Yeryüzünün En Görkemli Bildirisi: Kudüs
I
Şehirler, insanoğlunun yeryüzündeki serüveninin en büyük tutanakları, en görkemli konakları, belleği en güçlü tanıklarıdır.
Ve Kudüs, yeryüzünün en bilge durağı, en acılı yurdu, en doğurgan anasıdır.
II
Adıyla, tarihiyle, kendisi için verilen savaşımlarla çok yönlü bir sembol olan Kudüs, hem Filistin ve Ortadoğu sınavında hem de Müslümanlık ve insanlık savaşımında merkezi bir konuma sahiptir.
Filistin insan olmanın sınandığı yerdir çünkü. Filistin, son kertede bile beyaz bayrak çekmeyi onuruna yediremeyen tek evidir dünyanın; asla nadasa bırakılamayan tarlalara, direnen çocuklar ekilen bir coğrafyadır.
III
Her dönemde dünyanın sürekli cıvıldayan kalbi olan Ortadoğu’da Kudüs, hem bir atardamar hem de bir toplardamardır.
Kudüs; Taifli çocukların taşladığı, başını yardığı, ayaklarını kanattığı mustaz’af bir peygamberin, getirmiş olduğu mesajın evrenselliğinin teyit edildiği yerdir. Salihlerin yurdudur. Bir sevda durağıdır. Kuyumcu rikkatiyle işlenmiş bir yeryüzü örtüsüdür. İnancın vazgeçilmez sılasıdır; nice öğrencisi olan münbit bir mektep gibidir. En bilimli annedir. Direnişe, sabra bey’at etmiş vuruşkan şahanların sığınağıdır Kudüs. İman izdihamının, zihin ve yürek intifadasının en gözde, en bereketli pınarıdır.
Arzın üstünde bir sancak, bir bildiri, görkemli bir çınar gibi durur o. Tanklara, barikatlara, kurşunlara inat. Zorluklara, baskılara, ihanetlere inat. Sınırlara, setlere, duvarlara, kuşatmalara direnerek. Kardeş kılarak mücadele öbeklerini, körpe filizleri. Tutuşturarak sönmeye yüz tutmuş meşaleyi her yanda. Musa ile direnişi kuşanır o, İsa ile bıkmadan uyarır. Yakup’la ağlar, Davut’la birlikte ateşe verir sesini. Ve Muhammed’in inkılapçı mesajı göğsünü titretir onun sürekli.
Şehir unutmaz! Ve Kudüs yeryüzünün ta ortasından, göğsünden fışkırmış bir diriliş çığlığı, bir alev topu, göğe uzanan bir şehadet parmağıdır!
Kudüs bizim evimizdir, Ortadoğu mahallemiz. Ve herkes bilsin ki evimiz satılık değil!..
IV
Kendini satmayan o mahalle şimdi bir ateş yumağı halinde. Irak bir kan ve ateş çölünün ortasında, bütün dünyanın gözleri önünde çırpınıyor. Ortadoğu, iğrenç bir saldırının ağında yanıyor. Ölüm ve çaresizlik, o yalın yapıldak haliyle ekranlardan, sütunlardan taşarak üstümüze başımıza çarpıyor artık. Kolumuzu kanadımızı kırıp bırakıyor. Her gün ölüm haberleriyle, tabutlarla giriyoruz yatağa. Daha fazla boğazımıza takılıyor lokmalar. Daha çok sarılıyoruz çocuklarımıza.
Dili tutulmuş, evlatları tarafından ihanete uğramış, bakıcısı vurulmuş; ama her şeye karşın ayakta kalmaya çalışan bir külliye gibi şimdi Ortadoğu. Yanı başımızda öyle yalnız, öyle çaresiz ve öyle yıkıma uğramış bir şekilde duruyor. Mazlum ve mağrur. Mütevekkil ve her şeye karşın mağrur. Büyük acıların ve gözyaşlarının eşliğinde; ölümlerle, yıkılışlarla, kurşunlarla, bombalarla karşılıyor her geceyi, her sabahı. Yeryüzü Bismillah boylu çocukların, ateşten toplarla oynadığı kanlı bir bahçeye dönüşüyor.
Ortadoğu; en çok direnen, en genç, en güzel ve en çabuk ölen kardeşimiz bizim!
V
Ey Rabbimiz! Ey Kabe’nin, Hayber’in, Kerbela’nın, Bağdat’ın, Kudüs’ün Rabbi!
Ayetlerini yalanlayan, fitne ve fesadı yayan, zülüm ve baskıyla ekini ve nesli bozan gözü dönmüş katiller dünyaya egemen olmuşlar.
Direnenlere, mustaz’aflara ve bize yardım et! Dualarımızı karşılıksız bırakma. Bizi silkele, bizi arındır. Bizi uyananlardan, adananlardan eyle! Zilletin kara örtüsüne, murdar soluğuna bulaştırma bizleri! Bağdat’ın, Ramallah’ın o tomurcuğa durmuş çocuklarına, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın yalnız fakat onurlu muhafızlarına dualarımızı ulaştır!
Ey Rabbimiz!
Üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı kaydırma, bize inanç ve kuvvet ver. Ellerimizi ve gönüllerimizi birleştir. Kafir ve zalim topluluğa karşı direnenlere yardım et!..
Ali Değirmenci