Özü Gür Olmak

Özü Gür Olmak

İnsan, görünüşüyle değil özüyle kıymet bulur. Nice kimseler vardır ki sesi yüksek, sözü gürdür; fakat kalbi suskun, ruhu sönüktür. Asıl gürlük; sesin değil, özün gür olmasıdır. Çünkü Rabbimiz, insanı dışıyla değil içiyle değerlendirir. Allah katında kalplerin samimiyeti, niyetlerin temizliği esastır.

Özü gür olmak, rüzgârın savuramadığı bir dağ gibi dimdik durmaktır. Kalabalıkların alkışına aldanmamak, nefse ve şeytanın fısıltılarına karşı vakur kalmaktır. Hak için yaşamak, hak için susmak, hak için konuşmaktır.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, Birr, 33)

İşte özü gür olan insan; kalbi Allah’a dönük, sözü hikmetli, ahlâkı Kur’an ile süslü olandır. Kalbinin kuytularında kibir değil tevazu, haset değil dua, kin değil merhamet barındırandır. Çünkü bilir ki, dünyada sözü gür olanlar değil, özü gür olanlar kazanır.

Zaman, insanın özünü ortaya çıkaran bir aynadır. İmtihanlarla içimizde ne taşıdığımız meydana çıkar. Mallar, makamlar, şöhretler bir gün elden gider. Geriye sadece öz kalır. Özün gürse, sen varsın. Özün cılızsa, görünür olsan da hakikatte yoksun.

Özü gür olmak, Hz. Ebu Bekir’in sadakati, Hz. Ömer’in adaleti, Hz. Osman’ın hayâsı, Hz. Ali’nin ilmiyle büyümektir. Sözlerin değil, amellerin şahididir buna. İnsanların övgüsünden değil, Allah’ın rızasından medet ummaktır.

Kalbinin kapısını aç, bak bakalım: İçinde gerçekten Allah’ın hoşnut olacağı bir öz taşıyor musun? Özü gür olanlar, Rabbinin huzuruna alnı açık, kalbi tertemiz çıkanlardır.

Ve unutma, dünya bir gün susacak… O zaman özün konuşacak. Gür mü, cılız mı? O gün belli olacak.

Rabbim bizi kalbi temiz, özü gür kullarından eylesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir