Sekülerleşmenin Gölgesinde Müslüman Olmak: Eylemde Tevhidi, Hayatta Takvayı Kuşanmak

Sekülerleşmenin Gölgesinde Müslüman Olmak: Eylemde Tevhidi, Hayatta Takvayı Kuşanmak

Zaman, insanoğlunun hem imtihanı hem de aynasıdır. Modern çağın çelik perdeleri ardında yaşamaya mahkûm edilen kalpler, artık eskisi gibi saf değil; ne bakışlar masum, ne de zihinler ilahi hakikatlerle mücehhez. Bugün, kendisini Müslüman olarak tanımlayan nice insanın hayatı, eylem ve söylem arasında keskin bir çelişkiyle örülü. Kalben Allah’a inandığını söyleyen diller, amelen seküler dünyanın değerlerini yaşar hale gelmiş durumda. İşte tam da bu noktada Müslümanlar olarak içinden geçtiğimiz buhranlı sürecin adını koymamız elzem: Sekülerleşmenin Müslüman üzerindeki etkisi.

Bugün bir seküler bireyle bir Müslüman arasında yaşantı açısından neredeyse fark kalmamışsa, bunun kökeni dinin sadece zihinsel ve kültürel bir aidiyet olarak kalmasına dayanır. Oysa İslam sadece bir inanç değil, bir yaşam biçimidir. Tevhid, yalnızca Allah’a inanmak değil; O’nun dışındaki her şeyi kalpten, zihinden, pratikten ve davranıştan silmektir. Namazla hayat bulmayan, oruçla arınmayan, Kur’an’la aydınlanmayan, ahlakla şekillenmeyen bir Müslümanlık; sadece isimde kalmış bir aidiyetin ötesine geçemez. İslam şekil değil, özdür; söz değil, ameldir.

Her şeyin ticarileştiği, duyguların bile pazara düştüğü bu çağda, aşkın ve ilahi olanı hayatımızda barındırmak her zamankinden daha zor hale geldi. Halbuki kalbini Allah’a bağlayan bir kul için dünya bir konaklama yeridir, asıl yurt ise ahirettir. Seküler dünya ise bu dengeyi bozar; zihinleri dünyaya sabitler, kalpleri tüketimin döngüsüne hapseder. Böylece ibadetler yalnızca rutin olur, tesettür bir formaliteye, Kur’an bir aksesuar kitaba, takva ise nostaljik bir kavrama dönüşür.

Oysa ki çözüm bellidir: Zikrullah ile kalbi diri tutmak, ibadetlerle ruhu arındırmak, salih amellerle hayatı anlamlandırmak. Her bir amel, her bir güzel söz ve davranış, Allah’a doğru bir adım atmak demektir. Rabbimizin: “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin” (Ahzab, 41) emri bu çağın karanlığında bir kandil gibidir. Bu zikir yalnızca dilde değil; davranışta, seçimde, niyette ve gayede olmalıdır. Zikrin amele, amelin takvaya, takvanın huzura dönüşmesi gerekir.

Bugün ümmetin en büyük problemi, dinin yalnızca söylemde kalıp, yaşamın tüm katmanlarında seküler pratiklerle şekillenmesidir. Namaz kılan ama faizle iş yapan, oruç tutan ama gıybetten geri durmayan, İslam’ı savunan ama ahlakta zalimleşen bireyler çağındayız. Bu haliyle yaşamak, Allah korusun, münafıklık tehlikesini beraberinde getirir. Zira münafıklık; inanç ve eylem arasındaki uçurumun adıdır. Efendimiz’in (s.a.v.) şu hadisi bu noktada ne kadar çarpıcıdır:
“Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine güvenildiğinde hainlik eder.” (Buhari, İman 24)

Bize düşen, bu çelişkiyi gidermek, söz ile davranışı, kalp ile ameli birleştirmektir. Rabbine yakın olan bir hayat, şekilcilikten uzak, öze yönelik bir duruşla mümkündür. Sadece tesettürü giymek değil, haya ile yaşamak; sadece oruç tutmak değil, haramlardan uzak durmak; sadece zekât vermek değil, cömertlikte örnek olmak gerekir. İslami hayat, bir bütündür; yarısı modernizme, yarısı dine tahsis edilemez. Zira tevhid parçalanmaya izin vermez.

İşte bu sebeple, yeniden özümüze dönmeli, ilahi öğretileri merkeze alan bir hayatı inşa etmeliyiz. Günlük yaşantımızda sahih kaynaklarla beslenmeli, salihlerle dost olmalı, ibadetleri rutin değil, ruhsal bir bağ olarak görmeliyiz. Salih amel, hem bu dünyada huzurun hem ahirette selametin anahtarıdır. Her bir namaz, bizi Allah’a yaklaştıran bir secde; her bir iyilik, bizi nefsin karanlığından kurtaran bir ışıktır.

Rabbimize, yalnızca söylemle değil; eylemle, amel ile, niyetle ve adanmışlıkla kul olmayı niyaz ederek yaşamalıyız. Ancak o zaman sekülerleşmenin bataklığından kurtulup, mutlaki bir yaşamın ferahlığına ulaşabiliriz. Unutmayalım ki, gerçek özgürlük, yalnız Allah’a kul olmaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir