“Neden Bütün Peygamberler Orta Doğu’dan?” Sorusuna Reddiye

“Neden Bütün Peygamberler Orta Doğu’dan?” Sorusuna Reddiye

Birçok insan, “Neden bütün peygamberler Orta Doğu’dan çıkmıştır?” sorusunu zaman zaman dile getirmekte. Bu sorunun ortaya atılması, kimi zaman iyi niyetli bir öğrenme arzusu içerirken, kimi zaman İslam’a eleştirel bir perspektiften yaklaşanların ellerinde ofansif bir argümana dönüşebiliyor. Sosyal medyada da sıkça dolaşan ve sanki peygamberlerin sadece Orta Doğu’dan geldiğini iddia eden görseller, bu soruyu daha yaygın hale getirdi. Bu yazıda bu sorunun arka planını, İslam’ın peygamberlik anlayışını ve Kur’an’da geçen ayetlerin bu soruya nasıl cevap verdiğini ele alacağız.

1. Kur’an’da Tüm Peygamberlerin Adı Geçmemektedir

Kur’an’da geçen Nisa Suresi 164. ayet ve Mü’min Suresi 78. ayet, tüm peygamberlerin isimlerinin Kur’an’da yer almadığını açıkça ifade eder. Nisa Suresi’nde “Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık,” denilerek peygamberlerin tamamının Kur’an’da zikredilmediği belirtilmiştir. Mü’min Suresi’nde ise “Onlardan sana kıssalarını anlattığımız kimseler de var, durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler de var,” ifadesiyle yine Kur’an’da adı geçmeyen peygamberlerin varlığına işaret edilmiştir.

Bu ayetler açıkça göstermektedir ki, İslam peygamberlerin yalnızca Orta Doğu’dan geldiği iddiasını savunmamaktadır. Bilakis, Kur’an’da adı geçen peygamberler haricinde başka coğrafyalarda da peygamberlerin gönderildiği vurgulanmıştır.

2. İslam’a Göre Her Coğrafyaya Peygamber Gönderilmiştir

Fatır Suresi 24. ayet de Allah’ın her millete bir peygamber gönderdiğini ifade eder: “Hiçbir ümmet yoktur ki, içlerinden bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.” Bu ayetin iniş döneminde, Arabistan’daki insanlar dünyanın sadece Orta Doğu’dan ibaret olmadığını biliyordu; uzaklarda pek çok başka ülke olduğunun farkındaydılar. Dolayısıyla, her ümmete peygamber gönderildiğine dair bir inanca sahiptiler.

Ayrıca Yunus Suresi 74. ayet, peygamberlerin kavimlerine gönderildiğini ifade ederken Orta Doğu dışındaki halkların da var olduğunu ve oralara da peygamberlerin gitmiş olabileceğini ima eder. Yani, Kur’an’ın peygamber listesi vermek gibi bir amacı yoktur; asıl amaç, mesajın evrensel oluşuna işaret etmek ve peygamber kıssalarını eğitim aracı olarak kullanmaktır.

3. Kur’an’da Orta Doğu Peygamberlerinin Örnek Alınmasının Sebebi Eğitimdir

Kur’an, 23 yılda peyderpey nazil olan bir kitaptır ve hitap ettiği dönemin toplumunu eğitmek gibi bir amacı vardır. Bu amaç doğrultusunda Kur’an’da kıssa anlatımları, peygamberlerin kronolojik sıraları veya soy ağaçları üzerinde değil, bu peygamberlerin yaşadıkları olaylar ve verdikleri dersler üzerinden yürütülür. Peygamberlerin anlatıları, doğrudan muhataplarına hitap eden bir eğitim aracı olarak kullanılır. Arap yarımadasında yaşayan birinin, tanımadığı uzak diyarlardan örnekler verilmesi, anlatıların etkisini azaltacak ve muhataplarının idraki dışında kalacaktı. Bu nedenle, anlatılar bilinen coğrafyalardan seçilmiş, ama tüm insanlığa yönelik evrensel mesajlar içerilmiştir.

