Pozantı ilçesinin Tarihçesi

Pozantı İlçesinin Tarihçesi

Pozantı, Adana’nın bir ilçesi olup, tarih boyunca stratejik konumuyla dikkat çekmiştir. Toros Dağları’nın geçitlerinde bulunan bu ilçe, hem ticaret yollarının hem de askeri yolların kesiştiği bir noktadadır. Tarihi çok eskiye dayanan Pozantı, Hititler, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi pek çok medeniyetin hakimiyetinde kalmıştır. Bu medeniyetler, bölgenin stratejik önemini fark edip Pozantı’da askeri ve ticari noktalar kurmuşlardır.

Roma ve Bizans dönemlerinde “Pendonsis” adıyla bilinen Pozantı, Anadolu’nun güneyi ile Orta Anadolu’yu birbirine bağlayan bir geçit konumundaydı. Bu dönemlerde bölge, kervan yollarının önemli durak noktalarından biri olarak ticaretin geliştiği bir alan olmuştur. Osmanlı döneminde de bu stratejik konumunu koruyan Pozantı, Osmanlı İmparatorluğu’nun güney sınırlarını korumada önemli bir rol oynamıştır.

Kurtuluş Savaşı sırasında Pozantı, Adana ve çevresinin işgaline karşı direnişin önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. 1920’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle Pozantı’da bir kongre yapılmış ve bu kongrede bölgenin düşman işgaline karşı mücadelesi kararlaştırılmıştır. Bu kongre, Adana ve çevresindeki Kuvayı Milliye hareketinin güçlenmesine katkı sağlamıştır.

Pozantı, günümüzde doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle ilgi çeken bir yerleşim yeri olmaya devam etmektedir.

2 thoughts on “Pozantı ilçesinin Tarihçesi

  1. İlçemizdeki Tescilli Tarihi Eserler

    AKKÖPRÜ

    Hemen yakınında bulunan Şekerpınarın dan dolayı Şekerpınarı köprüsü de denilen Akköprü bir ortaçağ köprüsüdür. Orta çağ tabiri belli bir tarih değildir.Romalılardan Fatih Sultan Mehmet’ e kadar çok geniş bir zamanı kapsar. Roma – Bizans kadar, İslam ve Selçuklular devride bu zaman içine girer ancak IX yüzyılda halife Mem’ munun Bizans’a karşı seferinde köprünün mevcut olduğu ( K:ENER ) kaynaklarda belirtildiğinden köprü bu tarihten önce ( 833 ) yapılmış olmalıdır. XIV. Yüzyılda Karaman oğullarının bir gümrük noktası olarak kullanılan Akköprü, XIV. Yüzyılda Gülek Beline hakim Koca Mehmet Paşa zamanında da onarılmış olduğu tahmin edilmektedir. XIX. Yüzyılda ise Mısırlı İbrahim Paşa tarafından onarıldığı ( A.JANKE ) tarihsel kaynaklarından anlaşılmaktadır. Köprü kagir ve tek gözlüdür. Boyu 83 metre, genişliği 5,70 metre ve kemer açıklığı 10,35 metredir. Her iki kıyıdan orta kemere doğru yükselen meyilli bir şekli vardır. T.C. mülki idare sınırlarına göre Adana Niğde il sınırında bulunmaktadır. Akköprü, Çiftehan – Pozantı demiryolu arasında ve demiryolunun hemen doğusunda bulunmaktadır. Köprü civarı oldukça sarp dağlarla kaplıdır. Köprünün hemen kuzeyinde şeker pınarı kaynağı ve şeker pınarı turistik lokantası karayolundan dinlenme yeridir. Köprü sarımtırak renkli kesme taşlarla yapılmıştır. Köprü geçirdiği onarımlar sayesinde günümüze kadar gelebilmiştir.

    Köprü zaman içinde pek çok onarım geçirmiştir. Ancak her onarımda aynı temeller üzerine kurulduğu ana hatta fazla bir değişiklik yapılmadığı söylenebilir. Köprüye ilişkin elde edilen en eski belge olarak 1970 yılında çekilen fotoğraflar bulunmaktadır. Köprünün 1982 ler de hasar gördüğü, ancak bu hasarların özellikle doğu taraftaki tamponun ortaya çıktığı, köprünün kemerinde herhangi bir hasar olmadığı görülmektedir.

    1984′ de yapılan onarımda, Adana – Ankara yolu tarafından köprünün tampon duvarlarının yükseltilerek ve korkuluk üzerine beyaz renkte tek parça taşlar konularak müdahaleler yapıldığı, ancak 1985′ de bu olumsuz müdahalelerin kaldırılarak köprüye 1900 yıllarındaki biçiminin verildiği ve taşıt trafiğine kapatılarak yaya amaçlı kullanıldığı görülmektedir. Bu son onarımlarda köprü tamponları moloz taş duvar tekniği ile çeşitli cinste ve büyüklük de taşlar kullanılarak örülmüştür.

    Ekim 1991 de olan taşkında köprü oldukça hasar görerek büyük bir kısmı yıkılmıştır. Yıllarca hasarlı olarak kalan Ak köprü Adana Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Kurulunun 13.07.1999 gün ve 3490 sayılı kararı ile onaylanarak rölöve, retitüsyon ve restorasyon projeleri doğrultusunda 2000 ve 2001 yıllarında restore edilerek günümüzdeki halini almıştır.

  2. İBRAHİM PAŞA TABYASI

    Tabyanın Osmanlı döneminde İbrahim Paşa tarafından inşa ettirildiği sanılmaktadır. Toros dağları üzerinde tekir boğazına hakim bir tepe üzerinde oval planlı olarak yapılan tabyanın duvar örgüsünde yöresel taş malzeme kullanılmış olup, duvarların iç ve dış yüzeyleri küçük dörtgen düzgün kesme taş ile örülmüş duvar araları moloz taşlarla doldurulmuştur. Doğu ve Batı yarım daire Burç şeklinde düzenlenen tabyanın, batı cephesi temel seviyesine kadar yıkılmış, doğu cephesi sağlam vaziyettedir. Kuzeyden ana girişi olan tabyanın iç kısmında tonozlu mekanlar yer almakta olup, tabyanın su sarnıcı ve diğer bölümlerinden bir kısmı günümüze kadar sağlam biçimde gelebilmiştir. Tabyanın üst kısmında ise tabyayı çepe çevre saran iç kısımları tuğla örülü, basık kemerli mazgal delikleri bulunmaktadır. İbrahim Paşa tabyası Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulunun 13.02.1986 gün ve 1829 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.10.1993 gün ve 1549 sayılı kararı ile ise Tabyanın korunma alanı sınırları 1/25000 ölçekli harita üzerinde belirlenmişti

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir