Ümmetin Kızlarına

Ümmetin Kızlarına

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim cahiliye dönemi “kadın tasavvuru” ile şu kareyi oldukça canlı bir tasvir ile bizlere sunuyor:

“Onlardan birine, kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın ki verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!” (Nahl, 16/58-59)

Sonrasında cahiliye mantalitesinin bu şen’i cürüm ve cinayetini şiddetle eleştiriyordu:

“Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günahı sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda…” (Tekvir, 81/8-9)

Diri diri toprağa gömülmekte olan kız çocuklarını yeniden dirilten kim?

İslam…

Sadece hayatta kalmalarını sağlamakla yetinmedi İslam…

Kız çocuklarını yücelttiği ufka, çıkardığı zirveye bakmak lazım…

Bir Müslüman için hayatta en yüce hedef cenneti kazanmak değil midir? Şimdi buyrun, cennete kim üzerinden yürüyebileceğimizi Rasülullah (sav) Efendimizden dinleyelim;

“Üç kız çocuğunu terbiye edip evlendiren ve onlara iyilikte bulunan cennete girer.” (Ebu Davud)

“Kimin üç kızı ve üç kız kardeşi veyahut da iki kızı veya iki kız kardeşi olup da geçimlerini güzel sağlar, onlar hakkında Allah’tan korkarsa, o kişi için cennet vardır.’’ (Tirmizi)

Evet, görüyoruz ki anne ve babanın cenneti adeta kız çocuğunun zimmetinde…

Gelelim, evladın cennetini nerede arayacağız?

“Cennet annelerin ayakları altındadır.” (Nesai)

Cennet babadan ya da bir başkasından önce annelerin ayakları altına serilmiş…

Evliliği İslam şöylece anlamlandırıyor:

“Kul evlendiğinde dinin yarısını yerine getirmiş olur. Diğer yarısında ise Allah’tan sakınsın.” (Beyhaki)

Saliha kadınla evlilik dinin yarısına tekabül ediyor… Yoksa kusurlu bir kullukla baş başa kalırız…

“En güzel dünya nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman doğrultusunda (müslümanca) yaşamasına yardımcı olan kadındır.” (Tirmizi)

Genç kızlarımızla bunları bir daha paylaşmak istedim… Bunlar sizi memnun etmek için seçtiğim metinler değil, sizi yücelten İslam’ın kadim kriterleri…

Sakın bu müjdelere, rivayet kültürünün atıkları gözü ile bakmayınız, yüce Rabbimizin rahmetinin tecellisi olarak okuyalım…

Sahte kadın söylemlerine kanmayın…

Cennet sizde saklı… Cenneti içinizde taşıyorsunuz… İslam’ın size yüklediği bu yüceliği lütfen ıskalamayınız…

Hangi başarı, zafer, kazanım, birikim, donanım, unvan, kariyer, statü, servet bu müjdeye denk düşer?

Siz doğduğunuzda babanıza cennet kapıları açılır… Evlendiğinizde eşinizin, eşinizin imanının yarısını tamamlamış oluyorsunuz… Anne olduğunuzda cennet ayaklarınızın altına serilmiş oluyor…

Evet, siz cennetlik olmakla kalmıyorsunuz, birçok kişinin cennet vesilesi oluyorsunuz…

İşte İslam’ın size biçtiği konum… Rasülullah’ın (sav) size verdiği değer…

Bu ne yüce bir izzet! Ne güzel bir devlet değil mi?

Bu saatten sonra Kapitalizmin sahte cennet pazarlamalarına tav olmanız söz konusu olabilir mi?

Modernizmin seküler ve liberal limanlarına ilgi duyacağınızı sanmıyorum… Cennetin taşıyıcı melekleri olmak varken, süslü ve sefil arzulara prim vereceğinizi düşünmüyorum…

Rasülullah’ın nesebi kızları üzerinden devam etti, değil mi?

Ümmetin geleceği de Meryem yürekli kızlarla şekillenecektir kuşkusuz…

 

Ramazan KAYAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir