeyh Said İsyanı, İzmir Suikastı gibi Cumhuriyet’e karşı gelişen olaylar da anlatılır ve Atatürk bu olayların arkasında geçmişe özlem duyan, hilafet ve saltanat yanlısı gerici çevreleri suçlar.
12. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi
Nutuk’un sonunda yer alan “Gençliğe Hitabe”, Türk gençliğine bir vasiyet ve uyarı metnidir. Atatürk, Cumhuriyetin tehlikeye girebileceğini, hatta bir gün yöneticilerin gaflet içinde olabileceğini vurgular. Ancak bu gibi durumlarda dahi Türk gençliğinin görevinin, Cumhuriyet’i her şartta korumak olduğunu bildirir. “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” cümlesiyle hitaben son bulur.
Sonuç
Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk adlı eseri, yalnızca geçmişin bir muhasebesi değil, aynı zamanda geleceğe dönük bir rehberdir. Tarihi belgelere dayanarak yazılan bu eser, Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi şartlar altında kurulduğunu, hangi fedakârlıklarla var olduğunu ve ne tür düşmanlıklarla mücadele edildiğini ortaya koymaktadır.
Nutuk’un en büyük mesajı, millet egemenliği, akıl ve bilim yoluyla ilerlemenin ancak çağdaş bir eğitimle ve kararlı bir duruşla mümkün olduğudur. Atatürk’ün millî mücadeleyi yalnızca savaş meydanlarında değil, zihinlerde ve kalplerde de verdiği bu eserde açıkça görülmektedir. O yüzden Nutuk, her Türk gencinin, her vatandaşın başucu kitabı olmalı; geçmişe ışık tutarken, geleceğe yön vermelidir.