4. Tarihsel Veri Eksikliği, Her Coğrafyada Peygamber Gösterilmesini Engeller

Geçmiş toplumların tarihî kaynakları oldukça sınırlıdır. Çok eski dönemlere ait biyografik bilgiler nadirdir ve çoğu zaman mitlerle iç içe geçmiştir. Örneğin, M.Ö. 1200 yılında Norveç’te veya Amerika kıtasında yaşamış bir kimse hakkında bilgi yoktur. Sokrates’in tam bir biyografisinin yazılamaması veya Konfüçyus’un hayatına dair net bilgiler olmaması gibi durumlar, bu çağlarda peygamberlik gibi meseleleri somut bir tarihî veri ile desteklemeyi zorlaştırır. Bu nedenle, Kur’an’da tüm coğrafyalardan peygamberlerin biyografilerinin bulunmaması, tarihsel veri yetersizliğinin doğal bir sonucudur. Dolayısıyla tarihsel veri yetersizliği  buralara Peygamber gönderilmediği anlamına gelmez.

5. Tüm Dünyada Ortak Dinî Anlatılar İslam’ın Evrenselliğine İşaret Eder

Dünyadaki farklı coğrafyalarda, birbiriyle iletişim kurmamış topluluklarda bile ortak dinî temaların bulunması, İslam’ın Hz. Adem’den beri var olduğu inancını destekler. Tufan anlatısı, yaratıcı ilah kavramı, cennet-cehennem tasvirleri, sırat köprüsü gibi anlatılar, Maya mitlerinden Norveç ve Türk mitlerine kadar geniş bir alanda görülür. Bu ortak motifler, İslam’ın evrensel ve tüm insanlık tarihi boyunca var olan bir öğreti olduğu iddiasıyla uyumludur.

İslam’ın İç Tutarlılığı ve Eleştiriler

Eleştirilerden bazıları, Kur’an’ın peygamberleri yalnızca Orta Doğu ile sınırlı tuttuğu veya coğrafyaların peygamberlik deneyimleri arasında tutarsızlıklar içerdiği iddiasına dayanmaktadır. Oysa, bu argümanların eksik veya yanlış bilgilere dayandığı açıktır. İslam’ın kendi öğretisi içinde bir iç tutarsızlık göstermediği ve her topluma peygamber gönderildiği inancını açıkça ifade ettiği anlaşılmaktadır.

Eleştirenler, tarihî verilere dayalı bir tutarsızlık iddiasında bulunsalar dahi, mevcut veri eksikliğinden dolayı bu argümanlarını destekleyecek somut örnekler sunmaları imkansızdır. İslam, peygamberlerin tüm insanlığa gönderildiğini savunurken, tarihî ve coğrafi veri yetersizliği sebebiyle her peygamberin hangi topluma geldiği gibi ayrıntıları sunmaz. Dolayısıyla, eleştiriler genellikle sağlıklı bir tartışma zemininden yoksundur.

Sonuç

İslam’a göre tüm peygamberler Orta Doğu’dan gelmemiştir ve Kur’an bu konuda açık ve net bir tavır sergilemiştir. Kur’an’da sadece belli peygamberlerin isimlerinin geçmesi, tüm peygamberlerin Orta Doğu’dan geldiği anlamına gelmez. Ayrıca Kur’an’ın amacı, peygamberleri biyografik olarak tanıtmak değil, eğitici mesajlar vermektir. İslam’ın evrensel ve Hz. Adem’den beri var olan bir din olduğu iddiası, tüm dünyada birbirine benzer dinî anlatıların bulunmasıyla desteklenmektedir. Bu ortak anlatılar, İslam’ın peygamberlerin tüm insanlık boyunca gönderildiği öğreti ile uyumludur.

Eleştirilerin aksine, İslam’ın bu konuda bir iç tutarsızlık barındırmadığı, bilakis farklı toplumların tarihî gelişiminde bir açıklığa işaret ettiği ortadadır. Her topluma peygamber gönderildiği inancı, Kur’an’ın evrenselliğini ve İslam’ın bir mesaj olarak tüm insanlığa yönelik olduğunu vurgular.

Bu makale, dile getirdiğiniz tüm temel argümanları ele alarak İslami perspektiften konuya kapsamlı bir açıklık kazandırmayı amaçlamaktadır.

One thought on ““Neden Bütün Peygamberler Orta Doğu’dan?” Sorusuna Reddiye

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir